Toplumsal Değişmeyle İlgili Temel Kavramlar (Gelişme, Evrim, İsyan) Açıklamaları

0
Advertisement

Toplumsal değişmeyle ilgili temel kavramlar nelerdir? Gelişme, ilerleme, evrim, inkılap, ihtilal, isyan nedir, hakkında bilgi.

Toplumsal Değişmeyle İlgili Temel Kavramlar

Toplumsal değişmeyle ilgili olan temel kavramların başında; gelişme, ilerleme, evrim, inkılap, ihtilal, isyan kavramları gelir.

a. Gelişme, İlerleme, Evrim

Gelişme

Gelişme, belirli bir alanda çok sayıdaki öğede katedilen olumlu mesafeyi ifade eder. Toplumun her yönünde oluşan olumlu değişme ya da ilerleme ise toplumsal gelişme adını alır.

Bir toplumsal değişmenin ileriye veya geriye doğru olduğu belli ihtiyaçları daha iyi karşılayıp karşılamayışına göre anlaşılır. Değişmenin, ihtiyaçları daha iyi ve kolay karşılaması yönünde gerçekleşmesi ve daha iyi bir duruma geçilmesi ise toplumsal geliş medir. Örneğin, ekonomik kurumlar belli bir süre sonra ihtiyaçları daha iyi karşılar duruma gelmişse gelişme yönünde bir değişimden söz edilebilir. Ekonomik gelişme daha çok üretimin olduğu, kaliteli ve ucuz ürünlerin üretildiği ve iş gücünün değer kazanmasıyla yaşam şartlarının yükseldiği bir değişimi ifade eder. Böylece ekonomide verimlilik açısından daha üst bir düzeye geçilmiş olur.

Toplumsal gelişme kavramı, gözlenmesi ve ölçülmesi mümkün bir kavramdır. Özellikle ekonomik anlamda büyüme, başarma, endüstrileşme, kalkınma ve zenginleşme gibi anlamlar taşır.

İlerleme

Değişme nötr bir kavramdır. Olumlu, olumsuz, iyi, kötü gibi değer yargıları içermez. Bu nedenle her değişme bir gelişme, ilerleme anlamına gelmez. Teknolojideki bazı gelişmeler; küresel ısınma, radyoaktif maddelerin yayılması gibi olumsuz sonuçları getirmesi dolayısıyla ilerleme olarak kabul edilmeyebilir. İlerleme; beğenilen, kabul edilen, istenilen, amaçlanan yönde gerçekleşen değişmelerdir. Örneğin; devlet memurlarının maaş sisteminde yapılacak olumlu düzenlemeler ilerlemedir.

Advertisement

İlerleme ve gelişme birbirine karıştırılabilen kavramlardır. Gelişme, “eski”nin olumlu yanlarının zenginleşmesi ve etkinliğinin artması sonucu “yeni” bir düzeye geçişi ifade eder. Bu düzey birtakım sorunlara çözüm getirildiği ve ihtiyaçların daha iyi karşılandığı bir sürecin sonucudur. İlerleme ise belirli bir durumun istenilen ve beğenilen yönde değişmesini ifade eder. Sonuç olarak ilerleme bir yöndeki olumlu değişmeyi ifade ederken gelişme bir çok alanda değişmeyi ifade eder. Örneğin; ihracatın artması, ülke parasının değer kazanması, kişi başına düşen milli gelirin artması vb. her biri ekonomik gelişmeyi beraberinde getiren ilerlemeler olarak ifade edilebilir. Beğenilen ve istenilen yönün ne olduğu ise toplumdan topluma değişir. Bir toplumda ilerleme sayılan bir düzenleme, başka bir toplumda olumsuz karşılanabilir. Bu nedenle ilerleme kavramı gelişme kavramı gibi değer yargısı taşıyan bir kavramdır.

Bir toplumda hukuksal kurumlar, toplumsal düzeni sağlama, bireysel ve toplumsal güvenliği mümkün kılma yönünde değişiyorsa bu durum bir toplumsal ilerlemedir.

Evrim

Evrim, yavaş yavaş ve uzun bir süreçte ortaya çıkan niceliksel veya niteliksel değişmelerdir. Doğal yaşamda olduğu gibi toplumda da evrim sürecinden bahsetmek mümkündür.

