Sindirim Sistemi Nasıl Çalışır? Organları ve Çalışma Şekilleri Nelerdir?

0
Advertisement

Sindirim Sistemi nedir? Sindirim Sistemi organları, çalışma şekli, Sindirim Sistemi hakkında bilgi. A’dan Z’ye sindirim nasıl gerçekleşir?

Sindirim Sistemi Şeması

Sindirim Sistemi Şeması

SİNDİRİM vücudumuzun yaşamamızı sağlayan en önemli işlerinden biridir. Besinlerin kana geçebilecek hale gelmesi için ağızdan başlayarak bağırsaklarda sona eren değişmelerin hepsine birden «sindirim» (hazım), bu işleri gören düzene de «sindirim sistemi» denir.

Sindirim olayları 1) Fiziksel, 2) Kimyasal olmak üzere, ikiye ayrılır.

Fiziksel Olaylar: Çiğneme, yutma, mide ve bağırsak hareketleri, sindirim artıklarının dışarı atılması için dışkılama hareketidir.

Kimyasal Olaylar: Besinlerle sindirim borusunun çeşitli kısımlarında salgılanan tükürük, mide özsuyu, öd (safra), pankreas ve barsak özsularında bulunan mayalar arasında meydana gelir.

Sindirim Sistemi

Advertisement
Açlık ve Susuzluk

Erginde organizmanın malzeme ve enerji dengesini korumak, çocukta da bunlardan başka gelişmeyi sağlamak için dışarıdan alınan maddelere «besin» denir. Besin ikiye ayrılır:

Organik Besinler: Bitkilerden, hayvanlardan alınan, bileşiminde protein, yağ, karbonhidrat, su, vitaminler bulunan maddelerdir.

İnorganik Besinler: Oksijen, su, madensel tuzlardır.

Vücut bu maddeleri, «açlık» ve «susuzluk» dediğimiz istekleri duyarak aramaya başlar İnsanı besin aramaya sevkeden açlık, mide bölgesinde ezintiyle, başlangıçta bir kesiklikle beliren genel bir histir. Bu his giderilmezse mide bölgesinde duyulan ezinti, ağrı hissine, genel kesiklik de baygınlık hissine çevrilir. Açlığı doğuran sebep kanda şekerin azalmasıdır. Kan şekerinin azalması midede «açlık kasılmaları» denen hareketleri, bunlar da mide bölgesinde duyulan ezintiyi doğurur.

Sindirim Sistemi

Susuzluk ise ağızda, boğazda kuruluk hissiyle belirir. Bu da kandaki suyun azalmasından ileri gelir. Kanın suyu azalınca ağızdaki salya da azalır, ağız kuruluğu ortaya çıkar.

Advertisement

Sindirim ağızdan başlar. Bunun da birçok evresi (safhası) vardır.

Ağızda Sindirim

Sindirim ağızda başlar. Bunun ilk safhası çiğnemedir. Çiğneme işine tükürük de yardım eder. Ondan sonra, lokmayı yutarız, sindirimin midadeki safhası başlar. Lokmaların daha sonraki sindirim işlerine hazırlanması bakımından, ağızda sindirim şu üç basamadan geçer:

Çiğneme Ağza alınan besinler çiğnemeyle ufalanır, tükürükle karıştırılarak yutmaya elverişli bir lokma haline getirilir.

Çiğneme, sabit olan üst çenenin karşısında alt çenenin yaklaşma, uzaklaşma, yana, öne ve arkaya gitme hareketleri sırasında, dişlerin lokmayı keserek, delerek, ezerek parçalamasından ibaret mekanik bir olaydır. Normal şartlarda sert bir parça yutulabilecek şekil ve kıvamı alıncaya kadar çiğneme müddeti, yarım dakika kadar sürer. Lokma en sonunda 1 milimetrenin onda biri kadar ufalanabilir. En çok 12 mm. büyüklüğünde parçalar yutulabilir. Gene normal şartlarda alt çeneyi üst çeneye yaklaştıran kuvvet azı dişleri hizasında 20 kg.’dır.

