Uçmak İle İlgili Atasözleri Deyimler ve Anlamları Açıklamaları, Uçmak Konulu

0
Advertisement

İçinde Uçmak kelimesi geçen atasözleri ve deyimler nelerdir? Uçmak ile ilgili atasözleri ve deyimlerin anlamları ve açıklamaları.

Uçmak İle İlgili Atasözleri ve Anlamları

Uçmak İle İlgili Atasözleri ve Anlamları

  • “alçak uçan yüce konar, yüce uçan (konan) alçak konar (uçar)”
    alçak gönüllü olan toplum içinde saygı görür ve yücelir, kendisini herkesten üstün gören sevilmez ve toplum içinde iyi bir yer edinemez.
  • “Allah uçamayan kuşa alçacık dal verir”
    Allah, yetenekleri kısıtlı olanlara durumlarına uygun bir yaşama düzeni verir.
  • “deveyi yardan uçuran bir tutam ottur”
    gözü doymayan hırslı insanlar küçük bir çıkar için bütün varlığını tehlikeye atar.
  • “kanatsız kuş uçmaz” gereken koşullarla donanıp güçlenmeyen kişi amacına ulaşamaz.
  • “kaya uçmazsa, dere dolmaz”
    büyük gereksinimlerde çok fedakârlık yapmak gerekir.
  • “kuş uçmaz, kervan geçmez”
    kimsenin uğramadığı ıssız ve sapa yer.
  • “sebepsiz kuş bile uçmaz”
    kılavuz ve yardımcı olmadan hiçbir iş başarılamaz.
  • “şeyh uçmaz, müridi uçurur”
    bir kişiye inanlar, onu olduğundan çok üstün görürler ve onda olağanüstü özellikler bulunduğuna herkesi inandırmak isterler.
  • “tek kanatla kuş uçmaz”
    gereken koşullarla donanıp güçlenmeyen kişi amacına ulaşamaz.
  • “uçan kuş aç kalmaz”
    yaşam kavgası vermeyi bilen ne yapar yapar rızkını çıkarır.
  • “yerde yatan yumurta, gökte uçan kuş olur”
    bugün beğenmediğiniz, kendisinde yetenek bulmadığınız çocuğun zamanla bilgisi, görgüsü artar, toplumda önemli bir yeri olur.

Uçmak İle İlgili Deyimler

  • ” uçan kuştan medet ummak”
    çok sıkıntıda kalıp en ufak bir yardımın herhangi bir yerden gelmesini beklemek, sıkıntılı bir durumdan kurtulmak için her türlü çareye başvurmak: “O birkaç gün içinde uçan kuştan medet umdum.” -R. N. Güntekin.
  • “uçup gitmek”
    kaybolmak, yok olmak: “Sağıma baktım. İhtiyar yoktu. Güneşin ilk ziyalarıyla beraber kaybolan hayalet gibi sanki silinmiş, uçmuş gitmişti.” -Ö. Seyfettin.
  • “yıldız akmak (kaymak, uçmak)”
    yıldız gökyüzünde hızla yer değiştirmek.
  • “yüksekten uçmak”
    1) yükseklerde dolaşmak; 2) argo palavra atmak, çok abartmak.
  • ” kendi kanatlarıyla uçmak”
    hiç kimsenin desteği veya yardımı olmaksızın yaşamak veya bir işi olumlu sonuca ulaştırmak: “Kendi kanatlarınla uçmayı öğreninceye dek yanından ayrılır mıyım senin yavrum?” -T. Oflazoğlu.
  • “kuş gibi uçup gitmek (uçmak)”
    1) çok kısa süren bir hastalıkla ölmek; 2) çok kısa sürmek, geçmek: “Baktım seneler kuş gibi uçuyor / Baktım sonum bir avuç toprak” -B. Necatigil.
  • “kuş uçurmamak”
    hiçbir şeyin veya kimsenin kaçmasına, geçmesine imkân vermemek: “Zavallının yanına kimseyi sokmaz, bağından, bahçesinden kuş uçurmazmış.” -F. R. Atay.
  • “papaz uçurmak”
    argo içkili eğlence düzenlemek: “Bu gece beş, on para çıkarırsan izinli gecemde papaz uçururuz.” -K. Tahir.
  • “püf desen uçacak”
    çok zayıf kimseler için kullanılan bir söz.
  • “rengi atmak (kaçmak, uçmak)”
    1) solmak: “Rengi uçmuş kenarları yenmiş … bir fotoğrafı var.” -A. Ş. Hisar. 2) korku, heyecan vb. sebeplerle benzi sararmak: “Kadınlar da bu defa Tevfik’i dükkânın kapısında yakaladılar, aynı şeyi ona açtılar, Tevfik’in rengi uçtu, dudakları titredi.” -H. E. Adıvar.
  • “sevinçten uçmak”
    çok sevinmek.
  • “alçaktan uçmak”
    argo atılan palavra düzeyi az olmak.
  • “arma uçurmak (budatmak)”
    den. armayı rüzgâra kaptırmak.
  • “balon uçurmak”
    ilgililerin ne diyeceklerini ve nasıl davranacaklarını anlamak amacıyla aslı olmayan bir haber yaymak.
  • ” başını uçurmak”
    kellesini uçurmak.
  • “benzi uçmak”
    yüzü sararmak: “Benzi uçtu, dudaklarındaki gülümseme soldu.” -M. Ş. Esendal.
  • “(birinin) kellesini uçurmak”
    kafasını keserek koparmak.
  • “deve kuşu gibi (yüke gelince kuş, uçmaya gelince deve)”
    uygun şartlarda terslik çıkaran.
  • “haber uçurmak”
    gizlice haber göndermek.
  • “havalara uçmak”
    çok sevinmek: “Buna pek sevinmişti, oğlum memur oldu diye havalara uçuyordu.” -E. Bener.


Leave A Reply