Spor Nedir? Sporun Önemi, Tarihçesi, Çeşitli Sporlar, Spor Hakkında Bilgi

0
Advertisement

Sağlıklı bir hayatta olmazsa olmaz olan insana hayatta zorluklar ile savaşmayı seven bir ruh aşılayan spor ile ilgili genel bilgilerin yer aldığı yazımız.

spor
SPOR, vücudumuzun gücünü artıran, melekemizi geliştiren, aynı zamanda eğlendiren, hoş vakit geçirten işlerdir. Denizcilik, avcılık, binicilik, kayak, futbol, tenis, atletizm, güreş hep sporun çeşitli kollarından biridir.

İnsanlar çok eski çağlardan beri spor yaparlar. Eski Yunanlılar güreşirler, yarış ederler, atletizm oyunları düzenlerlerdi. Yüksek atlamak, disk atmak o çağlarda gençlerin çok sevdikleri sporlardandı. Dört yılda bir büyük spor şenlikleri yapılır, bu şenliklerde sporcular birbirleriyle boy ölçüşürlerdi.

Eski Roma’da da spora büyük önem verilirdi. Yalnız, Romalılar’ın spor yapmaktaki amaçları gençleri savaşa hazırlamaktı. Gençler ata binerler, aralarında tahtadan kılıçlarla savaş talimleri yaparlar, yüzerler, ağırlık kaldırırlardı. Ortaçağ’da da spora, gençleri savaşa hazırlamak bakımından önem verildi. Ancak, daha çok, asillerin çocukları spor yapıyordu. Bu da ata binmek, kılıç kullanmak, ava çıkmaktan ibaretti.

Türkler arasında da spor çok yaygındı. Türklerin ulusal sporu olan atçılıkla güreşin çok eski bir geçmişi vardır. Ata binmekte, kılıç kullanmakta, ok atmakta, güreş tutmakta üzerine olmayan Türkler bu üstünlüklerini uzun idmanlarla kazanırlar, gençlere da öğreterek bu üstünlüğün babadan oğula geçmesini sağlarlardı.

Bugünkü anlamı ile spor ancak XIX. yüzyılın ikinci yarısında başladı. Modern Olimpiyat Oyunları’nın düzenlenmesiyle gençler arasında spor hevesi canlandı. Kulüpler kuruldu, takımlar meydana getirildi, yarışmalar düzenlendi.

Advertisement

Bugün uluslararası yakınlaşmalarda spor karşılaşmalarının büyük önemi vardır. Belirli aralarla düzenlenen spor karşılaşmaları dünya gençlerini birbirine kaynaştırır, aralarında efendice savaşma ruhunu geliştirir. Bugünkü gençliğin günlük hayatında sporun önemi çok büyüktür. Başta futbolla boks olmak üzere bazı sporların çok seyirci toplaması maçlarda büyük paraların kazanılmasını sağladığından, birçokları sporu para karşılığında yapmaya başlamışlardır. Bir sporu meslek edinerek para karşılığında yapan sporculara «profesyonel sporcu» denir. «Amatör sporcu» ise, sporu sırf spor yapmış olmak için yapan, bundan her hangi bir gelir beklemeyen kimselerdir. Amatör sporculara ödül olarak kupa, madalya, şilt vs. verilir. Bu gibi sporlarda amatör ve profesyonel sporcuların yapacakları karşılaşmalar birbirinden ayrılmıştır.

Çeşitli Sporlar

Sporun pek çok çeşitleri vardır. Bunların arasında bazıları takım halinde, bazıları da tek kişi olarak yapılır. Futbol, basketbol, beyzbol, hokey, polo, rugby, kürek… gibi sporlar takım sporlarıdır; ancak birkaç kişinin bir araya gelmesiyle ortaya çıkan takımla oynanabilir. Bu gibi sporlarda oyuncuların takım arkadaşlarına yardım etmesi şarttır. Kazanılan zafer tek bir kişinin değil, bütün takımındır.

Bisiklet sporu, atletizm, binicilik, okçuluk, yelkencilik, eskrim, balıkçılık, golf, boks, güreş, yüzme, tenis, masa tenisi, jiujitsu, avcılık… ise «ferdî» sporlardır. Avcılık, balıkçılık, binicilik tek başına yapılırsa da, güreş, boks, masa tenisi gibi sporlar daha çok oyun sayıldığı için ancak karşıda ikinci bir oyuncu olduğu zaman oynanabilir. Bunun gibi, bu oyuncuların birkaçı bir araya getirilip takım kurularak ferdî sporlarda da takım karşılaşmaları yapılabilir.

