Şeyh İsmail Maşuki (Oğlan Şeyh) Kimdir? Hayatı Hakkında Bilgi

0
Advertisement

Şeyh İsmail Maşuki (Oğlan Şeyh) Kimdir? 16. yüzyılda yaşamış olan ve hala tartışma konusu yapılan Şeyh Maşuki’nin hayatı hakkında bilgi.

Şeyh Maşuki

Şeyh Maşuki

Tam adı Şeyh İsmail Maşuki’dir. Türk tasavvuf tarihinde önemli bir yeri bulunmaktadır. “Oğlan Şeyh” ismi ile de tanınmaktadır. Bayrami-Melami tarikatına mensup bir sufidir.

1508 yılında Aksaray’da doğmuştur. Bayrami-Melami tarikatının başında yer alan Pir Ali Sultan’ın oğludur.

İstanbul’a geldiğinde fikirlerini halk arasında anlatmış ve kendine yeni müritler bulmuştur. Ancak o dönemde ki şerri yasalara göre fikirleri dinsizlik olarak adledilmiş ve o dönemki İstanbul Kadısı Şeyh Ebussuud Efendi tarafından idam cezasına çarptırılmıştır. İdamı Sultanahmet’te At Meydanında 1528 yılında idamı gerçekleştirilmiştir.

Yaşadığı döneme göre uç fikirlere sahip olan Şeyh Maşuki kabir azabı ve öldükten sonra ki bir dünyanın varlığını red etmiş ve içinde yaşadığımız dünyanın daha nesnel bir şekilde düzeltilmesi gerekiğini savunmuştur. tasavvuf’ta Vahdet-i Vücud denen inanışa sıkı sıkıya bağlı kalmış ve Kanuni Sultan Süleyman‘ın huzurunda dahi fikirleri savunmaktan geri kalmamıştır.

Advertisement

Mahkemesinde 6 adet şahidin kendisini suçlaması ile idam cezası almıştır ve halka arasında gençliğinden dolayı “Oğlan Şeyh” ismi ile anılmış bilinmiştir.

İdamından sonra idam edildiği yere bir şehitlik, sembolik bir mezar yapılmış ancak daha sonra bu şehitlikte yanmıştır.

Şey Maşuki çok iyi bir hatipti. Konuşmaları ve fikirleri ile insanları etkileme kabiliyeti yüksek bir şahıs idi. Aynı zamanda şiir yeteneği de bulunan bu genç Şeyh’in eserlerinden günümüze gelenlerden bazıları aşağıda ki gibidir.

Tut Hakkı bilmek dilersen ehl-i irşad eteğin
Niceler bilmediler kim böyle erkân gizlidir

Değme bir hor ü hakire hor deyu kılma nazar
Kalbinin bir küşesinde Arş-ı Rahman gizlidir

Gönüldür menzil-i canan gönüldür vasılı Rahman
Gönüldür aşık ü sadık değil hali temennadan

Advertisement

Çü sensin aşık ü maşuk çü sensin talib ü matlub
Haber vir gel nedir şahım murad olan bu gavgadan

Suretinde biz ki Hakkın suretin gördük iyan
Men idemez bizi Haktan zahidin efsanesi

Ehl-i aşkın gözüne yeksan görünür daima
Mabed-i abid ile hem rahibin büthanesi

Sırr-ı ekber sahibidir sırr-ı meyhanem benim
Her taraftan cezbeder aşıkları humihanesi

Senin zatındürür mescüt ana cümle eder secde
Mesacette eger aşık kilisada eger ruhban

Veli insan gibi mazhar olimaz zatına hergiz
Ki anı suretin üzre halkettin edüb insan

Ayni hak oldu vücudum kaçma ey hak sureti
Hak ile hak olagör gel vehmi kov, Şeytandır

Kalbin Allah olduğiçün suretin Rahmandır
Ki mükevvin ismin ey meh halıki ekvandır

Kim ki aşk ile vücudun bildi vü buldu bu gün
Kendi kend özün yitürmedi, ulu sultandır

Ayrıca o dönemde ne tarz bir fikir savunduğu da aşağıda kendisine ait olduğu düşünülen cümlelerden de anlaşılmaktadır.

“İnsan kadimdir; yaratılmamıştır, yaratandır. Her kişi tanrıdır, her biçimde gözüken odur. Öyleyse görünen tanrıya tapalım… Ruh bir bedenden çıkıp başka bedene geçer. Kabir azabı diye birşey olamaz; ölülerin dirilmesi, soru ve hesap günü de yoktur.”
Şeyh ismail Maşuki

Advertisement


Leave A Reply