Sindirim Sistemi

Tükürük «Parotis», «dilaltı», «çenealtı» bezleri denilen üç çift büyük salya bezinden, ayrıca ağızdaki daha başka ufak bezlerden salgılanan bir sıvıdır. Tükürükte bulunan «ptyalin» vasıtasıyla nişastalı maddeler şekere çevrilir. Suda eriyebilen besinler tükürükle sulandırılır, eritilir. Ayrıca, tükürük çiğnenen lokma parçalarını da birbirine yapıştırır, besinlere yutulabilecek şekil ve kıvamı verir.

Yutma Lokma, boğazdan geçerek yemek borusundan mideye iner. Bu iş çene, ağız, boğaz kaslarının sistemli çalışması, yemek borusunun «peristaltizm» denilen hareketleri ile olur. Lokmanın nefes borusuna kaçmaması için «epiglottis» adındaki kapak nefes borusunu kapatır, bu sırada solunum birkaç saniye kesilir.

Sindirim

Midede Sindirim

Yutulan maddeler mideye girince bunların üzerine midenin sıkıştırıcı hareketleri başlar. Ayrıca, besinler mide salgısı ile karışır. Besinler, eskiden sanıldığı gibi, çalkalanma suretiyle karıştırılmaz, yapılan denemeler göstermiştir ki ilk yenilenler midede en altta kalmış, daha sonra yenilenler de üst üste yığılmıştır. Karıştırıcı etki midenin «pilor» denilen oniki parmak barsağına açılan kısımda olur.

Lokma mideye girdikten az sonra dalga şeklinde (peristaltik) hareketlerle pilor kısmına doğru itilir. Lokma pilora yaklaştıktan Sonra tekrar geri gelebilir. Peristaltik hareketler her 18-20 saniyede bir dalga halinde başlar.

Midede Sindirim

Midede Sindirim

Mide Özsuyu Mide özsuyu mide mukozasından (bütün sindirim borusunu kaplıyan ince dokudan) salgılanan bir sıvıdır. Bu salgının içinde bulunan klorhidrik asit, pepsin, lipase vasıtasiyle protein, yağ ve karbonhidratlı (şekerli) besinler parçalanmaya başlar

Advertisement

Yeteri kadar yumuşayan, mide özsuyuna bulaşarak’asit haline gelen lokma artık oniki-parmak barsağına geçebilir. İyi çiğnenmemiş, ya da midenin yeteri kadar yumuşatamadığı sert bir lokma geçemez. Mesela bir çekirdeğin dışarı çıkması uzun sürer, ancak mide boşken çıkabilir.

Mide özsuyu ile karışarak «kimus» adını alan besinler, normal şartlarda, 4-5 saat süren hareketlerle övün övün onikiparmağa geçer. Bü dalga hareketleri bir sindirim devresinde 2.000-2.500’ü bulur.

Safra Asit lokma onikiparmağa geçer geçmez burada safra (öd) ile karışır, çıkış kapısı kapanır. Böylece, asit lokmalar midedeyken piloru (çıkış kapısını) açıcı, onikiparmak bağırsağında ise piloru kapayıcı bir rol oynar. Denilebilir ki mekanik olarak mide piloru açmaya, onikiparmak da kapamaya çalışır.

Bağırsakta Sindirim

Sindirilmeye başlamış, özsularla karışmış besinler (kilus) onikiparmak barsağından itibaren bağırsak hareketiyle anusa doğru sevkedilir.

Onikiparmak barsağına pankreas bezi salgısı ile safra akar. Pankreas salgısında «tripsin», «lipas», «amilas» gibi mayalandırıcı maddeler vardır.

Tripsin, proteinleri etkiler, onları parçalar. Lipas yağların, amilas ise nişastalı maddelerin sindiriminde büyük rol oynar.

