Advertisement
Yalın ne anlama gelir? Yalın kelimesinin terimler sözlüklerindeki anlamı, deyimler ve birleşik kelimelerin anlamları nedir?
1. Gösterişsiz, süssüz, sade (söz, yazı)
2. Çıplak, kınından çıkmış
“Dışarıdan içeriye ellerinde yalın kasaturalarla polisler daldı.” – E. E. Talu
Birleşik olmayan ve yapım eki almamış ad, yalın isim: Ev, kol, el, baş, diş gibi
Bir tür kertenkele
Anlamlı olarak daha küçük parçaya bölünemeyen, kök durumundaki kelime, basit kelime: Ev, gel, ayak gibi
Uzatmalardan, parlak hayalî buluşlardan, süslü benzetmelerden, istiarelerden uzak üslup
Üstü başı perişan durumda olan (kimse)
1. Elinde kılıç olduğu halde, kılıçlı olarak, dalkılıç
2. Tek başına
Yalın durum
1. Ayakları çıplak
“Soldan dört ayak üzerinde, yalın ayak, başı kabak bir adam görülür.” – N. F. Kısakürek
“Soldan dört ayak üzerinde, yalın ayak, başı kabak bir adam görülür.” – N. F. Kısakürek
2. Çıplak ayakla
“Sonra kalktım, yalın ayak, örtüsüz tahta masaya gittim.” – H. E. Adıvar
Bir tek çekimli fiille kurulan cümle, yalın tümce
“Bugün hava çok sıcak. Yarın İstanbul’a gitmeliyiz. Ali kitap okuyor.”
“Bugün hava çok sıcak. Yarın İstanbul’a gitmeliyiz. Ali kitap okuyor.”
Yalın ad
Birleşik olmayan ve yapım eki almamış sıfat
Ek fiil kullanılmadan kurulan çekimli fiilin belirttiği zaman: Geldin, gelmişsin, geliyorsun gibi
Birleşik olmayan ve yapım eki almayan zarf: En, pek, çok, az gibi
Yalın cümle
1. İnce, tek katı olan
2. Sağlam olmayan, dayanıksız
“Yalın kat tavanlarda, döşemelerde, kapı, cam çerçevelerinde türlü türlü aralıklar…” – R. N. Güntekin
Advertisement
3. Basit, derinliği olmayan, üstünkörü
“Benim o husustaki malumatım epeyce yalın kat, hemen hemen yufkadır.” – R. H. Karay
Ad soyundan sözün taşıdığı kavramı ek almadan bildiren durum, yalın hâl, mücerret, nominatif