Advertisement
Ümit, umut, umut etmek, ümit etmek ile ilgili deyimler nelerdir? Bu deyimlerin açıklamaları ve anlamları. Ümit hakkında deyimler ve açıklamaları.
Ümit – Umut İle İlgili Deyimler ve Anlamları
- ***ümide düşmek
umuda düşmek: Zavallı çocuk bir an geldi ki âdeta yeniden ümide düşer gibi oldu. -Y. K. Karaosmanoğlu. - ***ümide kapılmak
umuda kapılmak. - ***ümidi boşa çıkmak
umudu boşa çıkmak: Kaç sene var ki böyle her ümidin boşa çıktı. -P. Safa. - ***ümidi kırılmak
umudu kırılmak. - ***ümidi sönmek
umudu sönmek. - ***ümidini kesmek
umudunu kesmek: Bunu gerçekten anlamışım, ben de biliyormuşum gibi bir şeylerden ümit kestiğimi hatırlıyorum. -F. R. Atay. - ***ümidini kırmak
umudunu kırmak. - ***ümit bağlamak
umut bağlamak: Hem ne güzeldi sesindeki yankı / Ben oraya ümitlerimi bağladımdı -B. Necatigil. - ***ümit beslemek
umut beslemek. - ***ümit bırakmak
umut bırakmak: Cemil’in bu sözleri kalplerde hiç olmazsa yarın için biraz ümit bırakıyordu. -Y. K. Karaosmanoğlu. - ***ümit kesmek
umut kesmek: Doktorların, hayatından ümit kestikleri bir sırada yavaş yavaş açılmış, hayata geri dönmüştü. -A. Kulin. - ***ümit serpmek
umut serpmek: Emine ile aralarını bulmaya çalışacağını söyledi, delikanlının gönlüne biraz ümit serptikten sonra çekildi gitti. -H. E. Adıvar. - ***ümit uyanmak
umut uyanmak. - ***ümit vermek
umut vermek: İnsan zekâsının birliği, düşüncelerin tesanüdünden doğan büyük ve ümit verici bir netice. -C. Meriç. - ***ümitsizliğe düşmek
umutsuzluğa düşmek.
***umuda düşmek
gerçekleşeceğine inanmak.
***umuda kapılmak
olacağını düşünmek, hayal etmek.
***umudu boşa çıkmak
beklentisi, umudu gerçekleşmemek, hayal kırıklığına uğramak.
***umudu kırılmak
bir şeyin artık gerçekleşemeyeceği inancına varmak: Umudu kırılınca boynu bükük, ahıra, ineği sağmaya indi. -H. E. Adıvar.
***umudu sönmek
umudu kalmamak.
- ***umudu (umudunu) üzmek
umudu kesmek: Millet köyden umudu üzmüş bir kere. Hele gençler bir an önce çekip gitmek istiyor. -M. Kutlu. - ***umudunu kesmek
artık olacağını beklememek: Aradan dört beş yıl geçince bir yerden de haber gelmeyince sağlığından umutlarını kesmişler. -M. Ş. Esendal. - ***umudunu kırmak
umut kesmesine yol açmak: Onun bu sözleri de umutlarımı biraz daha kırdı ama susmak istemedim. -A. İlhan. - ***umut bağlanmak
olmasını, olacağını ummak. - ***umut beslemek
bir şeyin olabileceğini beklemek, ummak. - ***umut bırakmak
bir kimsede umut uyandırmak, umut vermek. - ***umut kesmek
1) umudunu kesmek; 2) bir şeyin artık gerçekleşemeyeceği inancına varmak, ummaz olmak: Senden umutlarını kesmişler, sağ olsun da zararı yok, yazmasın diyorlar. -S. F. Abasıyanık. - ***umut serpmek
umutlandırmak. - ***umut uyanmak
umut doğmak, umut belirmek. - ***umut vermek
bir kimsede umut uyandırmak, bir kimseye güven vermek: Bana umut vermeye çalışıyor ama asıl onun teskin edilmeye ihtiyacı var. -A. Ümit. - ***umutsuzluğa düşmek (kapılmak)
umudu kalmamak, güveni sarsılmak, olumsuzluğa sürüklenmek: Yoksa gönlümüzü kırmaktan, bizi umutsuzluğa düşürmekten bir şey kazanılmaz. -S. F. Abasıyanık.
Advertisement