Sokrates’in Savunması Kitap Özeti Konusu Eleştirisi, Platon Kitapları

0
Advertisement

Platon’un Sokrates’in Savunması isimli kitabının konusu nedir? Sokrates’in Savunması’nın özeti, eleştirisi. Platon ve kitapları hakkında bilgi.

Sokrates'in Savunması

Sokrates’in Savunması Kitap Özeti – Platon

Sokrates’in Savunması’dan

Sokrates’i suçlayanlar vardır. Bu suçlayanların tam olarak kimler olduğu bilinmemekte; fakat başlarında Meletos’un olduğu sanılmaktadır. Ünlü komedya yazan Aristophanes de Sokrates’i Şüphecilerle (Sofistlerle) bir tutmuştur. Sokrates’in kötü, yalancı biri olduğu, her şeye karıştığı, eğriyi doğru diye gösterdiği gibi suçlamalar söz konusudur. Aristophenes, eserine Sokrates’in öğrencilere para karşılığında ders verdiğini, öğrencilerin aklını karıştırdığını yazmaktadır. Oysa Sokrates’in kimseye verecek bilgisi yoktur.

Bir gün, Sokrates’in bir arkadaşı halka Sokrates’ten daha bilgili kimsenin olup olmadığını sormuştur. Tanrı sözcüsü, Sokrates’ten daha bilgili kimse olmadığını söylemiştir. Sokrates bu olanlardan sonra bilgili bir insan olmadığı hâlde Tanrı’nın neden böyle söylediğini düşünüp durmuştur. Sürekli kendinden daha bilgili birisini arar. Sonunda görür ki hiç kimse bilgili değildir. Yalnız kendisinin ayrıcalığı, bilgili olmadığını bilmesidir.

Sokrates daha bilgiliyi arama sürecinde çok düşman kazanmıştır. Çünkü pek çok kişinin gerçekte bilgisiz olduklarını ortaya çıkarmıştır. Önce devlet adamlarının bilgisizliğini ortaya çıkarmıştır. Sonra şairlere gitmiş, onların şiirlerini yalnız içgüdü ile yazdıklarını göstermiştir. Sanat sahiplerinin de aynı kusuru taşıdıklarını, bilmedikleri şeylerden dem vurduklannı ispatlamıştır. Sokrates aslında asıl bilgiye sahip olanın

Tanrı olduğunu düşünmektedir. Bu süreçte, Sokrates kafasını meşgul eden soruların cevabını ararken çevresinde olan bitenlerin farkına varmamıştır. Etrafındaki pek çok kişi, onun gençleri doğru yoldan ayırdığını, tanrıların yerine yeni tanrılar koyduğunu söylemektedir. Bu söylentiler onu mahkemeye sürükler. Sokrates, mahkûm olursa suçlandığı gibi tanrıtanımaz olduğu için değil üzerine kin çektiği içindir. Bu gelişmeler karşısında, Sokrates çok soğukkanlıdır. Ölmek veya mahkûm olmak onun umrunda değildir, o sadece doğruların peşindedir. Tehlike karşısında yılmamak, korkmamak onun prensibidir. Ona göre insanların en çok korktuğu şey olan ölüm aslında kaçınılacak bir şey değildir. O sadece kötülük yapmaktan korkar.

Advertisement
Sokrates, ideallerinden dönmemekte kararlıdır.

O, asla Tanrı dışında kimseye boyun eğmez. Hakkında atılan iftiralar hep asılsızdır. Sokrates’in sürekli öğrencileri olmadığı gibi malı mülkü de yoktur. O dünya hayatına önem vermeyen bilge birisidir. Yargıçları yumuşatmak amacıyla asla mahkemeye ailesini ve çocuklarını getirmez. Kararı, tamamıyla yargıçların iradeleri elinde olan Tanrı’ya bırakır.

Sokrates, mahkemece suçlu görülür. O bunu beklemektedir ve hemen hiç tepki göstermez. O, herkesten farklı bir kişidir. İnsanların geneli gibi makama, mevkiye, dünya hayatına hiç önem vermemiştir ki şimdi üzülsün, insanlara, hep ahlakı, erdemi öğütlemiştir. Böyle bir insana ancak devletin hesabına çalıştığı için ödül verilmelidir. Mahkeme, para cezası vermez; çünkü parası yoktur. Sürgün etmez; çünkü sürgüne gittiği yerlerde yine halkı yönlendirecektir. Nihayet ölüm cezası verilir. O, ölüm cezasına rağmen başkaları gibi ağlayıp sızlamamıştır. Yaptığı hiçbir şeyden dolayı pişmanlık duymaz.

Platon’a göre Sokrates’in öldürülmesi için oy kullananlar çok acı çekecektir. Kurtulması için oy kullananlar ise gerçek birer yargıçtır. Sokrates’e göre öiüm bir ceza değildir. Sadece bir yolculuktur. Ayrıca öteki dünyada soru sormak yüzünden mahkûm edilme tehlikesi de yoktur. Sokrates, Atinalılardan son bir şey diler: Çocukları erdemden, doğruluktan ayrılırsa kendisinin Atinalılara gösterdiği gibi onlara yol göstersinler. Çocukları kendilerine fazla değer verir ve bu dünyada bir hiç olduklarını unuturlarsa onları azarlamalarını ister Atinalılardan.

Sokrates, ayrılık vaktinde ölüme giderken yargıçlar da yaşamaya giderler. Fakat Platon’a göre, bunların hangisinin daha iyi olduğunu ancak Tanrı bilir.

PLATON

PLATON

Atina’da doğmuştur. Kendisine dedesinin adı olan “Aristo” verilmiştir. Fakat alnının veya omuzlarının genişliği sebebiyle Platon denmiş ve tarih boyunca bu ismiyle anılmıştır. İslam dünyasında çok etkili olan filozofun adını Müslüman düşünürler ‘Eflatun’ olarak telaffuz etmişlerdir. Eflatunun gençlik yılları savaş içinde geçmiştir. Hocası Sokrates’in, gözlerinin önünde demokrasi adına idam edilmesine şahit olmuştur. Sokrates‘in ölümünden sonra Megare, Kirenea, Sicilya, Mısır, italya gibi şehirlere seyahat etmiş, bu şehirlerdeki bilim adamları ile fikir alışverişinde bulunmuştur. Sicilya seyahatinden döndükten sonra M.Ö. 387 yılında Atina yakınlarında bir kasabada Akademi okulunu kurmuştur. En ünlü talebesi Aristo’dur.

Advertisement

Platon, hocası Sokrates‘in uğradığı zulümden çok etkilenmiş; bu yüzden çalışmalannı siyasi rejimler üzerinde yoğunlaştırmıştır. Batı kaynaklarına göre, M.Ö. 347 yılında seksen yaşında iken vefat etmiştir. Akademi’nin bahçesine gömülmüştür. Platon‘a ait olduğu söylenen kırktan fazla eser bulunmaktadır. Başlıca eserleri şunlardır: Apologia (Sokrates’in Savunması) Kriton, Protogaras, Gorgias, Menon, Devlet (Politeia), Mektuplar, lon, Menexenos, Parmanides, Devlet Adamı’dır. Sokrates’in Savunması, Mektuplarla birlikte Platon’un diyologlardan ibaret olmayan tek eseridir. Eserde Platon’un felsefesiyle birlikte, hocası Sokrates’in suçsuz yere idam ediliş aşamalarını, İlk Çağda demokrasi gerçeğini bir arada görmek mümkündür.


Leave A Reply