Advertisement
İçinde ses kelimesi geçen deyimler nelerdir? Bu deyimlerin anlamları ve açıklamaları. Ses hakkında deyimler ve anlamları.
Ses İle İlgili Deyimler ve Anlamları
- “sesini yükseltmek”
yüksek, öfkeli bir sesle söylemek: Çardaktan kocasının sesini yükselterek söylediğini duyan kadın, kahve takımlarını alıp çıktı. -N. Cumalı. - “sessizliğe gömülmek”
sessiz duruma gelmek: Karanlık içinden bir süre fısıltılar geldi, sonra her şey derin bir sessizliğe gömüldü. -Y. Kemal. - “vurduğu yerden ses gelmek”
çok kuvvetli vurmak, eli ağır olmak. - “(birinin) sesi çıkmamak (kesilmek)”
bir şey söylemeyerek susmak. - “(birinin) sesi soluğu çıkmamak (kesilmek)”
sesi çıkmamak: Koskoca adam eriyiverdi sanki, sesi soluğu çıkmazdı. -Y. Atılgan. - “her kafadan bir ses çıkmak”
bir konu üzerinde herkes rastgele konuşmak: Her kafadan bir ses çıkıyor, sen kazandın ben kazandım, şans mans deyip gülüşüyorlardı. -N. Meriç. - “ölüm sessizliği çökmek”
yoğun ve derin bir sessizlik kaplamak: Masanın başına oturduğum zaman ortalığa gerçekten ölüm sessizliği çöktü -R. N. Güntekin. - “ses çıkarmamak (etmemek)”
bir şeyi hoş görerek karşı çıkmamak, itiraz etmemek: İnsanlar bizim bahçeye çağırdığımız arkadaşlarımıza bile ses çıkarmıyorlardı. -A. Kutlu. - “ses çıkmamak”
haber gelmemek.
“ses etmek”
seslenmek.
- ” ses getirmek”
yaptığı işle, söylediği sözle dikkatleri çekmek ve kitleleri harekete geçirmek. - “ses kesilmek”
ses, artık duyulmamak. - “ses seda çıkmamak”
1) haber çıkmamak: Çok uzak ama pek çok uzak birkaç akrabadan ses seda çıkmadı. -A. Gündüz. 2) hiçbir tepki görülmemek. - ” ses seda kesilmek (kalmamak)”
hiçbir ses duyulmamak: Sanki bütün dünyada ses seda kesilmişti. -S. F. Abasıyanık. - “ses seda yok”
hiç haber gelmedi anlamında kullanılan bir söz. - “ses vermek”
1) herhangi bir sesi çıkarmak: Üç defa ses veren bir küçük çanın altından bahçeye girdiler. -Y. K. Karaosmanoğlu. 2) bir çağrıya karşılık vermek: Her biri bir türlü feryada başlar / Güller seda verir, bağlar ses verir -Âşık Veysel. - ” sesi ayyuka çıkmak”
çok yüksek sesle bağırmak. - “sesini çıkarmamak”
bir şey üzerindeki düşüncesini söylememek: Sesini çıkarmadı. Mütevekkil bir hâli vardı. -N. F. Kısakürek. - “sesini kesmek”
söylemekteyken susmak. - “sesini kısmak”
sesini alçaltmak.
Yorum yapılmamış
………………………………………….ÇOK SAOLUN ……. Ödevimden eminim 100 alırım……………………………………………….