Tarih Boyunca Türklerin Kabul Ettiği Dinler

0
Advertisement

Tarih boyunca Türkler hangi dinlere inanmış, hangilerini kabul etmiştir? Türklerin kabul ettikleri dinler, özellikleri hakkında bilgi.

Tarih Boyunca Türklerin Kabul Ettiği Dinler Nelerdir?

Türkler tarih boyunca eski dinleri olan Gök Tanrı dininden sonra Zerdüştlük, Budizm, Maniheizm, Yahudilik ve Hristiyanlık gibi çeşitli dinler seçmişler, ancak büyük ölçüde İslamiyet’i kabul etmişlerdir. Coğrafi etkiler sonucu, Doğu Türkistan’da oturan Uygurlar arasında yer yer Buda ve Mani gibi inançlara rastlanmış ya da Karadeniz’in kıyısındaki Hazarlar arasında Hristiyanlık ve Yahudilik gibi dinlerin etkisi görülmüştür. Ancak en uzun süreli ve Türk milli kültürünü çok etkileyen İslam dini olmuştur.

Gök Tanrı İnancı

Gök-Tanrı İnancı

Eski Türklerin Gök-Tanrı inancında, ebedi ve her şeyin 1 yaratıcısı olan Tanrı tektir; tek kudret sahibidir ve en üstün olandır; can veren ve öldüren Tanrı’dır; savaşlarda ancak Tanrı’nın izniyle zafer kazanılabilir. Bu inanç sisteminde Tanrı’yı putlaştırma yoktur, bu nedenle tapınak gibi yapılar da bulunmaz. Sadece Türklerde görülen Gök-Tanrı dini, 1 Uygurlar zamanında Maniheizm ve Budizm’le birlikte görülmüştür.

budizm

Budizm

Göktürk Kağanı Topo Han’ın 11. yüzyılda Budizm’i kabul etmesi, bu dinin Türkler arasında da yaygınlaşmasına neden olmuştur. Çünkü eskiçağlardan beri hükümdarın kabul ettiği din, tüm ülke dini kabul edilmiştir. 14. yüzyılda İslamiyet’in yaygınlaşmasıyla bölgede varlığını yitirmiştir.

Advertisement

maniheizm

Maniheizm

763’te Uygur Kağanı Bögü’nün Mani dinini resmen devlet dini olarak kabul etmesiyle, Türkler arasında bu İran dini yaygınlaşmaya başlamıştır. Mani dini Türklerin yaşama düzenine aykırı yönler taşıdığı için Uygurların gücünü kırmıştır ve göç etmek zorunda kalmışlardır.

totemcilik

Totemcilik

Orta Asya Türkleri arasında görülmüş olan totemcilik inancının izleri, On iki Hayvanlı Türk Takvimi olarak kabul edilmiştir. Bazı Türk boyları arasında görülen ve kişinin doğduğu yıla adını veren hayvana özen gösterme âdeti, bu batıl inancın bir gereği olmuştur. Türkler arasında kısa bir dönem yayılmış olan totemcilik, sonradan yerini başka dinlere bırakmış; Türkler arasında varlığını sürdüremedi.

şamanizm

Şamanizm

Göktürklerin kısmen eski Uygurların 10. yüzyılda Ural-Hazar bölgesinde yaşayan bazı Türk boyları Şamanizm’i benimsemişlerdir. Şamanizm bir dinden çok, büyü gibi âdetler olarak kabul edilmiştir. “Şaman” adı verilen büyücü, sihirbaz ve falcı hüviyetindeki şahıslar, asıl olarak Moğollar arasında görülmüştür. Bunların inançları sözde sihirle hasta tedavi etme, kötü ruh kovma gibi birtakım batıl inanışlardan oluşmuştur. Eski Türklerde ise tabiat, gökyüzü ve yıldızlar ilminden anlayan “kam” adı verilen bilgili kişiler var olmuş; ancak bunlar din adamı vazifesi görmemişlerdir.

