Sergey Sergeviç Prokofyev Kimdir? Ünlü Rus Bestecisi Hayatı ve Eserleri

0
Advertisement

Sergey Sergeviç Prokofyev kimdir ve hangi eserleri vermiştir? Sergey Sergeviç Prokofyev’in hayat hikayesi, besteleri, müzik kariyeri ile ilgili bilgi.

Sergey Sergeviç Prokofyev

Sergey Sergeviç Prokofyev

23 Nisan 1891, Sonsovka — 9 Mart 1953, Moskova

Rus bestecisidir. Eğitimini St. Petersburg Konservatuarında Rimski – Korsakof, Liyadof ve Çereprin’in öğrencisi olarak yapmış, okulu üç diploma ve Rubinstein piyano ödülü ile bitirmiştir. Devrim sırasında Amerika’ya gitmiş, sonra Paris’e yerleşmiştir. 1932 yılında yurduna dönmüş, Sovyet bestecilerinin en önemlisi olarak tanınmış, İkinci Dünya Savaşı sırasında, çağın gerçeklerine uygun yapıtlarıyla ulusal kahraman durumuna yükselmiştir. 1948 yılında Sovyet bestecilerinden birkaçı ile Komünist Partisi Merkez Kurulu tarafından «Batı’nın müzik düşünüşüne uymak, biçimci müzik yazmakla suçlandırılmış, saldırılara uğramıştır. Prokofiyef, sonra yeniden göze girmiştir. Müziği özellikle melodi zenginliği ve alaycı yanıyla seçkinleşir.

Başlıca yapıtları; film yöneticisi Eisenstein’ın çevirdiği «Aleksandr Nevski» için kantat, anlatıcı ve orkestra için «Piyotr ve Kurt», orkestra için «İskit», «Teğmen Kije», «Romeo ve Jüliet» süiti, «Klasik Senfoni». Ayrıca 6 senfoni, «Harp ve Sulh», «Üç Portakala Aşk», «Ateş Meleği», «Seymon Kotko», «Manastırda Düğün» adlı operaları, piyano için 5 konçerto, 9 sonat, keman için 2 konçerto ve 3 sonat.


ÜÇ PORTAKALA AŞK

Bir prolog ve dört perdeden kurulu eğlenceli operadır.
Metin: Besteci.
İlk oynanış: 1921 Chicago.
Başlıca kişiler: Kral (Bas), Prens (Tenor), Prenses Clarissa (Alto), Başbakan Leander (Bariton), Truffaldino, saray güldürücüsü (Tenor), İllüzyonist Çelio (Bas), Büyücü Fata Morgana (Soprano), üç prenses.
Konunun geçtiği çağ ve yer: Masallarda bir ülke.

Advertisement
Konusu:

Bir tiyatro salonunda seyirciler ikiye ayrılmıştır; bir kısmı güldürü, bir kısmı da acılı oyun seyretmek isteğindedir. Perde önüne bir haberci çıkar; oyunun başlamak üzere olduğunu, bir kralın hiç gülmeyen oğlu konusundaki gülüdürüyü seyredeceklerini bildirir. Kralın oğlu gülmeyi unutmuştur. Ağlamaya koyulduğunda saray güldürücüsü Truffaldino bile çaresiz kalmaktadır. Bu durumdan iki kişi yararlanmayı tasarlamaktadır; kralın yerine geçmeyi isteyen Prenses Clarissa ve kralın düşmanı olan başbakan Leander. ikisi o gece saraydaki eğlencede görevli Truffaldino’ya esrar içirmeyi düşünürlerken Leander büyücü Fata Morgana’nın gelip durumu kurtaracağını söyler. Eğlence süresince yapılan türlü güldürü numaraları Prensi etkilemez.

Bir ata Truffaldino ile Fata Morgana arasındaki tartışma büyücünün yere düşmesine yol açar, Prens kahkahalarla gülmeye koyulur; büyücü almak için Prensi üç portakala âşık olmak ve onları aramakla cezalandırır, portakallar bulunduğunda bir pınar başında açılmasını şart koşar. Prens üç portakalı bulur, çölde giderlerken Trufaldino susuzluk nedeniyle iki portakalı açar, içlerinden çıkan iki güzel prenses hemen ölürler. Trufaldino kaçar, uykudan uyanan prens üçüncü portakalı da açar, içinden bu defa güzel Prenses Ninette çıkar, seyirciler hemen su yetiştirerek kızın ölmesine engel olurlar.

