Tarih Boyunca Astronominin Gelişimi Kolları ve İlgilendiği Alanlar

4
Advertisement

Astronomi nedir, neyi inceler, kolları nelerdir? Tarih boyunca astronominin gelişimi, Türklerde, Yunanlarda ve Avrupa’da astronominin gelişimi.

astronomi

Kaynak: pixabay.com

ASTRONOMİ, gök cisimlerinin durumlarını, hareketlerini, birbirlerine olan uzaklıklarının ölçülmesini, fizik ve kimya bakımından yapılarını anlatan bilimdir.

Daha ilk çağlardan beri gökyüzündeki cisimler insanları yakından ilgilendirmeye başlamıştı. Bu bakımdan, astronomi öteki bilimlerin yanında daha hızla gelişmek imkânını bulmuştu. Yalnız, bu bilgilere bugünkü anlamıyla astronomi bilimi demek doğru olmaz. Ancak, Eski Yunanlılar zamanında deneyin teoriye katılmasından sonra bugünkü astronominin temelleri atılmış oldu. Astronomi bugünkü durumuna erişinceye kadar da türlü devrelerden geçti.

Astronominin Tarihi

M. Ö. 3000-2000 yılları arasında Çin’de astronomiyle ilgili çalışmalar yapıldığını biliyoruz. O devirlerde Çin’de dini törenlerin vakitlerini bulmak amacı ile takvim, ay ve güneş tutulmaları ve buna benzer olaylarla meşgul olan bilginlerden kurulu bir heyet vardı. İmparator Yoa (M. Ö. 2373 – 2258) zamanında bilginler günle gecenin uzunluklarını ve mevsimlerin süresini ölçmeyi başarmışlardı. M. Ö. 1100. yıllarında ünlü matematikçilerden Çu-Kung’un Yer (Dünya) ile Güneş arasındaki uzaklığı ölçmek için yaptığı çalışmalar, Yer’i düz olarak kabul etmesi yüzünden hatalı bir şekilde sona ermişti. Bununla beraber, Yer’in yörüngesinin eğilimini doğruya yakın bir şekilde hesaplayabilmişti. Kubilay Han ( 1260-1294) zamanında da Çin’de bazı gözlem aletleri yapılmıştı.

Eski Mısırlılar yılın uzunluğunu Nil nehrinin yıllık taşmasına göre ölçmüşler, bu arada birçok yıldızları da incelemişlerdi. Ehramların yüzlerini belirli yönlere doğru yapmış olmaları da Mısırlılar’ın gökyüzünü incelemerindeki titizliğini, bilgilerini gösterir.

Babil’de de M. Ö. 3800 yıllarında göğün değişik şekillerinin incelendiğine dair bazı kayıtlar bulunmuş olması Babilliler’in bu alanda ne kadar ileri gitmiş olduklarını gösterir. Bugün bildiğimiz takımyıldızların o zaman tesbit edildiği sanılıyor. Babilliler’in yeniayın görüleceği zamanları, ay ve güneş tutulmalarını önceden haber veren astronomi yıllıkları vardı. Daha sonraları Yunanlılar Babilli astronomları memleketlerine getirerek bilgilerinden faydalanma yolunu tuttular.

Advertisement
Astronominin Tarihçesi

Kaynak : wikipedia.org

Eski Yunanlılar’da Astronomi

Yunanlılar’ın sanata, bilime verdikleri değer sayesinde astronomi Yunanistan’da kısa zamanda önemli ilerlemeler kaydetti. M., Ö. VI. yüzyılda Miletos’lu Thaies bu konuda çok çalıştı, M. Ö. 525 yılında bir güneş tutulmasını önceden hesaplamayı başardı.

M. Ö. III. yüzyılda ünlü Babilli bilgin Berossos, astronomiye duyduğu merak üzerine rahiplikten ayrılmış, Atina’ya gitmişti. Uzun müddet astronomi üzerinde araştırmalar yaptıktan sonra ömrünün sonlarına doğru da Kos (Istankoy) adasına yerleşerek bir astronomi okulu kurdu. M. Ö. VI. yüzyılda Pythagoras Mısır’a ve Doğu’ya yaptığı seyahatlerde sabah ve akşam yıldızların tanınmasını, Yer’in de serbest bir küre olduğunu, yörüngesinin eğik bulunduğunu öğrendi. Gene Eski Yunan bilginlerinden Aristarkhos ile Eratostene, M. Ö. III. ve II. yüzyıllarda Güneş’le Yer arasındaki uzaklığı, Yer’in büyüklüğünü ölçmeye çalıştılar.

İlk yıldız kataloğu M. Ö. III. yüzyılda İskenderiye’de Yunanlı astronomlar tarafından yapıldı. (M. Ö. II. yüzyılda) Hipparkhos ve Ptolemaios gibi eski çağların en ünlü iki astronomi bilgini yetiştiğini görüyoruz. Hipparkhos dönencel yılın ve yıldızıl yılın uzunluklarını, gezegenlerin kavuşum sürelerini, Yer’in ve Ay’ın yörüngesinin eğimini hesaplamıştır. O zamanın aletleriyle, bugünkü âletler arasındaki farkın büyüklüğü düşünülürse bu hesapların doğruya çok yakın oldukları hayretle görülmektedir.

Hipparkhos Yer’in sabit durup, onun etrafında göğün döndüğünü ispat etmeye çalıştı. ilk defa olarak gök küresini meridyenlere bölmeyi düşündü. Ayrıca 1080 yıldızlık bir yıldız katalogu yaptı, yıldızları parlaklık derecelerine göre 6 sınıfa ayırdı. Ptolemaios bu sınıflandırmayı «Megale Syntaksis tes As-tronornias» (Büyük Astronomi Sistemi) adlı eserinde daha da geliştirdi, yeni bir katalog yaptı. Bu katalog “uzun zaman kullanılmış ve en iyi yıldız, katalogu olarak kalmıştır.” Öte yandan, Ptolemaios gezegenlerin hareketlerini takip etmeyi, yerlerini önceden haber vermeyi sağlayan bir usul bulmuştu.