Advertisement

Bu dine ait batıl âdet ve inanışlar İslamiyet’in kabulünden sonra da Türk toplulukları arasında yaşamaya devam etmiştir. Günümüzde ise aydınlanmanın getirdiği bilinç sonucu, hemen hemen Türkler arasında Şamanist kalmamıştır.

yahudilik

Yahudilik

Türk toplulukları içerisinde Yahudiliği kabul eden tek grup Hazarlar olmuştur. Hazarlar 800 yılında Yahudiliği resmi din olarak kabul etmişlerdir.

hristiyanlik

Hristiyanlık

Dinlerini değiştirip Hristiyan oldukları halde günümüze kadar dillerini ve kültürlerini koruyan Türk gruplar arasında, Gagavuzlar ve Yakutlar yer almaktadır. Orta Asya Türkümden Uygurların bir kısmı, Bizans İmparatorluğu’yla yayılarak gelişen ticari ilişkileri sonucunda, eski dinlerini bırakarak Hristiyanlığı kabul etmişlerdir. Ancak Hristiyanlığın yayılması için çok güçlü bir misyonerlik örgütü kurulmuş olduğu halde, Asya Türklerinden bu dine geçenler çok az olmuştur.

Bugünkü Ukrayna, Moldavya, Romanya ve Bulgaristan’ın bir kısmında yaşayan Gagavuzlar; Kuzeydoğu Sibirya’da, Rusya ve Çin’e bağlı topraklarda yaşayan Yakutlar arasında Hristiyanlık yaygınlaşmıştır. Bununla beraber Yakutların bugün büyük bir kesimi Müslüman’dır.

Batı Hunlarına bağlı Avarlar, Bulgarlar ve Peçenekler arasında da Hristiyanlık dini yayılma imkanı bulmuştur. Ancak bunlardan bir kısmı 1071 Malazgirt Savaşı‘nda Alparslan’ın ordusuna katılarak Müslüman olmuştur. Balkan topraklarında kalanlar ise Hristiyanlığa geçmiş ve Türk kimliklerini kaybetmişlerdir.

islam

İslamiyet

Türklerin İslam diniyle ilişkisi Emevilerin Horasan valisi Kuteybe (705-715) zamanında başlamıştır. Karahanlı hükümdarı Satuk Buğra Han’ın İslamiyet’i kabul edişiyle birlikte, Karahanlılar (940-1040) İslamiyet’i kitle halinde kabul etmişlerdir. Karahanlıların Yakın Doğu’yla Ortadoğu’nun geçit yerinde Horasan’a hakim bulunması, Türklerin İslam dünyası üstünde etkili olmalarına da imkan vermiştir. Daha sonra Selçuklular ve Osmanlılar dünya stratejisi içinde en kuvvetli ve en büyük Türk-İslam devletleri olmuştur. Halifeliğin 1517’de Osmanlı soyuna geçmesinden sonra, Osmanlı Devleti İslam devletlerinin öncüsü durumuna gelmiş ve bu niteliğini 20. yüzyıla kadar sürdürmüştür.

Türkler İran dini Maniheizm’de olduğu gibi İslamiyet’e geçişlerinde, hiçbir direniş göstermemişlerdir. Bunun ana sebeplerinden biri, İslam’ın evrensel bir din olması ve bütün insanlara eşit olarak bakması olmuştur. İslamiyet’in öğrettiği esaslar bütün insanları kapsadığı için, herhangi bir kavmi, toplumu, renk, ırk, coğrafya sebebiyle üstün veya aşağı görmesi söz konusu olmamıştır. İslamiyet’teki ahiret inancına göre, iyi, güzel ve doğru bütün davranışların hayır ve sevap olarak sonsuz mutluluk ve huzur yeri Cennetle ödüllendirilecek olması, genel toplum düzenin sağlanmasında da son derece etkili olmuştur. Birlik ve kardeşlik ortamında barış, güvenlik ve huzur içinde yaşamayı hedef alan İslam inancı yayılarak etkisini genişletmeye devam etmiştir.

Advertisement


Leave A Reply