Prenses, Ninette’e ilk görüşte âşık olur, sarayına götürür. Durumu gören Fata Morgana kızı fare kılığına sokar. Prens bu duruma da razıdır. Düğün törenine fare kılığındaki Ninette’le katılır. Fakat yardıma illüzyonist Çelio yetişmiş, prensesi farelikten kurtarmıştır. Başbakan Leander ve Prenses Clarissa tutuklanırken halk gösteriler yapmakta, genç evlileri selâmlamaktadır.

Konu Venedikli ozan Carlo Gozzi’nin bir masalından alınmış, partisyon olağanüstü pırıltılı renkler, zekice buluşlarla dokunmuş, zengin melodilerle süslenmiştir. «Üç Portakala Aşk» çağımız operasının ilginç örnekleri arasındadır.

Tanınmış bölümler: «Marş» ve «Scherzo».


KLASİK SENFONİ Op. 25

İlk yorumu: 1918 Petersburg.
Bestecinin öteden beri bağlı olduğu «Çağımız yeni klasizm çağıdır.» düşüncesine yatkın ürünlerinden biridir. Yüzyılımızın başında «romantizm» bunaltısından kurtulma denemelerine katılan pek çok müzikçi gibi yeni yollar arayan Prokofiyef bu senfoninin doğuşunu şöyle haberler bir mektubunda: «Piyanodan yararlanmadan, onun ses düzenine bağlanmadan bir senfoni yazıyorum. Böylece orkestra seslerinin rengi daha parlak ve temiz olarak elde edilebilir kanısındayım. Haydn üslubunda bir senfoni taslağı oluyor… İnancıma göre Haydn şu çağda yaşasaydı üslubunu gene muhafaza edecek, günün yeniliklerinden pek azıyla yetinecekti, işte ben bunu yansıtan bir senfoni besteliyorum; klasik üslûpta…» Yapıt Batı’ya yayıldıktan sonra yargılar değişik olmuş, bazı tenkitçiler yermiş, bazıları övmüştür. Her şeye rağmen «Klasik Senfoni» çağımızda Prokofiyef’in en sevilen eseri arasındadır, eğlenceli, esprili, zarif nitelikleriyle kalacaktır da.

Advertisement

Yapıt dört bölümden kuruludur: Allegro – Larghetto – Gavotte-Molto vivace. Besteci yalnız üçüncü bölümde klasik kuralı değiştirmiş, «menuetto» yerine «gavotte»u yeğ tutmuştur.


PİYANO KONÇERTOSU «Do majör» No. 3 Op. 26

İlk yorumu: 1921 Chicago.
Yapıt «Klasik Senfoni»nin doğduğu tarihlerde yazılmış, üzerinde üç yıl kadar süren düzeltmelerden sonra yayınlanmıştır. Yirminci yüzyılın en parlak, en değerli ve virtuoza sağladığı imkânlar yönünden en olumlu konçerto örnekleri arasındadır. Uzmanlar yapıtı Liszt, Çaykovski ve Rahmaninof çizgisinin çağımıza ulaşan noktasında yer alabilecek birkaç verimden biri olarak yorumlanmışlardır. Genel yapısında makine benzeri, net ve açık bir ritm, zaman zaman tatlı bir Rus lirizmi görülür.

Birinci bölüm (Andante, Allegro) her iki tempo arasında ustalıklı geliş-gidişlerle sürer. İkinci bölüm (Andantino) dans ve marş benzeri kalıplar arasında mizahi ve şairane bir görüntü getirir. Üçüncü bölüm (Allegro ma non troppo) güç ve hareket tablosudur. Piyaniste virtuozite ve müzik yeteneğini açıklamak imkânını verme amacıyla yazılmış gibidir.


KEMAN KONÇERTOSU «Re majör» No. 1 Op. 19

İlk yorumu: 1923 Paris.
Yirmi yaşlarındaki Prokofiyef’in gür verimine, zengin melodi buluşlarına en güzel örneklerden biridir. Kemancılar tarafından daima yeğ tutulmuş, dinleyici tarafından daima istenmiştir. Konçerto özellikle ikinci bölümün etkili düzeni ve tüm yapısına yazılmış mizah, istihza ve neşesiyle bilinir. Yapıt 1913 yılında bestelenmiş, on yıl sonra yorumlanmıştır.


