Ünlü Türk Hattatların İsimleri Özellikleri ve Eserleri Hakkında Bilgi

0
Advertisement

Ünlü Türk hattatlar kimlerdir? Ünlü Türk hattatların isimleri, hayatları, özellikleri, sanatları, eserleri hakkında bilgi.

Hattatlik

Ünlü Türk Hattatlar

Şeyh Hamdullah

Şeyh Hamdullah Amasya’da doğdu (1436-1520). Fatih’in oğlu II. Bayezit, şehzadeliği zamanında, Amasya’da valiydi. Hamdullah ile tanıştı. Takdir etti, kendisinden yazı dersi aldı. Padişah olunca, onu ailesiyle birlikte İstanbul’a çağırdı. Sarayda kendisine çok iltifat etti. Yazı yazarken hokkasını tutardı.

Şeyh Hamdullah, Bayezit’in “Şeyhim, bu yazıyı bize has yeni bir üslûpla yazmak mümkün değil midir?” demesi üzerine bir erbain çıkardı, yani 40 gün 40 gece bu maksatla yazı yazdı, sonunda altı çeşit yazıyı yeni bir üslûpla yazmayı başardı.

Şeyh Hamdullah Kuran Kopyası

Şeyh Hamdullah Kuran Kopyası

Hamdullah’ın koymuş olduğu bu kurallar kendisinden sonra beş yüz yıl değişmemiş, onun gibi yazabilmek binlerce hattatın gayesi ve rüyası olmuştur. 47 Kuran, 1.000 kadar En’am ve dua kitabı yazan Şeyh Hamdullah, Boğaz’ı yüzerek geçen bir yüzücü, zamanın sayılı ok atma ustalarındandı. İstanbul’da Karacaahmet’te gömülüdür. Etrafında sayısız hattat mezarları vardır.

Hamdullah zamanında Yakut yolunda giden, süsleme üslûbunda şaheser örnekler yaratan Ahmet Karahisari de en büyük hattatlarımızdandır. Süleymaniye Camisi’nin yazılarını o yazmıştır, Hırka-i Saadet için yazdığı büyük boydaki Kuran, bir eşi daha bulunmayan bir şaheserdir, bugün Topkapı Sarayı‘ndadır.

Advertisement
Hafız Osman Hilye-i Şerif

Hafız Osman Hilye-i Şerif

Hafız Osman

Şeyh, Hamdullah’tan bir buçuk yüzyıl sonra gelen Hafız Osman hattatlıkta yeni bir okul kurmuş, Türk baskı harflerine esas tutulan yazısıyla yazdığı Kuran’lar bütün İslâm âleminde “Hafız Osman hattı” diye tanınmıştır. Kendisinden bir buçuk yüzyıl sonra yetişen Mustafa Rakım büyük hacımda yazı yazmanın esasını kurmuş, Sultan Mahmut’a yazı hocalığı etmiş, yeni bir çığır açmıştır. Padişah imzası olan turayı yepyeni şekilde o yazmış, son padişaha kadar da onun tarzı süregelmiştir. Mustafa Rakım’ın çağdaşı Mahmut Celâlettin, sert ve haşin karakterini yazısında belli eden ayrı bir okul kurmuştur.

Sayısız çeşme ve bina yazıtlarını “talik”le yazan Yesari Mehmet İzzet ve oğlu Yasarizade Mustafa İzzet bu çeşit yazının ustalarıydı.

Kazasker Mustafa İzzet de Rakım ve Celâlettin

Ayasofya Camisi‘nin içindeki büyük yazıları yazan Kazasker Mustafa İzzet de Rakım ve Celâlettin’in yollarını tekrar birleştiren bir sanatçıdır, aynı zamanda ünlü bir besteciydi. Öğrencisi Şefik Bey Bursa’da Ulucami’nin yazılarını yazdı. Kendisinden sonra Sami Bey bu yolda devam etmiştir. Son “Reisülhattatîn” Kâmil Akdik zamanında, 1928’de Lâtin harfleri kabul edildi. Akdik’in eserleri halen İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi’nde eski Türk sanatları arasında gösterilmektedir.

Sonuç olarak denilebilir ki Türkler yazıyı sevmiş, ona bağlanmış, onu iyi anlamış bir millettir. “Divanî”, “celî divanî”, “siyakat” gibi yazı nevilerini Türkler icat etmişler, bu yazı nevilerini muayyen işlerde kullanmışlardır.

Koca İmparatorluk devrinde en küçük ferdinden padişaha kadar herkes güzel yazı yazmak için uğraşırdı. Yazı sanatının gelişmesinde hattatların kendi geleneklerine son derece bağlı oluşlarının da payı vardır. Başkanları çok demokratik bir şekilde seçilirdi. Bir hattat ders aldığı hocasından “icazet” (diploma) almadan, yazdığı yazının altına imza koyamazdı. İcazet aldıktan sonra da hocasının adını da yazar, kendi imzasının başında “fakir”, “hakir” gibi tevazu kelimeleri kullanırdı.

En güzel yazı yazan, rütbesi, mesleği ne olursa olsun, hattatların başkanı seçilirdi. Birçok padişahlar, sadrazamlar çok güzel yazı yazmışlarsa da kendilerinden daha güzel yazanlar olduğu, için “reisülhattatin” olamamışlardır.

Advertisement

Bütün bu özellikler, güzelliği, sadelik ve doğallık çerçevesi içinde arayan Türkler’in, yazıyı en gelişmiş durumuna çıkarmalarını sağlamış, haklı olarak bütün İslâm âleminde şu söz söylenmiştir:

“Kuran Mekke’de nazil oldu, Mısır’da okundu, İstanbul’da yazıldı.”


Leave A Reply