Toplumsal evrim bir toplumdaki teknolojinin, ilişkilerin, kurumların ve değerlerin farklılaşıp örgütlenmesiyle yavaş yavaş uzun sürede meydana gelen toplumsal değişme ve büyümedir. Bu değişim ve büyüme bir birikim sonucu gerçekleşir ve toplum yapısında köklü yapısal değişimleri getirerek yeni bir evrim aşamasına ulaşılır. Örneğin; toplayıcılık ve avcılıktan tarımsal üretime geçiş, büyük ve kökten yapısal değişmeleri beraberinde getiren bir evrim aşamasıdır. Bu yönleriyle evrim, bir aşamadan bir başka aşamaya geçişi ifade eder.

Evrim kavramı ilerleme kavramından farklıdır. İlerleme kavramı bireylerin istek ve inançlarına göre değişen, değer yargısı içeren bir kavramdır. Evrim ise objektif kanıtlarla ölçülebilen bir süreçtir. Örneğin; tarımda makineli üretime geçilmesiyle elde edilen ürün miktarının, ilkel yöntemle elde edilen ürün miktarından fazla olması ölçülebilir ve açık bir değişmedir. Buna göre, makineli üretime geçişin bir evrim olduğundan bahsedilebilir.

b. İnkılap, İhtilal, İsyan

İnkılap

Türkçede inkılap kavramı ile anlatılmak istenen “devrim” sözcüğü ile de ifade edilebilmektedir. Ancak, devrim sözcüğü bazen ihtilal anlamında da kullanılır. Tüm ya da bazı kurumları eskimiş, işlevini yerine getiremez olmuş, yerleşik toplumsal düzeni, köklü ve kapsamlı olarak değiştirme, çağdaş hâle getirme işlemlerine inkılap denir. İnkılap, toplumsal değişmeyi gerçekleştirir. Toplumsal yapının ve toplumsal kurumların, değişmekte olan toplumsal koşullara göre yenilenmesini sağlar.

Advertisement

İnkılap, toplumun siyaset de dahil çeşitli kurumlarını değiştirir ve toplumda köklü bir değişim oluşturur. Örneğin, Atatürk inkılabı toplumumuza çağ dışı olan tüm kurumların yerine yeni, çağdaş kurumlar kazandırmıştır.

İhtilal

Bir devletin ekonomik, sosyal ve politik yapısında, zorla yapılan düzen değişikliğine ihtilal denir. İhtilali yapan grup, toplumsal kurumlarda kendi görüşleri doğrultusunda değişiklikler yapar.

İhtilalde yenilikler, değiştirme elemanları aracılığıyla zorla kabul ettirilir. Bu elemanlar idam, hapis, sürgün, mallara el koyma, vergi gibi cezaları içerir. Değişmeye uymayanlar cezalandırıldığından, insanlar ceza korkusu ile alışkanlık, tutum ve davranışlarını değiştirirler.

İhtilallerin amacı bazı bozuklukların düzeltilmesidir. Örneğin, 1789 Fransız İhtilali’nde amaç budur. Fakat bütün ihtilallerle gerçekten böyle düzeltmelerin yapılabildiği söylenemez. Çünkü, ihtilalin kendisi de toplumda karışıklık ve israf meydana getirmekte ve düzenin yeniden kurulmasını sağlayacak kaynakları tüketmektedir.

İhtilallerin başarılı olabilmesi için ihtilali yapacak grubun hakları çiğnenen bir grup olması, insanları etrafında toplayabilmesi, ülke içindeki ve dışındaki başka gruplarca desteklenmesi, ihtilali yapan grubun her bakımdan güçlü olması ve düşünsel bir temelinin olması gerekir.

İsyan

Toplumsal düzene ya da otoriteye karşı gelme isyan adını alır. İsyan, ihtilalden daha dar kapsamlıdır. İsyanda, ihtilaldeki gibi güçlü bir düşünsel temel yoktur.

Tarihte görülen ilk büyük isyan, MÖ 73 yılında İtalya’da Spartaküs önderliğinde köleci toplumsal düzene karşı yapılan ayaklanmadır. Bunun dışında, 15. yüzyılda din ve mezhep ayrılığını ortadan kaldırmak amacıyla Şeyh Bedrettin ve arkadaşlarının ayaklanmaları, 16. yüzyılda başlayan yeniçeri ayaklanmaları ve Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra “Menemen olayı” gibi şeriat yanlısı bir kesimin düzeni yıkıcı girişimleri de isyana örnektir.

Görülüyor ki inkılap, değişen koşullara göre toplumsal yapının düzenlenmesi olduğu hâlde, ihtilal zorla gerçekleştirilen bir değişmedir. İsyan ise yine zorla değiştirme temeline dayanır ama dar kapsamlıdır.


Leave A Reply