Advertisement
İçinde uyku, uyumak geçen deyimler ve açıklamaları. Uyku hakkında deyimler ve anlamları. Uyku ile ilgili deyimlerin yer aldığı sayfamız.

Kaynak: pixabay.com
Uyku İle İlgili Deyimler ve Anlamları
- ***(bir iş) uykuda olmak
yürütülmemek, olduğu gibi durmak. - ***ebedî uykuya dalmak
ölmek: “Bu mezarda iki harp ve aile kahramanı ebedî uykusuna dalmıştı.” -A. Gündüz. - ***gaflet uykusuna dalmak (yatmak)
1) dalgınlıktan ileri gelen uyuşukluk içinde olmak;
2) idraksizlik, bilgisizlik, aymazlık içinde olmak. - ***gaflet uykusundan uyandırmak
bilgisizlikten, idraksizlikten kurtarmak: “Sanki Orhan Veli’nin okuyucuyu gaflet uykusundan uyandırmak için yazdığı mısra rakı şişesinin içindeymiş gibi.” -S. F. Abasıyanık. - ***gözü uyku tutmamak
uyuyamamak: “O gece Aşağı Sazan’ın gözünü uyku tutmamıştır, birçok pencerede ışık vardır.” -R. N. Güntekin. - ***gözünden (gözlerinden) uyku akmak
çok uykulu olmak: “Şilteye diz çökmüş, uyku akan gözlerini parmaklarıyla açıyor, uyumayayım diye ninni söylüyordu.” -R. N. Güntekin. - ***gözüne uyku girmemek
uyuyamamak, uykusuz kalmak: “uykum kaçınca aklım bir şeye takılır ve o takıntıyı savuşturuncaya kadar gözüme uyku girmez.” -B. Felek. - ***tilki uykusuna vermek
uyuyormuş gibi yaparak fırsat kollamak: “Muzafferiyeti sonuna kadar yudum yudum içebilmek için kendimi tilki uykusuna verdim.” -F. Celâlettin. - ***tilki uykusuna yatmak
uyuyormuş gibi yaparak fırsat kollamak. - ***uyku basmak (bastırmak)
çok uykusu gelmek: “İkimiz de esniyorduk, uyku bastırıyordu.” -O. C. Kaygılı. - ***uyku çekmek
iyice uyumak: “Erken yattığı gamlı gecelerde geniş kanepenin üstünde uykusunu çekiyordu.” -M. Ş. Esendal. - ***uyku dağıtmak
uyumasına engel olmak: uykumu dağıtmak için birkaç fincan kahve içtim. - ***uyku gözünden akmak
çok uykusu gelmek: “Yorgunsun, uyku gözlerinden akıyor.” -A. Gündüz. - ***uyku kestirmek
kısa bir süre uyumak: “Ben de bu sayede biraz uyku kestirip kuvvetimi telafi ettim.” -A. Gündüz. - ***uyku nedir bilmeden
dinlenme imkânı bulamadan. - ***uyku tutmamak
uyuyamamak: “İkisini de uyku tutmamıştı. Yan yana uzanmış, yorganı çenelerine kadar çekmiş, gözleri sonuna kadar açık dertlerine yanmışlardı.” -A. İlhan. - ***uyku vermek (getirmek)
uyuma isteği duyurmak, uyutucu özelliği olmak: “Sıkılıyorum, uyku veriyor bu tür konuşmalar artık bana” -A. İlhan. - ***uykusu açılmak (dağılmak)
uykulu durumu geçmek: “Aşağıdan bir şeyler dedilerse de uykusu açılmış olan nöbetçi hekim anlayamadı.” –M. Ş. Esendal. - ***uykusu ağır olmak
uykudan zor uyanmak. - ***uykusu başına sıçramak
1) uyuyamadığı için sersemleşmek; 2) uykusunu iyi alamadığından hırçınlaşmak: “Eğer bu patırtıdan, ikinci uykusu başına sıçrayan imam aşağı koşmasa iki kadın, avluda, saç saça, baş başa dövüşeceklerdi.” -H. E. Adıvar. - ***uykusu bölünmek
yeterince uyumadan uyanmak veya uyandırılmak. - ***uykusu derin olmak
uykusu ağır olmak. - ***uykusu gelmek
uyuma isteği duymak. - ***uykusu kaçmak
1) uyumak amacıyla yatmışken herhangi bir sebeple uyuyamamak: “Bir olta nasıl yapacağım diye uykularım kaçtı.” –S. F. Abasıyanık.
2) kaygılanmak, tedirgin olmak.
***uykusunu almak
uykusunu tam olarak uyumak.
- ***uykusuz kalmak
uyuyamamak: “Benim de mi düşüncelerim olacaktı / Ben de mi böyle uykusuz kalacaktım?” -O. V. Kanık. - ***uykuya dalmak
uyumaya başlamak: ” Sonunda uykuya dalınca, ay ışığı uyuyan denizcilerin mutlu yüzlerini apak aydınlattı.” -Halikarnas Balıkçısı. - ***uykuya varmak
1) uyumak: ” Yemek biter bitmez Ali sol elini yastık yaptı, hemen uykuya vardı.” -Y. Kemal. 2) mec. sükûnet, sessizlik, hareketsizlik içine girmek: ” Etrafı kapatan dik, sivri dağlar duman ve bulut sarılı kocaman başlarını birbirine dayayarak çoktan uykuya varmışlardı.” -R. H. Karay. - ***uykuya yatmak
uyumak için yatmak. - ***ayakta uyumak
aşırı dalgın, şaşkın veya yorgun olmak. - ***kalıp gibi uyumak
kımıldamadan uzun ve derin bir uyku uyumak. - ***mışıl mışıl uyumak
rahat, sessiz ve derin soluk alarak uyumak. - ***sütçü beygiri gibi ayakta uyumak
çok tembel ve miskin olmak. - ***uyuyan yılanın kuyruğuna basmak
kötü bir kimsenin yeni bir kötülük yapmasına fırsat vermek. - ***vurup kafayı yatmak (uyumak)
uykusu geldiğinde hemen yatmak: ” Vurup kafayı tekrar uyumaya çalıştım ama nafile.” -E. Şafak.