Ümit, Umut İle İlgili Deyimler ve Anlamları Açıklamaları, Umut Deyimi

0
Advertisement

Ümit, umut, umut etmek, ümit etmek ile ilgili deyimler nelerdir? Bu deyimlerin açıklamaları ve anlamları. Ümit hakkında deyimler ve açıklamaları.

Ümit - Umut İle İlgili Deyimler ve Anlamları

Ümit – Umut İle İlgili Deyimler ve Anlamları

  • ***ümide düşmek
    umuda düşmek: Zavallı çocuk bir an geldi ki âdeta yeniden ümide düşer gibi oldu. -Y. K. Karaosmanoğlu.
  • ***ümide kapılmak
    umuda kapılmak.
  • ***ümidi boşa çıkmak
    umudu boşa çıkmak: Kaç sene var ki böyle her ümidin boşa çıktı. -P. Safa.
  • ***ümidi kırılmak
    umudu kırılmak.
  • ***ümidi sönmek
    umudu sönmek.
  • ***ümidini kesmek
    umudunu kesmek: Bunu gerçekten anlamışım, ben de biliyormuşum gibi bir şeylerden ümit kestiğimi hatırlıyorum. -F. R. Atay.
  • ***ümidini kırmak
    umudunu kırmak.
  • ***ümit bağlamak
    umut bağlamak: Hem ne güzeldi sesindeki yankı / Ben oraya ümitlerimi bağladımdı -B. Necatigil.
  • ***ümit beslemek
    umut beslemek.
  • ***ümit bırakmak
    umut bırakmak: Cemil’in bu sözleri kalplerde hiç olmazsa yarın için biraz ümit bırakıyordu. -Y. K. Karaosmanoğlu.
  • ***ümit kesmek
    umut kesmek: Doktorların, hayatından ümit kestikleri bir sırada yavaş yavaş açılmış, hayata geri dönmüştü. -A. Kulin.
  • ***ümit serpmek
    umut serpmek: Emine ile aralarını bulmaya çalışacağını söyledi, delikanlının gönlüne biraz ümit serptikten sonra çekildi gitti. -H. E. Adıvar.
  • ***ümit uyanmak
    umut uyanmak.
  • ***ümit vermek
    umut vermek: İnsan zekâsının birliği, düşüncelerin tesanüdünden doğan büyük ve ümit verici bir netice. -C. Meriç.
  • ***ümitsizliğe düşmek
    umutsuzluğa düşmek.
***umuda düşmek
gerçekleşeceğine inanmak.

***umuda kapılmak
olacağını düşünmek, hayal etmek.

***umudu boşa çıkmak
beklentisi, umudu gerçekleşmemek, hayal kırıklığına uğramak.

***umudu kırılmak
bir şeyin artık gerçekleşemeyeceği inancına varmak: Umudu kırılınca boynu bükük, ahıra, ineği sağmaya indi. -H. E. Adıvar.

***umudu sönmek
umudu kalmamak.
  • ***umudu (umudunu) üzmek
    umudu kesmek: Millet köyden umudu üzmüş bir kere. Hele gençler bir an önce çekip gitmek istiyor. -M. Kutlu.
  • ***umudunu kesmek
    artık olacağını beklememek: Aradan dört beş yıl geçince bir yerden de haber gelmeyince sağlığından umutlarını kesmişler. -M. Ş. Esendal.
  • ***umudunu kırmak
    umut kesmesine yol açmak: Onun bu sözleri de umutlarımı biraz daha kırdı ama susmak istemedim. -A. İlhan.
  • ***umut bağlanmak
    olmasını, olacağını ummak.
  • ***umut beslemek
    bir şeyin olabileceğini beklemek, ummak.
  • ***umut bırakmak
    bir kimsede umut uyandırmak, umut vermek.
  • ***umut kesmek
    1) umudunu kesmek; 2) bir şeyin artık gerçekleşemeyeceği inancına varmak, ummaz olmak: Senden umutlarını kesmişler, sağ olsun da zararı yok, yazmasın diyorlar. -S. F. Abasıyanık.
  • ***umut serpmek
    umutlandırmak.
  • ***umut uyanmak
    umut doğmak, umut belirmek.
  • ***umut vermek
    bir kimsede umut uyandırmak, bir kimseye güven vermek: Bana umut vermeye çalışıyor ama asıl onun teskin edilmeye ihtiyacı var. -A. Ümit.
  • ***umutsuzluğa düşmek (kapılmak)
    umudu kalmamak, güveni sarsılmak, olumsuzluğa sürüklenmek: Yoksa gönlümüzü kırmaktan, bizi umutsuzluğa düşürmekten bir şey kazanılmaz. -S. F. Abasıyanık.

Advertisement

Leave A Reply