Tüketici Hakları Tarihçesi

0
Advertisement

Tüketici Hakları kavramı ve tüketicinin haklarının korunmasının tarihçesi hakkında kısa bilgilendirme yazımız

Bir pazaryerinde alışveriş yapan tüketiciler ve esnaf bir arada

Bir pazaryerinde alışveriş yapan tüketiciler ve esnaf bir arada

Tüketici hakları bir çok kaynakta 1800’lü yıllarda Amerika’da başladığı kabul edilse bile tarih boyunca tüketici hakları adı altında olmasa dahi bir çok ülkede tüketici haklarının korunması için yasalar ve kanunlar çıkartılmıştır. Örneğin 1502 yılında Osmanlı tarafından yayımlanan Bursa kanunnamesinde tüketici hakları koruma altına alınmıştır. Evrensel boyutta ise 1985 yılında Birleşmiş Milletlerde kabul gören Evrensel Tüketici Hakları bildirgesi tüketici haklarının zirvesi olmuştur.

Türk kültüründe ise tüketicinin hakları daima korunmuş ve özellikle hak yememe temeli üstüne kurulu bulunan düzenlemeler yapılagelmiştir. Bunun en güzel ve canlı örneği ahilik teşkilatlanmasıdır. Ahilik teşkilatlanmasında esnafın sattığı mal ve ya hizmette alıcının haklarını koruyup kollamış ve esnafa belli bir nizam getirmiştir. Hatta bununla ilgili “pabucu dama atılmaktır” deyimi doğmuştır. Bir esnaf denetlemsi sırasında Bağdat’ta gerçekleşen bir olay sonrası kusurlu mal sattığı tespit edilen bir esnafın pabucu ceza olarak bir haftalığına satış yaptığı dükkanın damına atılmış ve orada halkın göreceği şekilde sergilenmiştir. Bu pabucu gören halka o dükkandan ya alışveriş yapmaz ya da alışveriş yaparken çok dikkatli davranırmış. Esnafta zaten o pabucu bir daha dama attırmamak için çok dikkatli ve dürüst bir şekilde satışına devam edermiş. Halkı kandırmaya cesaret edemezmiş.

Hem kültürümüzde hem de dinimizde müşteri bir velinimet bir değerdir. Özellikle dinimizde tartı aletlerinde hile ve mal satın alan kişinin iyiniyetinin suistimal edilmesi birçok defalar tekrarlanarak yasak edilmiştir.

Türkiye’de tüketici haklarının korunması ile ilgili ilk çalışmalar resmi kurumlar aracılığı ile değil dernekler vasıtası ile başlamıştır. Genel olarak tüketiciyi koruma ve ya tüketici hakları derneği isimleri altında faaliyet gösteren ve kar amacı gütmeyen bu dernekler ellerindeki imkanlar dahilinde kamuoyunu aydınlatmaya ve yeni önlemlerin alınması için çalışmalarına halen devam etmektedirler. Tüketicinin Korunması ile ilgili kanun ise 1995 yılında kabul edilmiştir. Ancak buna rağmen özellikle bankaların başını çektiği kurumsal firmaların birçok kanuni boşluklardan yararlanarak yaptıkları uygulamalar oldukça yaygındır. Bunlara örnek olarak bankaların almış olduğu hesap işletim ücretleri ve ya elektronik ürün satan mağazalardan alınan ve bozuk çıkan elektronik ürün yerine yenisi vemekten kaçınıp o ürünü tamir edip o şekilde takrar alıcıya teslim etmek en başta gelen örneklerdir. Bu konular ile ilgili olarak hem ülkemizde hem de dünyada binlerce dava hala mahkemelerde görülmektedir.

Advertisement

Leave A Reply