Milletlerin her sporda aynı başarıyı sağlı-‘ yamadıkları bilinen bir gerçektir. Türkler, iskandinavyalılar, Islâvlar güreşte üstündürler. Buna karşılık, İngilizler futbolda büyük başarılar sağlarlar. Halkının yarısından çoğu Anglo-Sakson aslından gelen Amerika’da ise İngiliz usulü futbol yerleşmemiştir; Amerikalılar kendilerine öz başka bir futbol çeşidinden zevk alırlar. Amerika’da çok rağbet gören beyzbol, rugby gibi takım oyunları ile golf da Avrupa’da yaygın değildir. Kanada ile Kuzey Avrupa ülkelerinde gelişen kış sporları, sıcak ülkelerde pek bilinmez. Dağlık olan Alpler bölgesinde de dağcılık çok gelişmiştir. Bir ülkenin coğrafi özellikleri gibi halkının vücut yatkınlıkları da bazı spor çeşitlerinin gelişmesinde, bazılarının tutunmamasında büyük rol oynar.

Modern ülkelerin eğitim müesseselerinde spora, spor temaslarına büyük önem verilir. Okullarda voleybol, basketbol, futbol, tenis, atletizm gibi sporlar yapılır. Okul takımları arasında yapılan karşılaşmalar en üstün takımı ortaya çıkarır. Ayrıca büyük şehirlerin birçok semtlerinde gençler, aralarında toplanarak, spor kulüpleri kurarlar. Büyük kulüpler birkaç spor kolunda birden faaliyet gösterir. Bunun gibi yalnız futbol, yalnız yelkencilik, yalnız bisiklet, yalnız binicilik kollarında faaliyet gösteren spor kulüpleri de vardır.

Sporcu Ruhu

Sporcu, zorluklardan yılmaz, hattâ güdükleri yenmeyi kendine zevk bilir. Bu bakımdan, zor işlere girişmekten kaçınmayan, en büyük güçlükleri yenmek için zevkle çalışan kimselerde bir «sporcu ruhu» vardır. Bundan dolayı, spor insana hayatta başarıyı sağlayan, savaşmayı seven, işin kolay tarafına kaçmayan bir ruh aşılar. Öte yandan, takım halinde çalışan sporcular, bulundukları topluluk uğruna, kendi kişiliklerinden fedakârlık etmeyi öğrenirler, böylece, toplum için çalışmanın zevkini alırlar. Onlarda amaç, kendileri için değil, bağlı bulunduğu topluluğun başarısıdır.

Advertisement

Sporun Tarihçesi

Sporun geçmişinin insanlıkla yaşıt olduğu varsayılır. İnsan, beden gücüyle hemcinslerinden üstün olmak ve onlara karşı üstünlük sağlamak gereksinimini duydu, bu da sporun temel felsefelerinden biri olan “rakibe üstünlük sağlama” içgüdüsünün ortaya çıkmasına yol açtı. Beden kültürüyle ilgili bu etkinliklerin ilk izleri, ilkçağlarda Ortaasya, Önasya, Mezopotamya, Nil ve Akdeniz havzalarında görülür. Asya’da Türk, Çin ve Hint kültürleri; Nil Deltası’nda Mısır; Mezopotamya’da Sümer, Asur-Babil uygarlıkları; Anadolu’da Hitit ve daha sonra da ton kültür ve uygarlıkları bu konudaki büyük gelişmelere de sahne oldu. Bu uygarlıkların tümünde beden kültürüne verilen önemin gerçek nedeninin, o çağların belirli niteliği olan savaşla ilgili olduğu görülür. Varolma, başka uygarlıklar üzerinde egemenlikler kurma zorunluluk ve tutkusunun sonucu olan savaşlarda başarılı olabilmek, ancak beden gücü ve dayanıklılıkla gerçekleşeceğinden beden kültürü üzerine önemli eğilindi. Eski Yunanlılar’da görülen “gymnasion” adını taşıyan spor salonları bu amaca yönelik kurumlardır. Tanrı ve tanrıçalara ancak güçlü beden ve bedensel güçle lâyık olunabileceği inancı var olduğundan, spor, aynı zamanda kutsal bir anlam ve değer de kazandı. Tanrılar Tanrısı Zeus adına düzenlenen kutsal “Olimpia” şenlikleri de bunun sonucuydu. Eski Roma’da da spor geniş ilgi gördü, ancak burada daha başka bir kimliğe büründü. Zırhlı eldivenlerle yapılan boks, rakibinin kolunu, bacağını, boynunu kırma, onu boğazlamayı sakıncasız sayan güreş, insanların vahşi hayvanlarla yaptıkları mücadele, kanlı gladyatör gösterilerine kadar uzandı. Roma’da spor, “stadion” adı verilen eski Yunan spor alanlarından çıkıp, “circus” adı verilen kanlı gösteri alanlarına girdi.

Spor, yüzyıllar boyu gelişerek 19. yüzyıl içinde en büyük aşamaya uğradı. 1863’te İngiltere’de futbol ortaya çıktı, bunu 1880’de atletizm kulüplerinin kurulması izledi. Spor, İngiltere’den ABD’ye sıçradı, bu ülkede daha başka ve özgün bir nitelik kazanarak genişledi, çağdaş bir biçime dönüştü, gerçek anlam ve değerini buldu, giderek tüm dünyaya yayıldı. Spor, günümüzde tüm dünyada belirli kurallara uygun olarak yapılmakta, bu uluslararası kuralların gerek belirlenmesi, gerekse yürütülmesi, uluslararası federasyonlarca sağlanmaktadır.


Leave A Reply