Sonat Nedir? Nasıl Tanımlanır? Tarihi ve Müzik Tarihindeki Yeri ve Önemi

0
Advertisement

Sonatın nedir? Sonat nasıl tanımlanır? Sonat’ın açıklaması, sonat hakkında detaylı bilgiler. Sonatın tarihçesi ve gelişimi.

Sonat; Bir ya da iki çalgı için bestelenen, üç ya da dört hareketli (ya da bölümlü) çalgı müziği parçasıdır. Başlangıçta, yani XVI. yy’da sonat, insan sesi için bestelenen “kantat” ve klavye için bestelenen “toccata”ya karşıt olarak bir çalgıyla “seslendirilen” (ya da çalınan) bir müzik parçasından başka bir şey değildi. XVI. yy’ın sonlarında çalgılara daha çok ilgi gösterilmeye başlandı. Çalgı bundan böyle çoksesli bir yapıtta bir ya da birden çok vokal bölümün yerini almaya başladı; bir canzone’de de tümüyle insan sesinin yerini aldıktan sonra, bunun canzone da sonar olarak adlandırılmasına yol açtı.

Klasik Müzik

Venedikli besteciler olan Gabrieliler bu tür parçalar yazmaya başladılar.

Buna koşut olarak repertuvarlar danslarla zenginleştirildi. Çok sayıda çalgıcı lavtayla ya da klavyeli bir çalgıyla çalınan bu parçaları belli bir plana göre düzenledi. Buna göre, parça prelüdle (başlangıçta çalgının akordunu denetlemeye yönelikti) başlıyor, bunu allemande (almand), courante (kurant), sarabande (sarabanda), gigue (jig ya da gig) izliyordu; bu örgüye, genellikle canlı-yavaş almaşmasına uyan başka danslar da eklenebilirdi. Gerçekte sonat, XVII. yy’ın sonuna kadar dans süitlerini ya da her bestecinin sonatın düzenlenebileceği biçimsel bir plan arayışı içinde olduğu başka bir çalgı parçasını anımsatabilecek özellikteydi.

Bu araştırmalar sonucunda XVIII. yy. başlarında monotematik (tek temalı) sonat doğdu. Bu biçimde, tema ana tonda sunuluyor ve ilk önce komşu bir tona, genellikle dominantınkine doğru geliştiriliyordu; ikinci bir evrede yeniden geliştirilerek ana tonda tamamlanıyordu. XVIII. yy’ın ilk yarısında bestelenen sonatlar (Corelli, Vivaldi, Rameau, Bach, Haendel, vb.) işte hep bu biçimsel şemaya göre işlenmişti. Bu evrimin yanı sıra sonat giderek koreografik kökenlerinden uzaklaştı ve eski dans adlarının yerini, hareketleri belirten terimler (allegro, adagio, presto, vb.) aldı.

Monotematik sonatın boyutları, 1750’ye doğru genişletildi; aynı sıralarda birinci temaya bir tema daha eklendi. Bu tema dominanta doğru gelişirken ikinci de bu tonda sunulmaya başladı. Daha sonra her iki tema ana tonda yeniden ele almıyordu; “sunma” ve “yeniden sunma” arasındaysa temalardan birinin ya da öbürünün veya her ikisinin gelişmesi yer alıyordu.

Advertisement

Müzik

Bu biçim XIX. yy. başlarında Bach, Mozart ve Haydn tarafından benimsendi.

Bu besteciler ikişerli ya da üçerli biçimleri ayrım yapmaksızın kullandılar. Beethoven’le birlikte sonat tam bir yapıya kavuştu; birinci ve ikinci temanın arasında karşıtlık öğeleri yer almaya başladı ve bunlar genellikle biri için ritmik bir özellik, öbürü içinse ezgisel bir havayla (anlayış) belirtiliyordu.

Sonat artık kesin olarak dört hareketli klasik biçimini almıştı: Allegro; andante: menuet (mönüe) ya da scherzo (skertso); finale. İlk hareket, geleneksel olarak “sonat biçimi” diye adlandırılan düzene uymaktadır. Romantik dönemin en iyi örnekleriyse Chopin, Schumann ve Liszt tarafından verilmiştir.

Schumann, Liszt ve Brahms‘ın sezmiş olduğu çevrimsel temanın franckçı bir tutumla yenilenmesiyle sonat yeni bir soluk kazandı. Buna göre, aynı temaya yapıtın bütün hareketlerinde yer veriliyor ve yapıta bir türdeşlik kazandırılıyordu.

Sonat

XX. yy’ın başlarında sonat, genel olarak müzik alanındaki evrime uydu; yazımda kimi zaman kontrapuntoya daha çok ağırlık verildi, klasik plan sık sık değiştirildi.

Advertisement

“Sonat biçimi”, çalgı sanatının temel taşlarından biridir; yalnızca sonatı değil ama oda müziğine özgü çalgı bestelerinin (üçlü, dörtlü,beşli, vb.) ve orkestra yapıtlarının çoğunu (senfoni, konçerto ve hatta sahne için yazılmış bazı uvertürleri) belirler.


Leave A Reply