Safra Karaciğer salgısıdır, Bileşiminde bulunan safra asitleri lipasın etkisini artırır, yağın sindirimini sağlar. Safra bağırsağa iyi akamazsa yağlar sindirilemez, sindirilmemiş yağlar proteinlerin üstünü kaplayarak onların da sindirilmesini zorlaştırır. Safra aynı zamanda antiseptiktir, bağırsağı mikroplardan korur.

İnce bağırsaklardan da içinde organik ve anorganik maddeler bulunan bir özsu çıkar Bu özsu son parçalanmayı da yaparak besinleri artık barsak çeperinden geçecek, emilecek hale getirir. Proteinler amino-asitlere, yağlar yağ asitleri ile gliserine, nişastalı maddeler de glikoz, lâktoz, dekstrin haline gelecek kadar parçalanmıştır.

Mikrobik Sindirim

Sindirim borusunun muhtelif kısımlarında, özellikle kalın bağırsaklarda mikropların etkisiyle birtakım biyosimik olaylar geçer. Normal olarak bulunan mikroplara «flora» denir. Bağırsak florası ile besinler arasında mayalanma, kokuşma şeklinde ortaya çıkan olaylar sindirimde çok önemlidir. Flora bozulursa sindirimde güçlükler, hastalıklar belirir.

Besinlerin Emilmesi

Sıvı ve erimiş madde moleküllerinin, gazların mukoza (sindirim borusunu kaplıyan ince doku)dan kana ve lenfaya girmesi olayına «emilme» (imtisas) denir.

Emilme sırasında sıvı ve eriyik madde molekülleri bir dokunun gözeneklerinden moleküler kuvvetlerin, yüzey gerilimin yardımıyla geçer.

Advertisement

Ayrıca sıvı ve gaz halinde bir cisim basınç etkisiyle de kana geçebilir. Birbiriyle karışabilen meselâ şurupla su, su ile alkol gibi sıvılar arasında moleküler hareketler de olur. Bu hareket her iki sıvının bileşimi eşit oluncaya kadar devam eder.Osmos da besinlerin kana geçmesini sağlar.

Sindirim borusunda emilmeye en uygun olan kısım ince barsaklardaki «tümür» denilen, tüy gibi çıkıntılardır. Sindirilmiş besinler barsak hareketlerinin de yardımiyle bu suğurucu (emici) pürtüklerden kana ve lenfaya geçer.

Bağırsakların etrafındaki ince kara kan damarları birleşerek «vena porta» adı verilen büyük bir damar haline gelir, emilen besinleri karaciğere götürür. Karaciğerde vücut yapısına uygun hale getirilen besinler buradan kan yolu ile bütün organlara, dokulara dağılır.

Dışkılama

Ağızdan beri, mekanik hareketlerle, kimyasal olaylarla sindirilerek bağırsaklarda organizmaya geçen besinlerden arta kalanlar «rektum»a (kalın barsağın son kısmına) gelir. «Dışkı» adı verilen bu kitlede sindirilmemiş maddeler, sindirim özsuları, barsak salgısı, mikrobik sindirimin artıkları vardır.

Bir günde dışarı atılan dışkı miktarı erginde 120-150 gram kadardır. Bu miktar yenen besine, sindirimin tam olup olmamasına, sindirim borusunun emme kabiliyetine, bağırsak hareketlerine göre değişir.

«Dışkılama» rektumun (doğru bağırsağın) dolmasiyle dışkılama ihtiyacını doğuran bir his sonunda boşaltması işidir. Anus kaslarının istemli büzülmesi île, rektumun tersine hareketleriyle dışkı kitlesi kalın bağırsağa tepilerek, dolgunluk hissi, bununla birlikte dışkılama ihtiyacı kaybolabilir. Yenileşen dolgunluk ve geriye tepme tekrarlandığı halde bir an gelir ki dışkılama istemsiz ve refleksle olur.


Leave A Reply