Toplumsal Çözülme Nedir? Toplumsal Çözülmenin Nedenleri Nelerdir?

0
Advertisement

Toplumsal çözülme nedir ve toplumsal çözülmenin nedenleri nelerdir? Nedenlerin örneklerle açıklaması, etkileri, hakkında bilgi.

Toplumsal Çözülme

Toplumsal Çözülme

Toplumda bireylerin, toplumsal değer ve normlara uymamaları sonucu toplumsal düzenin bozulması sürecine toplumsal çözülme denir. Bu durumda toplumsal yapıda gruplar, kurumlar, örgütler ve ilişkiler gibi çeşitli öğeler, birbirini tamamlayamaz. Toplum, artık işleyen bir bütün olma özelliğini büyük ölçüde kaybeder.

Toplumsal çözülme, özellikle maddi ve manevi kültür öğelerinin bir bütün meydana getirecek şekilde birbirini tamamlayamaması durumunda ortaya çıkar. Başka bir deyişle, maddi ve manevi kültür öğeleri arasında uyumsuzluk söz konusudur. Örneğin bir toplumda ekonomik gelişme amaçlanır, maddi kültür unsurlarında ilerleme gerçekleştirilir, teknolojik buluşlar hızlanır; fakat buna rağmen maddi olmayan unsurlarda değişme sağlanamazsa toplumsal çözülme başlar. Çünkü, yeni maddi kültür unsurlarıyla toplumsal değerler ve normlar arasında uyumsuzluk söz konusu olur. Bu şekilde, toplumun manevi kültür öğelerinin, maddi olmayan kültür öğelerinin gerisinde kalmasına kültürel gecikme adını veriyoruz. Örneğin; endüstrileşmeden sonra Batı toplumlarında maddi kültür öğeleri hızla değişmiştir. Maddi olmayan kültür öğeleri buna hemen uyum sağlayamamış ve sonuçta toplumsal çözülme ortaya çıkmıştır. Çünkü, insanlar maddi koşullardaki değişmelerin gerektirdiği değer ve normları hemen benimseyememişlerdir. ,

Durkheim mekanik dayanışmadan organik dayanışmaya geçişte ortaya çıkan bu durumu, anomi (kuralsızlık) kavramı ile ifade etmiştir. Anomi durumu, ancak yakın zamanlarda maddi olmayan kültür öğelerine; toplumsal adalet, toplumsal güvenlik gibi bazı değerler katılarak ve insanların bunları benimsemeleriyle ortadan kalkmıştır. Batıda teknolojinin yarattığı maddi kültürle maddi olmayan kültür, ancak yakın zamanlarda bağdaşabilmiştir. Bu durum gerçekleştirilemeseydi Batı toplumlarında çözülmeden sonra yeniden toplumsal bütünleşmenin sağlanması mümkün olmazdı.

Toplumsal Çözülmenin Nedenleri

Toplumsal çözülme; iş bölümü yetersizliği, örgütlenme yetersizliği, demokratik kurumlaşma yetersizliği ve milli birlik bilincinin zayıflamasıyla ortaya çıkar.

Advertisement
a. İş Bölümü Yetersizliği

Durkheim, toplumsal bütünleşmeyi iş bölümüne; toplumsal çözülmeyi ise iş bölümü yetersizliğine bağlamıştır. İş bölümü, işin mesleklere ya da kendi içinde kısımlara ayrılmasıdır. Farklı mesleklerin ortaya çıkması, mesleki iş bölümü adını alır. Aynı işin farklı bölümlerinin farklı kişiler tarafından yapılmasına da teknik iş bölümü denir. İş bölümünün gelişememesi, toplumda fonksiyonel bütünleşme sağlanamayacağı için çözülmeye neden olur. İş bölümünün yeterince sağlanamadığı bir toplum, parçalarının bir kısmı çalışmayan bir otomobile benzer. İşlevini yerine getirmesi mümkün değildir.

Durkheim’a göre toplumsal çözülmenin belirtilerinden biri, intiharların artmasıdır. İntiharlar dışında; cinayetlerin, madde bağımlılığının, toplumsal gruplar arasında çatışmaların artışı da toplumsal çözülme belirtileridir.

