Advertisement
İçinde surat kelimesi geçen deyimler nelerdir? Bu deyimlerin anlamları ve açıklamaları. Surat hakkında deyimler ve anlamları, açıklamaları

Arka resim kaynak: pixabay.com
Surat İle İlgili Deyimler
- “surat asmak”
kaşlarını çatıp yüzüne küskün veya dargın bir anlam vermek, somurtmak: Babam biraz surat astı ama anam katıldı gülmekten. -F. R. Atay. - “surat etmek”
birine karşı küskün durmak, asık yüzlü olmak: Şimdi ters yüzü eve dönsek çocuklar ağlar, bayan surat eder. -R. N. Güntekin. - “surat kalmamak”
utanmaz duruma gelmek: İkimizde de birbirimize bakacak surat kalmamıştı. -M. Ş. Esendal. - “surat mahkeme duvarı”
1) asık suratlı, kimseye gülmeyen, suskun duran; 2) utanmaz, sıkılmaz: Onda surat mahkeme duvarı, tükürsem yağmur yağıyor sanacak. -R. N. Güntekin. - “surat (suratı) bir karış”
öfkeli, kızgın ve somurtkan. - “surata bak süngüye davran”
çok asık suratlı kimseler için kullanılan bir söz. - “suratı bir karış asılmak”
öfkelenmek, kızmak ve somurtmak: Hemen suratları bir karış asılır, ona bir sövüp saymadıkları kalır. -Y. K. Karaosmanoğlu. - “suratı değişmek”
bir kimseye karşı davranışı değişmek, daha sert bir durum almak. - “suratı kasap süngeriyle silinmiş”
utanması, sıkılması kalmamış anlamında kullanılan bir söz. - “suratı sirke satmak”
öfkeli, kızgın olduğu anlaşılmak. - “suratına indirmek”
tokat atmak. - “suratından düşen bin parça olmak”
öfke veya küskünlükten ileri gelen can sıkıntısıyla suratı asık olmak. - “suratını dağıtmak”
yüzüne zarar verecek biçimde dövmek. - “suratını ekşitmek (buruşturmak)”
yüzüne memnun olmadığını belirten bir anlam vermek: İşte ilmin, âlimin kıymeti bilinmeye başladı diye suratımı ekşittim. -Ö. Seyfettin. Ben suratımı buruşturdukça, bir yaz öğlesinde yarı açık kalmış bir musluktan akarak ak mermer bir yalakta şarkı söyleyen serin bir su gibi gülsün o! -N. Hikmet. - “yüz surat davul derisi (mahkeme duvarı)”
utanması olmayanlar için söylenen bir söz.
Surat Nedir? Sözlük Anlamı
1. isim Yüz:
“Neredense suratına bir de sinek musallat olmuştu.” – Attila İlhan
2. isim, mecaz Somurtkanlık, asık yüzlülük.
3. isim, mecaz Soğuk davranma:
“Ne vurdumduymaz misafirdi bunlar, ne surattan anlıyorlardı ne rumuzdan ne kinayeden.” – Hüseyin Rahmi Gürpınar