Sırt İle İlgili Deyimler ve Atasözleri Anlamları Açıklamaları, İçinde Sırt Geçen

1
Advertisement

İçinde sırt kelimesi geçen deyimler ve atasözleri nelerdir? Bu sırt hakkındaki atasözleri ve deyimlerin anlamları ve açıklamaları.

Sırt İle İlgili Deyimler ve Atasözleri

Sırt İle İlgili Deyimler ve Atasözleri

Deyimler

  • ***(birine) sırtını dayamak (vermek)
    1) bir yere dayanmak, yaslanmak: Kocaman duvara sırtını vererek üstüne zencefil ve tarçın serpilmiş salep içerlerdi. -S. F. Abasıyanık. 2) güçlü birine, bir yere güvenmek.
  • ***(birinin) sırtından çıkarmak
    o kimseye ödetmek.
  • ***(birinin) sırtından geçinmek
    geçimini o kimseden sağlamak: Öteki karınca türlerinin yuvalarını yağma edip kendi boyunduruklarına alıyor, onların sırtından geçiniyorlarmış. -T. Halman.
  • ***(birinin) sırtından (para) kazanmak
    para kazanmak için birini kullanmak: Benim bu marifetimi bilmeyenlerle bahse girip sırtımdan para kazanan açıkgözler bile oldu. -H. Taner.
  • ***(birinin) sırtını sıvazlamak
    birini desteklediğini göstermek.
  • ***(birinin) sırtını yere getirmek
    1) güreşte hasmı sırtüstü yere yatırarak yenmek; 2) üstün gelmek.
  • ***karnı tok, sırtı pek
    geçim sıkıntısı olmayan insanlar için kullanılan bir söz.
  • ***karnı tok sırtı pek olmak
    geçimi iyi olmak, para sıkıntısı olmamak.
  • ***sırt sırta vermek
    iş birliği yapmak: sırt sırta verip bitiririz bu işi. -İ. O. Anar.
  • ***sırt (sırtını) çevirmek
    1) bir şeye veya birine önem vermemek: Batı âlemi Türkiye’den vazgeçemez, bizi yalnız bırakamaz, askerî ihtiyaçlarımıza sırt çeviremez… -T. Halman. 2) bir şeyden veya bir kimseden desteğini, ilgisini kesmek; 3) birine darılmak.
  • ***sırtı kaşınmak
    dayak yemeyi hak edecek davranışta bulunmak.
  • ***sırtı yere gelmek
    yenilmek, alt olmak: Anladım ki hayat savaşının birinci büyük dönümünde Ayşe’nin sırtı yere gelmişti. -H. E. Adıvar.
  • ***sırtı yere gelmemek
    sarsılmamak, yerinden düşürülememek, güçlü olmak.
  • ***sırtına almak
    1) yüklenmek, çuvalı sırtına aldı; 2) bir giyeceği giymek veya sırtına örtmek: sırtına bir şey almadan sokağa fırladı.
  • ***sırtına geçirmek
    bir şeyi giymek: Pardösüyü sırtıma geçirdim. -S. F. Abasıyanık.
  • ***sırtında yumurta küfesi olmamak
    eski düşünce ve yönünü kolayca değiştirmek veya sözünden caymakta sakınca görmemek: Çelişki içinde konuşur ve sırtında yumurta küfesi olmadığından dün ak dediğine bugün rahatlıkla kara diyebilir. -H. Taner.
  • ***sırtından atmak
    başından savmak veya birinin, bir şeyin sorumluluğunu, yükünü üzerine almamak.
  • ***sırtından bıçaklamak
    ihanet etmek: Arkadaşların birbirini sırtından bıçaklaması doğru değil. Bunu ancak düşmanlar yapabilir. -S. Dölek.
  • ***sırtını dönmek
    sırt çevirmek.
  • ***sırtüstü yatmak
    1) sırtı yere gelmek üzere yatmak: sırtüstü yatıp gözlerinizi kara bir bezle bağlayın. -H. Taner. 2) hiçbir şey yapmamak: Üç gün sırtüstü yattım trende. -N. Hikmet. 3) mec. çalışmadan rahat bir yaşam sürmek

Atasözleri

  • ***kabahat samur kürk olsa kimse sırtına almaz
    hiç kimse suçlu olduğunu kabul etmek istemez.
  • yetimi okşamışlar, vay sırtım demiş
    bir kimsenin haksızlığa uğramaması için arkası, koruyucusu bulunmalıdır.
  • sandıktaki sırtında, ambardaki karnında
    nesi varsa giyer, nesi varsa yer.


1 Yorum

Reply To Aslıhan Güner ♥ Cancel Reply