Türkiye’de Toprak Tipleri ve Toprak Kullanımı

0
Advertisement

Türkiye’de bulunan toprak çeşitleri ve özellikleri nelerdir? Türkiye’de toprak kullanımı ile ilgili bilgi.

Türkiye Toprak Haritası
Türkiye toprak çeşitliliği yönünden zengin bir ülkedir. Çünkü değişik bölgelerinde farklı iklim tipleri etkilidir. Yeryüzü şekilleri, küçük alanlar içinde bile büyük değişiklikler göstermektedir. Yükseklik bakımından da ülkemizde çok farklı yöreler bulunmaktadır. Ülkenin farklı yörelerinde başka başka taşlardan oluşan araziler vardır. işte bütün bu nedenlerle Türkiye’de, çok çeşitli topraklar oluşabilmiştir.

Ekvatoral kuşak, kutup bölgeleri ve çöller dışında oluşan her toprak tipi, ülkemizde oluşabilmektedir.

Türkiye topraklarının oluşumu, yeryüzünün diğer yerlerindeki toprakların oluşumundan farklı değildir. Daha önceki doğal sistemler içinde ele aldığımız toprak oluşumunda etkili olan faktörler Türkiye topraklarının oluşumunda da etkili olmuştur.

A- Yerli topraklar: Ana kayanın yerinde ufalanması sonucu oluşmuşlardır. Topraklar, iklim, topoğrafya, bitki örtüsü gibi etkenlere bağlı olarak kısa mesafelerde farklı özellikler gösterirler. Bunun için Türkiye’nin coğrafi bölgelerinde hatta aynı bölge içindeki yörelerde bile farklı topraklar oluşmuş durumdadır.

1. Kırmızı renkli Akdeniz toprakları (Terra Rossa); Akdeniz ikliminin etkili olduğu yerlerde görülür. Buralar Akdeniz Bölgesi, Ege Bölümü ve Güney Marmara’dır. Karstik çukurlukların tabanındaki topraklar bu yörelerdeki başlıca tarım alanlarıdır. Bu topraklar genellikle sığ ve çakıllı topraklardır. Çok yerde orman, fundalık ve çalılıklarla kaplıdır.
2. Orman toprakları; orman altında gelişen topraklardır. Trakya’da Yıldız Dağları, iç Batı Anadolu, Karadeniz Bölgesinin büyük bir kısmı ve İç Anadolu’nun ormanla kaplı yüksek kesimleri ile Güneydoğu Toraslarda yaygındır.
3. Kestane renkli topraklar; İç Anadolu ve Doğu Anadolu bölgeleriyle, iç Batı Anadolu bölümündeki platolarda ve göller yöresinde yaygındır. Bu toprakların bir kısmında tahıl tarımı yapılmaktadır.
4. Kahverengi topraklar; İç Anadolu, Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgesi’ndeki ovalarda bozkır bitki örtüsü altında oluşmuşlardır. Bu topraklar üzerinde pek çok yerde tahıl tarımı yapılır. Toprak verimliliği yüksek değildir. Sulamalı ve gübreli tarıma gereksinimi vardır.
5. Çernozyum (kara topraklar); Erzurum – Kars platolarında yüksek boylu otlar altında gelişmiş topraklardır. Ot verimi yüksek topraklardır. Bunun için hayvancılık yönünden önemli bir potansiyeldir. Buna bağlı olarak Erzurum – Kars platoları hayvancılığın yoğun olduğu yörelerdir.
6. Vertisoller (dönen topraklar); Ülkemizde oldukça yaygındır. Trakya’da ve Güney Marmara’daki çöküntü alanlarında görülür. Ayrıca Konya ve Muş havzalarında da oldukça geniş alanlara yayılmıştır. Bu toprakların su geçirgenliği zayıftır. Tarım için elverişli bir toprak değildir. Tahıl ekimi yapılan yerlerde fazla verim alınamaz.
7. Yüksek dağ çayırı toprakları; Orman sınırının üzerinde, 2000 metrenin yukarısında yüksek dağ çayırlarının altında oluşmuş topraklardır. Bu topraklar Doğu Karadeniz Bölümündeki dağların yüksek kısımlarında görülür. Bu sığ topraklarda tarım söz konusu değildir. Ancak otlak alanlar olarak değerlendirilir.
8. Çorak topraklar; dışa akışsız çukurların ortasında ve deltalarda görülür. Konya Ereğli’si yakınlarında, Tuz Gölü, Burdur Gölü, Acıgöl çevresi ve diğer tuzlu göller çevresinde görülür. Çorak topraklar üzerinde bitki örtüsü çok cılızdır. Sadece tuzcul bitkiler yetişebilmektedir. Bu topraklar tarım alanı olarak kullanılamazlar.
9. Kurak bölge toprakları; bu topraklar yılın büyük kısmında kurudur. İç Anadolu’da Cihanbeyli ve Karapınar dolaylarında yer alır. Verimsiz topraklardır. Bitki örtüsü çok zayıftır. Otlak olarak da önemi azdır.

