Tepe İle İlgili Atasözleri Deyimler ve Anlamları Açıklamaları, İçinde Tepe Geçen

0
Advertisement

İçinde tepe kelimesi geçen atasözleri ve deyimler nelerdir, bu atasözleri ve deyimlerin anlamları ve açıklamaları. Tepe hakkında atasözleri ve deyimler.

Tepe İle İlgili Atasözleri ve Anlamları

Tepe İle İlgili Atasözleri ve Anlamları

  • “alçak yerde tepecik kendisini dağ sanır”
    bilgili kimselerin bulunmadığı yerde cahil kişi bilgiçlik taslar.
  • “bir tepe yıkılır, bir dere dolar”
    dünyada hiçbir şey kaybolmaz; birinin kaybettiğini başkası kazanır, bir zengin fakirleşirken bir fakir de zenginleşebilir.
  • “derede tarla sel için, tepede harman yel için”
    elden çıkarmak istemediğimiz şeyleri tehlikeye açık durumlardan uzak tutmalıyız.
  • “doğru söyleyenin tepesi delik olur”
    sözüm bir kimseye dokunur mu diye düşünmeyerek doğruyu söyleyen kişi çok düşman kazanır.
  • “kavak, yaprağını tepeden dökerse kış çok olur”
    kavak ağacının yaprakları tepeden dökülmeye başlar, aşağıdakiler daha sonra dökülürse o yıl kış çetin olur.

Tepe İle İlgili Deyimler

  • ” tepesinde havan dövmek”
    üst katta oturan biri, gürültü yaparak alt kattakini rahatsız etmek.
  • “tepesinden kaynar sular dökülmek”
    başından aşağı kaynar sular dökülmek: “Nazmiye’nin tepesinden sanki kaynar sular döküldü, yooo … dedi.” -O. Kemal.
  • “tepesinin tası atmak”
    birdenbire çok sinirlenmek.
  • “tepetakla etmek (devirmek)”
    birinin toplumsal veya ekonomik durumunu bozmak.
  • “tepetakla gitmek (yuvarlanmak)”
    hızlı bir biçimde toplumsal ve ekonomik durumu bozulmak.
  • “tütünü tepesinden çıkmak”
    dumanı tepesinden çıkmak.
  • “(birine) tepeden bakmak”
    küçümsemek: “Bilakis amele olmayanlara karşı tepeden bakar, onları bir ağacın üstündeki mantarlar gibi görür.” -N. Hikmet.
  • ” (birini veya bir şeyi) tepe tepe kullanmak”
    sağlamlığına güvenilen şeyleri yıpranacağını düşünmeden, esirgemeden, sakınmadan hoyratça kullanmak
  • “(birinin) tepesinde bitmek”
    1) istenmediği hâlde birinin yanına gelip ayrılmak istememek, türlü isteklerle canını sıkmak, rahatsız etmek; 2) ansızın yanına gelmek.
  • “(birinin) tepesine binmek (çıkmak)”
    genellikle kendinden daha güçsüz kimseleri ezmek, kötü davranmak: “Böyle kız gibi nazik bir zabiti askerler sayarlar mı? Askerlerimiz tepenize çıkıyordur, nedir?” -R. N. Güntekin.
  • “(birinin) tepesine dikilmek”
    başına dikilmek.
  • “cinleri (cin) tepesine çıkmak (binmek)”
    çok kızmak: “Gidip oyunu seyretmiş. Seyretmiş ama, bütün cinleri de tepesine çıkmış, ağızlarının payını vermiş.” -N. Meriç. “Biraz fazlaca gülsen, bir parça kısa giysen cin tepesine biniyor.” -O. Kemal.
  • “dere tepe düz gitmek”
    engelleri aşarak gitmek: “Gece boyunca kırlarda yürüdü, dere tepe düz gitti ve bir dağın eteğine geldi.” -İ. O. Anar.
  • “dereden tepeden konuşmak”
    gelişigüzel konuşmak, rastgele konular üzerinde konuşmak: “Kahveler içilip dereden tepeden konuştuktan sonra yataklara kavuştuk.” -O. Kemal.
  • “dumanı tepesinden çıkmak”
    bir acının ateşiyle yanıp tutuşmak.
  • “tepeden tırnağa süzmek”
    herhangi bir sebeple birine dikkatlice bakmak: “Çocuk, onu tepeden tırnağa şöyle bir süzüp üstü peçeteyle örtülü bir tabak uzattı.” -E. Şafak.
  • ” tepesi aşağı gitmek”
    işleri bozulup büyük zarara uğramak.
  • ” tepesi atmak”
    birdenbire öfkeye kapılmak, öfkelenmek: “O sırada babalığını anımsıyordu kötü bir düşü anımsarcasına ve kızgınlıktan tepesi atıyordu.” -M. Uyguner.
  • “tepesi üstü”
    başı yere gelmek üzere, tepetakla.
  • ” tepesinde değirmen çevirmek”
    tepesinde havan dövmek.


Yorum yapılmamış

Leave A Reply