Simya Nedir? İlk Ne Zaman ve Nasıl Ortaya Çıkmıştır? Nasıl Yayıldı?

0
Advertisement

Simya ve simyacı ne demektir? Simyanın tarihçesi, Simyacılık, simyacılar neyle uğraşır, Simya ilk nerede ortaya çıktı? Nasıl yayıldı?

simya

SİMYA, harflerin ve sayıların bazı gizli güçler taşıdığına inanan varlığın özünün kavranılması için onların bilinmesi gerektiğini savunan başlıca amacıysa topraktan altın ve gümüş elde edilmesi olan ortaçağa özgü geleneksel bilimdir.

Simya’nın ilk kez kimler tarafından ne zaman ortaya konulduğu ve geliştirildiği kesin olarak bilinmemektedir. Dayandığı temel düşünce, harflerin ve sayıların birtakım gizli güçler taşıdığı, evrenin, Tanrı’nın ve insanın ancak bunlar aracılığıyla kavranabileceğidir. Simyacılara göre evrende tek bir varlık vardır. Evrende görülen tüm varlıklar bu tek kaynaktan, yani Tanrı’dan gelir. İlk yaratılan, evrenin özünü oluşturan harflerdir. Bu özü kavramış olanlar, tüm gizleri bilebilir, varlık türlerini kuran özleri egemenliği altına alarak onlarla istediği biçimde yeni varlıklar ortaya koyabilir. Harflerin yani özlerin kavranmasından sonra çeşitli madenlerden altın ve gümüş elde etmek için varlığı oluşturan harflerin düzenini varlığı oluştururken dizildikleri sırayı ve aralarındaki bağlantıyı bilmek gerekir. Simya bunu bilmenin bilimidir. Sözcükleri donatan gizli ve tanrısal güç tüm evreni doldurur. Tanrı’nın yardımını elde eden bireyse (ermiş-veli) bu gizi bilir, onları değiştirerek yan yana getiren maddeyi başka bir maddeye dönüştürebilir.

Temelde dünyanın manevi bir bakış açısıyla görülmesinden kaynaklanan simya, çok eski çağlardan başlayarak özellikle Doğu uygarlıklarında önemli bir yere sahip oldu. Çin ve Hindistan’ın yanı sıra firavunlar döneminde Mısır’da simyanın başlıca merkezi durumuna geldi. Simya Hıristiyanlığın ilk döneminde İskenderiye Okulu’ndan Bizans’a, oradan da Araplara aktarıldı.

simya periyodik tablosu

simya periyodik tablosu

Araplar da simyayı İspanya ve Sicilya‘ya yayarak Avrupa’ya tanıttılar. Ortaçağda simya sayesinde Tanrı’nın yardımıyla istenilen her şeyin yapılabileceğine inanıldı. Bunun için değişik büyüler uygulanarak, bakırdan altın çıkarmak için gerekli olan ve gizli güçleri bulmanın anahtarı olarak nitelenen iksirin aranmasına girişildi. İnsanı, tüm varlık türlerini kavramanın harflere, harflerin de gizli sayıları bulmaya bağlı olduğu görüşü benimsendi. Böylece her harfin bir sayılı gösterdiği inancına dayanan eski ebced hesabı doğdu. Başta Hurûfilik olmak üzere birçok tarikat üzerinde de etkili olan simya, zamanla İslâm edebiyatının başlıca kavramları arasına girdi. İran ve Türk edebiyatında simya deyimlerini kapsayan ürünler verildi.

Advertisement

Leave A Reply