Polonezköy Gezi Rehberi, Nasıl Gidilir? Ne Yenir? Yeme ve İçme

0
Advertisement

Doğanın bütün renklerinin korunduğu Polonezköy’de oksijenden başınız dönecek, lezzetli yemekler midenizi dolduracak ve derin bir uykunun keyfini süreceksiniz…

Polonezköy

İstanbul yakınlarında doğasını korumayı başarabilmiş böyle yerler bulmak gerçekten çok zor. Yemyeşil doğanın içinde akarsular, mis gibi kokular, tatlı bir hafta sonu kaçamağında arayacağınız her şey… Şirin bir pansiyon odasında, lezzetli yemeklerin, yeşilin bütün tonlarının ve mevsimin bütün güzelliklerinin tadını çıkarmak için bu kadar yakınınzda başka bir alternatifiniz daha yok. Gider gitmez insana yaşadığını hissettiren toprakların üzerinde yürümenin keyfini çıkarmaya başlayın.

Köyün girişinde sizi eski bir kilise ve katolik rahiplerin döneminden kalma bir mezarlık karşılıyor, köyün içine girip ufacık şirin meydanına geldiğinizde ise kiralanmak üzere dizilmiş atları görüyorsunuz. Etrafta, kendi ürettikleri cam eşyaları satmaya çalışan yerli halk dikkatinizi hemen çekiyor. Karşınıza çıkan neredeyse bütün yapıların üzerlerine sarmaşıklar sarılmış. Bu bölgedeki çiçekli sarmaşıklara Yediveren Gülü deniyor.

Polonezköy

Polonezköy’ün tereyağı ve kirazı çok meşhur, özellikle kirazı Türkiye’nin her yerinde bilinen bir lezzete sahip ve ününü gerçekten hak ediyor. Her yıl Haziran ayında yapılan kiraz festivali bu ünün gereğini yerine getirmek için bire bir oluyor.

Son yıllarda İstanbul’un dışında bir yerelere kaçma isteği artan insanlara hizmet vermek için konaklama imkanları oluşturuldu, ister günübirlik isterseniz birkaç günlüğüne Polonezköy’e gidip hayatın ve doğanın tadını çıkarabilirsiniz.

Advertisement

Daha Polonezköy’ün sınırlarına girdiğiniz anda ağaçlarla karşılıyor sizi, dört mevsim yeşil doğanın arasından geçerek şehrin bütün gürültüsünü ve karmaşasını geride bırakıyorsunuz.

Tarihçesi

Polonezköy ismini tahmin edileceği üzere Polonyalılar’dan alır. 1842 yılında işgal edilen Polonya’dan kaçan Prens Adam Czartoryski’nin Paris’te başlattığı bağımsızlık mücadelesi sırasında Polonya’dan kaçan asker ve siviller Osmanlı ile birlikte savaşmaya başlarlar. Savaş sona erdiğinde Polonyalılar’a Sultan Abdülmecit tarafından yerleşmeleri için, bugün Polonezköy olarak bilinen topraklar verilir. Kısa bir süre sonra Türkler’le kaynaşan Polonyalılar zaman içinde yapılan evlilikler sonucu hakimiyeti Türkler’e kaptırırlar.

İlk yerleştikleri dönemlerde bütün çevreyi kendi anlayışlarına ve tarzlarına göre düzenleyen Polonyalılar’ın izlerini görmek hala mümkün. Bugün Polonezköy’de 500 kadar Polonya asıllı insan yaşıyor ve bunlar Abdülmecit zamanında yerleşen atalarının izlerini koruyorlar.

Ulaşım

Polonezköy İstanbul’a çok yakın değil, İstanbul’da… Kadıköy yakasında oturanlar yemyeşil yollar arasından ilerleyerek 40 dakikada Polonezköy’e ulaşabiliyor, ancak ulaşım için tek şansınız özel araba çünkü Polonezköy’e başka türlü bir ulaşım yok. Kısacası otobüs, minübüs, dolmuş gibi vasıtalar söz konusu bile değil.

Şehir merkezlerinden Polonezköy’e gitmenin üç ayrı yolu var. Bunlardan size en uygun olanını seçebilirsiniz.

1. Tercih
TEM Otoyolu üzerinde Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nden önceki son çıkış olan Kavacık sapağından çıkıyorsunuz ve Kavacık’ı geçtikten yaklaşık 1 km sonra Polonezköy tabelasını görüp sola dönüyorsunuz. Acarar sitesine geldiğinizde sağa dönüyorsunuz ve ‘Polonezköy’e Hoşgeldiniz’.

2. Tercih
Beykoz üzerinden gelirken Toygar’a, daha sonra da Mahmut Şevket Paşa’ya ve Üçpınarlar mevkiine geliyorsunuz, buradan güneye doğru ilerlediğinizde Polonezköy’e varmış oluyorsunuz.

Advertisement

3. Tercih
TEM’in Ümraniye-Sarıgazi çıkışından çıkıp eski Şile yoluna girerseniz Alemdağ’a ulaşıyorsunuz. Cumhuriyet Köyü’ne doğru ilerleyip, kölden sola dönüyorsunuz ve işte yine Polonezköy’desiniz.

Yeme İçme

Polonezköy’de Haziran ayında en önce kiraz yenir, bunun dışında mevsimine göre kestanenin de tadına bakın mutlaka, şimdilerde çıkmaya başladı. Yörenin peyniri ve tereyağı çok lezzetli ayrıca keki, polen ve polen bal karışımı mutlaka tadılmalı. Yörenin restoranları genellikle büyük tesislerin içinde ama birkaç küçük lokanta bulmak da mümkün oluyor.

Orman içindeki ‘kendin pişir kendin ye’ lokantalarına gidebilirisiniz. Bunlar dışında köy civarında Polonya, Avusturya, Fransız, Rum ve Türk mutfağının seçme lezzetlerini sunulduğu doğa içinde servis yapılan restoranlar bulabiliyorsunuz ama bunlar büyük tesislerin içinde oldukları için fiyatlar da ona göre oluyor.


Leave A Reply