Araplar’da ve Türkler’de Astronomi

Arabistan’da 800 yıllarında Harunürreşit’in isteği üzerine Ptolemaios’un eseri «El Macisti» veya «Kitab-ül Mecist-i» adıyla Arapçaya çevrildi. El-Me’mun’un emriyle 829 yılında Bağdat’ta büyük bir rasathane kuruldu. Bu rasathanede Ef-Sufi ile Ebu-l-Vefa gibi ünlü astronomi bilginleri incelemeler yapmışlardı.

Türkler öteden beri astronomiyle uğraşmışlar, bu alanda incelemelerde bulunmuşlardı. Astronomi Türkler’de Uluğ Bey (1395-1449) zamanında en yüksek mertebesine erişti. 1420 yılında Semerkant’ta yaptırılan rasathanede «El Macisti» deki bütün yıldızlar yeniden gözden geçirildi. Bu incelemeler sonunda hazırlanan cetveller 200 yıl kadar kullanılmıştır.

Advertisement
astronom

Kaynak: commons.wikimedia.org

Avrupa’da Astronomi

Araplar Ortaçağ’da astronomide çok ileri gitmişlerdi. İspanya’ya geçmeleriyle, astronominin Avrupa’da da ilerlemesine yardım ettiler. Bu arada gözlem âletlerinin gelişmesi de astronominin ilerlemesini sağladı. Polonyalı astronom Copernicus ( 1473-1543) Yer değil de Güneş sabit kabul edilirse gezegenlerin hareketlerinin daha kolay anlaşılacağını ileri sürmekle bu alanda önemli bir adım attı. Fakat o da Ptolemaios gibi yörüngeleri oval değil de daire olarak düşünüyordu. Hesse-Kassel Prensi L Wilhelm (1552-1592) ile Danimarkalı astronom Tycho Brahe (1546-1611 ) aynı zamanda incelemelere başlamışlardı. Prens, Kassel’de bir rasathane yaptırmıştı, yükseklik ve azimüt âletini Avrupa’da ilk defa burada kullanmışlardı.

Ünlü Alman astronomu Johannes Kepler (1571-1630) özellikle Mars gezegeni üzerinde çalışmalarda bulundu, denemeleri sonunda, kendi adını taşıyan bazı kanunlar ortaya koydu. Öte yandan, İtalya’da Galileo Galilei (1564-1642) Hollanda’da keşfedilen dürbünü gök gözlemlerinde kullandı.

Astronomi alanında en büyük adım dürbünün icadıyla atıldı. İsviçreli matematikçi ve astronom Leonhard Euler (1707-1783), Fransız matematikçisi ve astronomu Louis de Lagrange ( 1736-1813) ve Laplace (1749-1827), Alman matematikçisi ve astronomu Gauss ( 1777-1855), Fransız matematikçisi ve astronomu Poincare (1854-1912) gibi önemli bilginler astronomi biliminin ilerlemesine yardım ettiler. Bu arada, 1846 yılında Neptün gazegeni Le Verrier ile Adams tarafından ayrı ayrı yapılan hesaplara dayanılarak keşfedildi.

Yıldızlar astronomisinin kurucusu olarak Alman bilgini Herschell (1738-1822) gösterilebilir. Herschell araştırmaları esnasında 1781 ‘de Uranüs gezegenini keşfetti.

Astronominin Kolları

Astronominin esas kolları

  1. Küresel Astronomi (veya Astrometri),
  2. Gök Mekaniği,
  3. Astrofizik,
  4. Yıldızlar Astronomisi dir.

Bunlardan Küresel Astronomi ile Gök Mekaniği astronominin klâsik; Astrofizik ve Yıldızlar Astronomisi de astronominin modern kollarını meydana getirirler.

1.— Küresel Astronomi:

Gök cisimlerinin yerlerini, daha doğrusu, görüm doğrultularını belirlemekle uğraşan astronomi koludur. Yıldızların ve gök cisimlerinin yerlerini kolayca tespit edebilmek için bütün bunların bir küre üzerinde bulunduğu farz edilmiştir. Göğe baktığımız zaman bütün cisimleri bir küre üzerindeymiş gibi görürüz. Gerçekte var olmayan, fakat var olduğu kabul edilen merkezi de dünya farz edilen itibari küreye Gök Küresi denir. Yer’in kutuplarının bu küreyi deldiği noktalara Göğün Kutupları, Yer’in Ekvator düzleminin Gök Küresi ile ara kesitine de Gök Ekvatoru adı verilir.

2.— Gök Mekaniği:

Gök cisimlerinin çekim kanununa göre karşılıklı çekimleriyle hareketlerini inceler.

3.- Astrofizik:

Yıldızların fiziksel ve kimyasal yapılarının araştırılması ile uğraşır.

4.-Yıldızlar Astronomisi

Yıldızlara dair bütün bilgileri inceleyen astronomi koludur.

Yıldızlara dair bütün bilgilerimiz, yeryüzüne düşen bazı göktaşı parçaları hariç, sadece bunların bizlere gönderdikleri ışınların incelenmesiyle elde edilir.

Advertisement


4 yorum

  1. Çok güzel bilgiler ama ben bunların hepsini deftere yazmak zorunda kaldım çok içler acısı bişey sağolun bilgiler için ????

Reply To Ddg Cancel Reply