Durkheim’ın, toplumsal bütünleşmenin sağlanması ve çözülmenin önlenmesi için iş bölümüne ağırlık verilmesi önerisi yeterli değildir. Çünkü, iş bölümünün geliştiği ülkelerde de toplumsal çözülme söz konusu olabilmektedir. Bu nedenle, toplumsal çözülme tek değil, birden fazla nedene dayandırılabilir.

b. Örgütlenme Yetersizliği

Gelişmiş bir iş bölümü, insanların maddi ve manevi gereksinimlerine cevap veren bir örgütlenme yapısı içinde gerçekleşirse toplumsal bütünleşme sağlanabilir, insanların sonsuz sayıdaki gereksinimlerinin karşılanabilmesi için toplumsal yaşamda örgütlenmenin tamamlanması ve gereksinimleri karşılayıcı hâle gelmesi gerekir. Örgüt, ortak bir eylemi gerçekleştirmek için, işlevlerin belirlenmesi ve sorumluluğun derecelendirilmesiyle oluşan birliktir. Örgütte bireyler bir amacı gerçekleştirmek için eşgüdüm içinde bir araya gelirler. Böylece güç ve zaman azlığı nedeniyle gerçekleştirilmeyen etkinlikler kolayca gerçekleşir. Toplum, örgütlerden oluşan bir bütünlüktür. Toplumun unsurları arasındaki eşgüdüm sayesinde herkesin gereksinimleri karşılanabilir ve toplum varlığını sürdürebilir. Bunun için de ortak bir amaç olmalıdır. Ortak bir amaç yoksa birey ve kurumlar arasında eşgüdüm sağlanamaz. Herkes kendi amaçları doğrultusunda davranır. Kurumların temel görevlerini nasıl yerine getireceğini gösteren değer ve normlar belirsizleşir, etkin bir biçimde uygulanamaz, sonuçta toplumsal çözülme başlar.

c. Demokratik Kurumlaşma Yetersizliği

Toplumsal çözülmenin bir nedeni de demokratik kurumlaşmanın yetersiz olmasıdır. Demokratik yönetimde yönetenler seçimle iş başına gelirler. Bu yönetici kadrolar, ön yargısız ve toplumun tümüne hizmet ettiklerinin bilincinde olmalıdırlar.

Baskı grupları, siyasi partiler ve parlamento, toplumsal gereksinimlere cevap verebilmelidir. Bunu sağlayan, söz konusu kurumların kendi içlerinde demokratik bir yapıya sahip olmalarıdır. Bu kurumlar eleştiriye açık, gerektiğinde yöneticilerini kolayca değiştirebilecek; eşitlik, özgürlük ve adalete dayalı kural ve mekanizmalara sahipse demokratik kurumlaşma gerçekleşmiş demektir. Bu tür toplumlarda, toplumsal çözülmenin ortaya çıkma olasılığı azdır. Demokratik kurumlaşma yeterliyse her kurumun belirgin ve diğerlerinden ayrılan bir işlevi vardır. Gruplar ve bireyleri arasındaki görüş farkları hoşgörüyle karşılanabilir. Yöneticiler de yönetenler de hukuk kurallarına uyar. Bunların gerçekleşmediği toplumlarda toplumsal çözülmenin ortaya çıkması engellenemez.

Advertisement
ç. Milli Birlik Bilincinin Zayıflaması

Toplumu meydana getiren birey ve gruplar, geçici olarak bir arada bulunmadıklarına göre, fonksiyonel bütünleşmenin yanında manevi değerler etrafında bütünleşmenin de sağlanması gerekir. Fonksiyonel bütünleşme, gerektiği gibi gerçekleşmezse toplumsal çözülme ortaya çıkar. Ortak manevi değer yargılarında ve millî ülkülerde anlamlı bir birlik hâli ise toplumsal çözülmenin önlenmesinde oldukça etkilidir.

Milli birlik bilinci, insanların birlik ve beraberlik içinde yaşamalarını sağlayan önemli faktörlerden biridir. Ortak norm, değer ve davranışlara sahip olmayan insan ve gruplardan oluşan bir toplumun, uzun süre varlığını sürdürebilmesi imkânsızdır.

Milli birlik bilinci; alt ve üst tabakalar arasındaki farkların belirginleşmesi, iç savaş, enflasyon gibi nedenlerle zayıflar. Bir başka neden, güçlü ülkelerin kültür emperyalizmiyle toplumda kültür yozlaşmasına neden olmalarıdır. Toplumdaki bireyler, telkin ve propagandanın etkisiyle kendi kültür değerlerinin yerine bir başka toplumun kültür ve değerlerini benimserler. Böylece, milli birlik bilinci zayıflar ve toplumsal çözülme ortaya çıkar.


Leave A Reply