Simya (Alşimi) Nedir?

0
Advertisement

Simya (Alşimi) nedir? Simyanın kısa tarihi ve simya ile ilgili genel bilgilerin yer aldığı yazımız

simyaSimya eski çağların kimyasıdır. Bu işle uğraşanların en büyük gayesi değersiz maddeleri altın veya gümüşe çevirebilmek, bütün hastalıkları iyi edecek, insanı ölümsüz yapacak bir ilaç bulabilmekti.

Bu bakımdan, simya ile uğraşanlar başlıca iki konu üzerinde çalışıyorlardı: Filozof taşı ve hayat iksiri.

Filozof taşı: Simyacılar bunun kıymetli madenleri yapmaya yarayan ana madde olduğunu kabul ederlerdi. Filozof taşı yapmak için birçok tertipler vermişlerdir. Tuz, sülfür ve civa filozof taşı yapmaya yarayan başlıca maddelerdendir.

Hayat iksiri (Abıhayat, bengisu): İnsanı hem hastalıklardan kurtaracak, hem de ölümsüz kılacak maddedir. Aynı zamanda altın ve gümüş yapmaya yarayacak maddeye de bazen «iksir» denirdi.

Simya bugünkü kimyanın öncüsü sayılır. Bununla uğraşanlar yukarıda saydığımız iki gayeyi gerçekleştiremedilerse de kimya alanında değerli keşifler yaptılar.

Advertisement

Doğuşu hakkında birçok efsane vardır. Bîr efsaneye göre simyayı Eski Mısır tanrılarından Hermes kurmuştur. Arap kaynakları ise simyanın Allah tarafından Hz. Musa’ya ilham edildiğini söylerler. M.Ö. 300 yıllarında da Çin’de bayağı madenlerden altın yapılmasına çalışıldığı ve simyanın buradan Mısır’a geçtiği sanılmaktadır.

Ancak, eldeki delillere göre, simyanın Mısır’dan çıkmış olması en kuvvetli ihtimaldir. Thebes’teki bir mezarda bulunan III. yüzyıla ait yazılarda altın yapılmasına dair bazı tariflere rastlanmıştır. Eski Yunanlıların geliştirdiği simya ile sonradan Araplar geniş ölçüde ilgilenmiş, bu ilmi İspanya’ya geçirmişlerdir. Simya İspanya’dan XI. ve XII. yüzyıllarda bütün Avrupa’ya yayılmıştır.

Yunan filozofları simya üzerinde nazariyeler kurmaya çalışıyorlardı. Bu arada, bütün maddelerin dört elemandan meydana geldiğini iddia ettiler. Bu elemanlar toprak, hava, ateş ve su idi.

Simyacılar yüzyıllarca gayretlerini devam ettirdiler. Bu konuda birçok kitaplar yazıldı. Afişimi hakkında Arapça yazılmış kitaplar vardır. X. yüzyılda yaşamış El-Nedim’in «Kitab el-Fihrist» inde bu hususta birtakım adlar zikredilmektedir. Buna göre, simya hakkında ilk Müslüman yazarı Halid bin Yezid’dir (ölümü 708).

XVI. yüzyıldan itibaren Parceleus simyanın taştan altın yapmak demek değil, ilaç hazırlamak demek olduğunu anlatarak simyaya yeni bir yön verdi. Zamanın en büyük adamlarının simya ile uğraşmış bulunması ve hayat iksirinin aranması birçok maddelerin insan vücudunda denenmesine sebep olmuştu. Böylece hayat iksiri artık yerini insanlara faydalı ilaçları aramaya bıraktı.

Bununla beraber, birçok bilim insanları daha uzun müddet bayağı maddelerin kıymetli madenlere çevrileceğine inanmakta devam ettiler. Bunların arasında en önemlileri Robert Boyle, Sir Isaac Newton, G. W. Leibnitz‘dir.

Advertisement


Leave A Reply