Tuz İle İlgili Atasözleri Deyimler ve Anlamları Açıklamaları, Tuz İle Sözler

0
Advertisement

İçinde tuz kelimesi geçen atasözleri ve deyimler nelerdir? Bu atasözü ve deyimlerin anlamları ve açıklamaları. Tuz hakkında atasözleri deyimler ve anlamları.

Tuz İle İlgili Atasözleri Deyimler

Arka resim kaynak: pixabay.com

Tuz İle İlgili Atasözleri Deyimler

ATASÖZLERİ:

  • *** açık yaraya tuz ekilmez
    acısı henüz taze olan bir kimsenin üzüntüsü, birtakım söz ve davranışlarla artırılmamalıdır.
  • *** aş tuz ile, tuz oran ile
    bir şeyin hoşa gitmesi onun birtakım nitelikler taşımasına ve bu niteliklerin de gerektiği oranda bulunmasına bağlıdır.
  • *** avrat tuz dedi mi ciğeri cız der
    karısı herhangi bir şey isteyince ihtiyaçları karşılayamayan kocanın içi sıkıntıyla dolar.
  • *** et kokarsa tuzlanır, ya tuz kokarsa ne yapılır?
    bozulan şeyi düzeltecek etken vardır ancak bu etken bozulmuşsa artık düzeltmeden umudu kesmek gerekir.
  • *** gözü tanede olan kuşun ayağı tuzaktan kurtulmaz
    her zaman çıkar peşinde koşan kişi, tehlikelerden uzak kalamaz.
  • *** tuz ekmek hakkını bilmeyen kör olur
    iyiliğini gördüğü, ekmeğini yediği kimseye karşı saygısızlık ve hainlik eden kişinin sonu iyi olmaz.
Et Kokarsa Tuzlanır Tuz Kokarsa Ne Yapılır?:

ANAFİKİR : Bozuğu düzeltecek bir şey bulunur. Ancak o da bozulmuşsa bir şey yapılamaz.

Yaşantımızda kullandığımız çoğu şeyi korumak zorundayız. Onlardan uzun bir süre yararlanmak için bu gereklidir. Korunacak şeyler de önem sırasına göre korunmalıdır. Bir seçim yapmak zorunda kalırsak, bir çok şeyleri koruyabilecek özelliğe sahip olanları daha iyi korumalıyız. Çünkü onların bozulması daha çok zarar verir. Tuz gibi birçok şeyi bozulmaktan kurtaranları iyi korumasını bilmeliyiz, ilerde giderilmesi güç durumlarla karşılaşmamak için zamanında önlemler almalıyız.

DEYİMLER:

  • *** (bir şeyde) tuzu olmak
    katkısı olmak.
  • *** (bir şeye) tuz biber ekmek
    üzüntüyü, kusuru artıracak durum yaratmak.
  • *** çorbada tuzu (maydanozu) bulunmak
    bir iş veya görevde az da olsa emeği geçmiş olmak.
  • *** tadı tuzu kalmamak (bozulmak)
    eski zevki kalmamak, yavanlaşmak: “Buradan itibaren anladım ki memleketin hiç tadı tuzu kalmamış.” -Y. K. Karaosmanoğlu.
  • *** tadı tuzu yok
    zevksiz, yavan.
  • *** tadını tuzunu bulmak
    kıvamına gelmek, beklenen ölçülere ulaşmak.
  • *** tuz buz olmak
    tuzla buz olmak.
  • *** tuzla buz etmek
    cam türünden şeyleri onarılmayacak biçimde kırmak, paramparça etmek: Kaldırdığı gibi pekmez çömleğini vurmuş yere, tuz buz etmiş. -R. Ilgaz.
  • *** tuzla buz olmak
    cam türünden şeyler onarılamayacak biçimde kırılmak, dağılmak, paramparça olmak: Küçük votka kadehleri, mermi ıslıklarıyla aynalara çarpıp tuzla buz oluyorlar. -A. İlhan.
  • *** tuzlayayım da kokmayasın (kokma)
    hlk. birine, düşüncesinde aldandığını ve aklının bir şeye ermediğini anlatmak için söylenen bir söz.
  • *** tuzluya mal olmak (oturmak veya patlamak)
    çok para vererek satın almak, çok pahalı gelmek: Bu eğlenti bize biraz tuzluya mal oldu. -E. E. Talu. … kendisine tuzluya patlamıştı. -Halikarnas Balıkçısı.
  • *** üstüne tuz biber ekmek
    üzüntüyü, kusuru artıracak durum yaratmak.
  • *** yaraya tuz biber ekmek
    bir derdin acısını çoğaltmak.


Leave A Reply