Sonat Nedir?

0
Advertisement

Sonat nedir? Sonatların özellikleri, müzikte yeri, sonat hakkında bilgi.

Sonat;bir ya da iki çalgı için bestelenen, allegro, adaco, andante gibi türlü karakterlerde üç ya da dört bölümden oluşan, müzik eseridir.

Sonatlar genellikle dört muvmanlı olan piyano, keman, viyolonsel gibi solo çalgılarla, piyano eşliğinde yaylı ya da üflemeli çalgılardan birine yazılan kompozisyonlardır. Sonat 16. yüzyılda insan sesi için bestelenen kantatlara ve klavye için bestelenen toccata’ya karşıt olarak çalgılarla seslendirilen yani sonare edilen müzik parçaları için kullanılan bir terimdi. Çok geçmeden sonat terimi, çalgı müziğinin tek bir biçimini belirtir duruma geldi. 16. yüzyılın sonlarına doğru çalgılara daha büyük bir ilgi gösterilmeye başlandı. Bundan böyle çalgı, çok sesli bir müzik eserinde bir ya da birden çok vokal bölümünün yerini almaya başladı. Bir Canzonede de tümüyle insan sesinin yerini alması bundan sonra Canzone de söner biçiminde adlandırılmasına yol açtı. Daha sonra bunların yerini Gabrielli’nin beş ya da sekiz çalgı için bestelediği sonatlar aldı. Aynı biçiminde lavtacılar da moda olan dans parçalarını belli bir sıra izleyerek çalgılara uyarladılar. Buna göre parça, prelüdle başlıyor, bunu allemande, courante, sarabande ve gigeu izliyordu. 17. yüzyılın sonlarına kadar sonat,dans süitlerini ya da her bestecinin sonatın düzenlenebileceği biçimsel bir plan arayışı içinde olduğu, başka bir çalgı parçasını anımsatabilecek nitelikteydi. Monotematik sonatın doğuşuyla 18. yüzyılın başlarına rastlar. Bu biçimde, tema ana tonda sunulur. İlk evrede eksen değiştirerek genellikle dominant ya da bağdaş majörtona kadar geliştirilir. İkinci devrede, yeni bir tona erişene kadar geliştirildikten sonra ana tonda tamamlanır. 18. yüzyılın ikinci yarısında Corelli, Vivaldi, Bach vb besteciler sonatlarını bu biçimsel şema çevresinde bestelediler. Öte yandan sonat giderek koreografik kökeninden uzaklaştı ve eski dans adlarının yerini, hareketleri belirten terimler aldı. Monotematik sonatın boyutları 1750’ye doğru genişledi. Aynı zamanda birinci temaya bir tema daha eklendi. 19. yüzyılın başlarında bu biçim Bach, Mozart ve Haydn’ca benimsenerek bu bestecilerce sonatın ikişerli ya da üçerli biçimleri ayrım yapılmaksızın kullanıldı. Beethoven ile birlikte sonat tam bir yapıya kavuşurken, birinci ve ikinci tema arasında karşıtlık öğeleri yer almaya böylece sonat artık kesin olarak dört hareketli klasik biçimine kavuştu. Romantik dönemde sonat türünün en güzel örneklerini Chopin, Schumann ve Liszt tarafından verildi. 20.yüzyılın başlarında ise sonat müzikteki evrime uydu.


Leave A Reply