Serveti Fünun Edebiyatı Özellikleri (Genel ve Şiir Özellikleri Maddeler Halinde)

0
Advertisement

Tanzimat edebiyatından sonra ortaya çıkan Servet-i Fünun Edebiyatının genel özellikleri ve Sevet-i Fünun edebiyatı şiir özellikleri hakkında bilgiler.

Servet-i Fünun Edebiyatı Özellikleri

SERVET-İ FÜNUN EBEDİYATI (1896-1901) ÖZELLİKLERİ

Tanzimat sanatçılarının yapamadıklarını gerçekleştirmek üzere önceleri Ahmet İhsan Tokgöz’ün çıkardığı “Servet-i Fünun” adlı bilim ve fen dergisinin etrafında toplanan genç aydınların oluşturduğu bir dönemdir. Başına Tevfik Fikret‘in getirilmesinden sonra edebi bir kimlik kazanan Servet-i Fünuncular Batıya yöneliş hareketlerini hızlandırırlar. Bu sanatçıların meydana getirdiği topluluğa Edebiyat-ı Cedide topluluğu da denir.

Her şeyden önce Servet-i Fünuncular Tanzimatçıların açtığı okullarda yetiştiler. Bu devirde Osmanlı devleti can çekişiyordu. Aydınlarda ve halkta genel bir umutsuzluk hakimdi. Uygulanan sansür aydınların düşüncelerini açıkça anlatmalarına engel oluyordu. Bu şartlarda bu topluluk, umutsuz, karamsar, içedönük bir sanat anlayışı dönemini yaşadı.

Şair ve yazarları şunlardır: Tevfik Fikret, Halit Ziya Uşaklıgil, Mehmet Rauf, Cenap Şahabettin, Süleyman Nazif, Hüseyin Cahit Yalçın, Ali Ekrem Bolayır, Hüseyin Suat, Hüseyin Siret, Celal Sahir, Ahmet Hikmet Müftüoğlu, Ahmet Şuayip’tır.

GENEL ÖZELLİKLERİ

1. Devrin siyasi şartları gereği toplumsal konular işlenemedi. “Sanat sanat içindir” anlayışına bağlı kaldılar.

Advertisement

2. Halktan kopuk, aydınlara seslenen bir dil kullandılar.

3. Fransız edebiyatına hayranlık derecesinde bağlandılar.

4. Şiir, mensun şiir, roman,hikaye dallarında eserler verdiler.

5. Karamsar, hayalci bir yapıya sahip oldukları için eserlerindeki kahramanlar da bu ruhî yapıyı göstermektedir.

ŞİİR ÖZELLİKLERİ

1. Şiir düzyazıya yaklaştırılmıştır.

2. Şiirde parnasizmin ve sembolizmin etkileri görülür.

Advertisement

3. Dil, şekil, sanat anlayışı bakımından Tanzimat devri şiirinden ayrılan bu dönem şiirinde kuvvetli bir müzik dili vardır.

4. Şiirde konu bütünlüğü sağlanmıştır.

5. Türk diline uzun heceyi de katarak aruz ölçüsünün milli ölçü olması yönünde çalışmışlardır.

6. Şiirde beyit birimi hakimiyeti yıkılmış, yeni bir serbest nazım anlayışı hakim olmuştur.

7. Şiirde aşk, acıma, umutsuzluk karamsarlık gibi bireysel konular işlenmiştir.

NOT: Bu dönemde yaşamalarına rağmen bu topluluğa katılmayan Mehmet Emin Yurdakul, Hüseyin Rahmi Gürpınar, Ahmet Rasim, Mehmet Akif Ersoy ve Rıza Tevfik Bölükbaşı halk için edebiyat görüşüyle eserler vermişlerdir.


Leave A Reply