Satmak İle İlgili Deyimler ve Anlamları Açıklamaları, İçinde Satmak Geçen

2
Advertisement

İçinde satmak kelimesi geçen deyimler nelerdir? Satmak ile ilgili deyimler anlamları ve açıklamaları. Satmak konulu deyimler.

satmak deyimler

Arka resim kaynak: pixabay.com

Satmak İle Deyimler

  • afi kesmek (satmak, yapmak)
    birine karşı gösteriş yapmak: ‘Yanındaki kıza afi yapmak için onun önüne, dilenciye sadaka verir gibi bahşiş fırlatan bir züppeyi, bıraksalar öldürecekti.’ -H. Taner.
  • ağız satmak
    yüksekten atarak kendini övmek.
  • alıp satmaz görünmek
    ilgisiz görünmek veya davranmak.
  • alıp sattığı olmamak
    hiç ilgisi bulunmamak: ‘Lisan kursunu filan alıp sattığı yokmuş.’ -H. Taner.
  • anasını sat! (satayım!)
    hlk. ‘önem verme (vermem), aldırma (aldırmam), umursama (umursamam)!’ anlamında kullanılan bir söz.
  • anasının ipini satmış (pazara çıkarmış)
    ipsiz, kendisinden her türlü soysuzluk beklenebilen (kimse).
  • atsan atılmaz, satsan satılmaz
    işe yaramadığı veya sıkıntı verdiği hâlde vazgeçilemeyen şeyler ve kimseler için söylenen bir söz.
  • avurt satmak (avurt zavurt etmek)
    1) beceremeyeceği şeyleri becerebilecekmiş gibi konuşmak; 2) korkutucu sözler söylemek.
  • ayıyı vurmadan postunu satmak
    henüz ele geçmemiş bir şey üzerinde hesap yapmak.
  • azamet satmak
    büyüklük taslamak, çalım satmak, böbürlenmek.
  • belayı satın almak
    göz göre göre belayı üstüne çekmek.
  • bilgiçlik satmak (taslamak)
    bilmediği hâlde bilir görünmek, bilgin geçinmek: ‘Hazır olanlar, bilgiçlik tasladılar, tasdik ettiler.’ -N. Araz.
  • (birini) bir pula satmak
    bir kimseyi bir çıkar uğruna harcamak.
  • (birinin) ağzını kullanmak (satmak)
    birinin söylediklerinin aynısını söylemek.
  • büyüklük satmak
    gururlanıp üstünlük taslamak: ‘Bir eski muallime olan annem, istese de büyüklük satamazdı, elinden gelmezdi.’ -O. Kemal.
  • caka satmak
    gösteriş yapmak, çalım satmak: ‘Askerliğin palavra ile olmadığını anladı ama hâlâ caka satıyor.’ -H. E. Adıvar.
  • çalım satmak
    kurulup büyüklük taslamak: ‘İzmir ve dolaylarında çalım satıp dolaşmaya başlayacaklar.’ -Y. K. Karaosmanoğlu.
  • fiyaka satmak (sökmek)
    argo gösteriş yapmak, caka yapmak, çalım satmak: ‘Okula gidiyor diye fiyaka söküyor bize.’ -O. Kemal.
haraç mezat satmak
açık artırma ile satmak.
  • kendini ağır (ağırdan) satmak
    1) nazlanmak, gönülsüz davranmak: ‘Kız kendisini ağır satmakta devam ediyor.’ -R. H. Karay. 2) huylarını yavaş yavaş ortaya koymak: ‘Müdüre göre idareci biraz çatkın olacak yani oldukça ağırdan satacak kendini.’ -K. Korcan.
  • kendini dirhem dirhem satmak
    1) çok nazlı davranmak, ağırdan almak: ‘Hâl böyleyken yine de bilmeyenlere karşı kendini dirhem dirhem satar.’ -H. Taner. 2) özelliklerini azar azar ortaya koymak.
  • kendini satmak
    1) kendisinde olmayan iyi nitelikleri varmış gibi göstermek; 2) para karşılığı erkeklerle birlikte olmak.
  • körler mahallesinde ayna satmak
    bir şeyi ona gereksinim duymayacak olan çevreye götürmek.
  • kurum satmak
    böbürlenmek, büyüklenmek: ‘Senin kıratında bir tane daha bulsun da kurumunu ona satsın.’ -S. M. Alus.
  • maç satmak
    karşılaşma sonucunu belirlemek amacıyla meşru olmayan yollardan veya para karşılığı anlaşmaya varmak.
  • Müslüman mahallesinde salyangoz satmak
    körler mahallesinde ayna satmak.
  • satılığa çıkarmak
    satmak, satışa çıkarmak: ‘Memleketine mi dönüyormuş neymiş, bütün eşyasını satılığa çıkarmış.’ -A. İlhan.
  • satıp savmak
    gereken parayı sağlamak için elindeki malı ucuza satıp tüketmek, yok pahasına elden çıkarmak.
  • satışa çıkarmak
    satmak için ortaya koymak: ‘Bir şeye ad koymak, satışa çıkarılan malın üzerine yafta asmaya benzetilebilir.’ -N. Uygur.
  • satışa gelmek
    uydurma bir sebeple ortada bırakılmak.
  • satıya çıkarmak
    satışa çıkarmak.
  • suratı sirke satmak
    öfkeli, kızgın olduğu anlaşılmak.
  • tafra satmak
    böbürlenmek, büyüklenmek, büyüklük taslamak.
  • tereciye tere satmak
    birine çok iyi bildiği bir şeyi öğretmeye kalkmak: ‘Edebiyat dünyamız tereciye tere satmaya kalkışan sahte şöhretlere, üçkâğıtçılara kısa bir zaman için katlanıyor.’ -B. Necatigil.
  • yok satmak
    bir mal, çok satıldığı için çabucak tükenmek.

Tereciye Tere Satılmaz:

ANAFİKİR: Bir işin ustasına o işin nasıl yapılacağı öğretilmez.

Kişilerin toplumda iyi ilişkiler kurmaları, saygın bir yer edinmeleri çevrelerindekileri iyi tanımalarına bağlıdır. Çevresindekileri iyi tanıyan davranışlarını ona göre ayarlamasını bilir. Başkasının kendisiyle alay etmelerine yol açacak davranışlardan kaçınır. Kiminle nasıl konuşacağını, kimin hangi konuda bilgili olduğunu bilen kişi, böyleleriyle ilişkilerini buna göre belirler. Yanılgılara düşmez. Yapmaması gereken bir davranışı yapmaz. Bir konuda kendisinden daha bilgili bir kişiye akıl vermeye kalkmaz.


2 yorum

Leave A Reply