ROMEO VE JÜLYET «Bale Süiti» Op. 64

İlk yorumu: 1936 Moskova.
Ünlü opera bestecisi Rossini vatandaşı Verdi için: «Güçlü bir dramatik yeteneğe sahip, ancak hiçbir zaman gülünçlü opera yazamaz…» dermiş. Verdi’nin «Falstaff» gibi bir gülünçlü opera anıtı vermesi için bu yargının üzerinden yarım yüzyıl geçmesi gerekmiştir. Prokofiyef’in 1916’da sahneye konan «İskit» adlı bale müziğinden sonra bir tenkitçi de şu yargıyı savurmuş: «Tanrı kimine Romeo ve Julyet’in şarkısını yazmayı, kimine de böyle garip sesler ve maymun çığlıkları bestelemeyi nasip etmiş…» Aradan yirmi yıl geçtikten sonra Prokofiyef, «Romeo ve Jülyet»in şarkısını gene bir bale müziği biçiminde bestelemiştir; hem de böylesine bir aşkı anlatabilmek için yeterli lirizm ve melodi malzemesiyle.. Bu güzel yapıttan türlü konser süitleri düzenlenmiştir. En ünlüsü yedi bölümden kurulu «ikinci süit»dir: «Montegü ve Kapulet’ler», «Jülyet», «Rahip Lorenzo», «Dans», «Romeo ve Jülyet’in Vedası», «Kadın Tutsakların Dansı», «Romeo ve Jülyet’in Mezarı».


PİYOTR VE KURT Op. 61

İlk yorumu: 1936 Moskova.
Besteci «Çocuklar için senfonik masal» diye tanımladığı bu yapıtını hem öğretmek hem eğlendirmek amacıyla bestelemiştir. «Anlatıcı ve orkestra» için düzenlenen yapıtın konusu eski bir Rus masalından alınmıştır; «Yürekli bir çocuk olan Piyotr, arkadaşı kuşun yardımıyla kısa süre önce ördek yutmuş tehlikeli bir kurdu yakalar ve avcılara teslim eder. Avcılar karnından ördeğin sesi yansıyan kurdu neşeli bir törenle hayvanat bahçesine götürürler.» Ölümün yer almadığı bu değişik, bu sevimli öyküde masalın her karakterini ayrı bir melodi, ayrı bir çalgı belirtir. Örneğin: Piyotr yaylı çalgılar, kurt kornolor, kuş flüt, ördek obua, kedi klarnet, büyük baba fagot, avcılar ise timpani ile tanıtılır. «Piyotr ve Kurt» çocukların ilgiyle izleyerek çalgıları kolayca tanıyabilecekleri bir neşe kaynağıdır. Tüm medeni ülkelerin diline çevrilen bu arada yurdumuzda da Türkçe olarak yorumlanan «Piyotr ve Kurt» Moskova Merkez Çocuk Tiyatrosu için yazılmıştır.


Kaynak – 2

Sergey Sergeviç Prokofyev Kimdir?

Sergey Sergeviç Prokofyev

Sergey Sergeviç Prokofyev; Rus bestecisidir (Yekaterinoslav Bölgesi/ Sonzovka 1891-Moskova 1953).

İlk müzik derslerini iyi piyano çalan annesinden aldı. Moskova ve Petersburg konservatuvarlarmda öğrenim gördü. 1908’den başlayarak piyanistlik yaptı, 1917 Devrimi’nden sonra ülkesine dönmedi, 1933’e kadar Fransa, Almanya ve ABD’de yaşadı. 1933’te SSCB’ye döndü, beste çalışmalarına ve onları yorumlamaya ağırlık verdi. İkinci Dünya Savaşı sırasında ulusal ve kahramanlık yönü ağır basan eserleriyle öne çıktı. Prokofyev, en önemli Sovyet opera bestecisi ve aynı zamanda seçkin bir senfonik müzikçidir. Yeni klasikçi anlayışta bir bestecidir, müziği özellikle melodi zenginliği ile seçkinleşir.

Başlıca operaları: Üç Portakala Aşk (1921), Semyon Kotko (1940), Manastırda Nişanlanma (1946), Savaş ve Barış (1941-1942). Baleler: Pan Schut (1920), Müsrif Oğul (1928), Romeo ve Jülyet (1936), Kül Kedisi (1944), Taştan Çiçek (1950). Ayrıca 7 senfoni, 5 piyano konçertosu, 2 keman konçertosu, 2 viyolonsel konçertosu, senfonik süitler (İskit Süiti, 1941), 11 piyano sonatı, Aleksandr Nevski kantatı, film (Teğmen Kije, 1934, Pique Dame, 1936) ve sahne Pyotr ve Kurt (anlatıcı ve orkestra için) gibi eserler besteledi.

Advertisement


Leave A Reply