Advertisement

B-Taşınmış topraklar; yamaçlardan aşınan ve taşınan materyaller, yamacın etek kısımları, ova tabanı, akarsu vadisi veya göl kenarı gibi düz yerlerde birikir. Bunlardan yamacın eteklerinde biriken materyale kolüvyal topraklar denir .
Kolüvyal topraklar, kısa mesafede taşınmış topraklardır. Bu topraklar ülkemizde en çok sıradağların güneye bakan yamaçlarında görülür. Boz Dağlar ve Aydın Dağlarının güneyetekleri böyledir. Ayrıca Torosların güney eteklerinde de yaygın olarak bulunur.
Alüvyal topraklar ise akarsular tarafından uzun mesafelerle taşınmış olan alüvyallerin biriktirilmesiyle oluşmuşlardır. Türkiye’nin bütün ‘delta ovaları alüvyal topraklardan oluşur. Ayrıca pek çok ovanın, özellikle çukur kesimleri alüvyal topraklarla kaplıdır. Erzurum, Erzincan, Pasinler, Muş ovaları, Ege bölümünde bulunan Bakırçay, Gediz, Büyük ve Küçük Menderes vadileri boyundaki ovalar ile Kuzey Anadolu Fay hattı boyundaki ovalar, alüvyal ovalardır. Alüvyal topraklar geçirgen ve derin topraklardır. Türkiye tarımı ve ekonomisi için çok önemlidir. Türkiye’nin tarım ürünlerinin önemli bir bölümü, alüvyal topraklardan elde edilir.

Alüvyal topraklar, tarımsal verim gücü fazla olan topraklardır. Ancak vadi tabanlarında bulunan alüvyal toprakların önemli bir sorunu sel ve taşkın suları altında kalmalarıdır.

Türkiye’de Toprak Kullanımı

Arazinin eğimi, iklim, bitki örtüsü ile toprak kalınlığı ve verim durumu gibi ölçütler kullanılarak arazinin yetenek durumu sınıflandırılır. Bu ölçütlere göre yapılan sınıflamada Türkiye arazisinin yaklaşık % 35’i tarım yapılmaya elverişli, geri kalanı ise orman ve otlak olarak kullanılmaya uygundur.

Yetenek sınıflarına uygun arazi kullanmamak bir çok olumsuz sonuçlara neden olmaktadır. Bunlardan bazıları şunlardır:

* Tarıma uygun olmayan eğimli sahalarda açılan tarlalarda sürekli olarak toprak aşınmaktadır. Toprağın aşındığı yerlerde sert kayaların yüzeye çıkmasıyla ürün alınamayan kayalık araziler oluşmaktadır.
* Kumlu materyalden oluşan eğimli yamaçlarda bitki örtüsünün tahribinden sonra yüzeysel akıma geçen sular, oyuntu ve yarıntılar oluşturmaktadır. Özellikle İç Anadolu’da volkanik kum ve tüflerin yaygın olduğu yamaçlar, oyuntularla parçalanmış durumdadır.
* Toprakların aşınması ile tuzlu ana materyalin yüzeye çıkması ile bu arazilerde tarım yapmak güçleşmektedir. Çankırı ve Sivas dolaylarında bu tür araziler görülmektedir.
* Kırsal alanlarda tarım dışı arazilerin tarıma açılmasıyla erozyon başlamış ve tarlaların verimi düşmüş, bir bölüm tarlalarda terkedilmiştir. Bunun sonucunda kırsal alanlarda iç göçler başlamıştır.

Advertisement

Sonuç olarak; Türkiye topraklarının en iyi şekilde kullanılması açısından arazilerin yeteneklerine göre değerlendirilmesi gerekir. Örneğin arazi orman yetişmesine uygun ise o sahanın ormana bırakılması, tarıma uygun ise tarım olarak kullanılması en iyi çözümdür.


Yorum yapılmamış

Leave A Reply