Yanma Olayının Açıklaması

0
Advertisement

Yanma olayının deneyler ile açıklanması. Yanma olayının, ateşin hava ile oksijen ve karbondioksit ile ilişkisi hakkında bilgiler ve kısa basit deneyler

yanma olayı

Yanma Olayı

Kış aylarında soğuktan korunmak için ya da bir şeyi ısıtmak, kaynatmak istediğimiz zaman ateş yakarız. Ateş yakma da türlü türlü olabilir. İlkel insanlar çevrelerinde buldukları ağaçları, dalları yakarlarmış. Uygarlık ilerledikçe yakacaklarımız daha verimli olmaya başlamış. Bugün kömür, petrol, doğalgaz gibi yakıtlar kullanıyoruz. Bütün bu yakacakların ortak özellikleri yandıkları zaman bize ısı vermeleridir. Bunun için ısı elde ederek ısınmak, ya da bir şeye ısı vermek istediğimiz zaman ateş yakarız.

Yanma kimyasal bir olay’dır. Yakıt (yakacak) dediğimiz maddeler yandıktan sonra yapılan değişir. Her gün gördüğümüz bir örnek: Odunu, kömürü yakarsak duman çıkar, geriye de kül kalır. Artık odun da, kömür de yoktur ortada. Bu yakıtlarda kimyasal bir değişme olmuştur.

ATEŞ NASIL YAKILIR?

Ateş yakmak için çeşitli yollara başvururuz. Hangi yolu kullanırsak kullanalım, gene ortak bir nokta vardır. Yakacakları önce bir başka bir ateşle, ya da ısıyla tutuştururuz. Ondan sonra onlar, kendiliğinden yanarak, bize ilk verdiğimizden daha büyük bir ısı verirler. Yanma işte böyle ilginç bir olaydır: Isı alarak başlar, bir kez başladı mı, bize büyük ısı enerjisi verir. Peki, her şey ısıtılıp tutuşturunca yanar mı? Hayır. Bir çakıl taşını alıp nekadar ısıtsak, neyle tutuşturmaya çalışsak, taş hiçbir zaman kömür, odun gibi yanmaz. Bunun için de, maddeler arasında yakacak olarak kullandıklarımızı ayırmış, onlara yakıt adını vermişiz.

Öyleyse, yakıtların özelliği nedir? Bu soruya şöyle karşılık verebiliriz:

Advertisement

İçinde karbon, ya da hidrojen gibi yanıcı elemanlar bulunan maddeler, tutuşturulunca yanar, ısı verir.

Şimdi, başka bir soru çıkıyor karşımıza: Yanıcı bir maddenin tutuştuktan sonra kendi kendine yanması için neler gereklidir? Bu soruya yaptığımız küçük bir deneyle karşılık bulabiliriz.

MERAKLI BİR DENEY

Yanan bir mumun üzerine cam bir kap kapatalım. Kabı öyle iyice bastıralım ki kenarlarından hava giremesin. Mumun biraz daha yandıktan sonra kendiliğinden söndüğünü görürüz. Mum neden sönmüştür? İçerideki hava bitmiştir de ondan. Demek ki: Hava yanma için vazgeçilmez bir maddedir. Hava olmayan yerde yanma da olmaz.

Yukarıdaki deneyde gördüğümüz gibi, mum kavanoz içindeki havayı kullanarak bir süre yanar, hava bitince de söner.

YELPAZE, KÖRÜK ATEŞİ NİÇİN HIZLANDIRIR?

Havanın içindeki oksijen gazı bir yakıcı gazdır. Bu demektir ki yanma olayını havanın bütünü değil, içindeki oksijen gazı sağlar. Yanan bir madde üzerine oksijen gazı gönderirsek yanma olayının arttığını görürüz. Çok kişi bu olayı, bilmeden, sağlarlar. Mangalda ateş yakmak için kömürleri, odunları yelpazelerler, körüklerler. Yelpazeyi sallamakla, körüğü işletmekle ateşin üzerine daha çok hava, dolayısıyla oksijen göndermiş olurlar.

Yanma kimyasal bir olaydır, yakacaklardaki karbon ya da hidrojen elemanlarıyla oksijenin birleşmesi sonunda gerçekleşir, öyleyse aslında yanma da bir çeşit oksitlenmedir.

Advertisement

Biz biliyoruz ki maddelerin oksijenle birleşmelerine oksitlenme adı verilir. İçinde örneğin karbon elemanı bulunan bir madde yanınca, yani oksijenle birleşince karbondioksit gazı ortaya çıkar. Bunu genelleştirebiliriz, yanma sonunda genellikle karbondioksit gazı açığa çıkar deyebiliriz.

karbondioksit gazı, oksijenin tersine, yanmayı önleyen, yanan maddeleri söndüren bir gazdır. Bu Özelliğinden yangın söndürme işlerinde yararlanırız.

Çelik tüpler içine iki ayrı bileşik yerleştirilir. Yangın söndürme aygıtı (tüpü) normal durumdayken bu iki bileşik kimyasal olay giremeyecek biçimde yerleştirilmiştir. Yangın başlayınca tüpü ters çevirip yere dayarız, o zaman iki bileşik karışır, kimyasal olay başlar, tüpün hortumundan karbondioksitli su fışkırır. Bu da, yangını hemen söndürür.

SU ATEŞİ NEDEN SÖNDÜRÜR?

Yangın söndürmek için eskiden beri kullandığımız başka bir yol da yanan maddenin üzerine bol su dökmek, ya da püskürtmektir. Bugün de yangın söndürmek için en çok su kullanılır. Su ateşten ısı alarak buharlaşırken, yanan maddelerin sıcaklığını düşürür; dolayısıyla, yanmasını önler.

Yalnız, birtakım maddelerin yanmasını suyla önleyemeyiz, özellikle savaşlarda kullanılan yangın bombaları’mn ateşi üzerine su sıkılırsa, alevler daha da büyür. Bu gibi durumlarda karbondioksitli yangın söndürücüler kullanmak gerekir.

Daha küçük yangınları, ya da yanma başlangıcını önlemek için başvurulan bir yol da yanan cismin üzerine halı, kilim gibi örtüler atmaktır. Bunları yanan cisme yukarıdan bastırın havasız bırakırlar, ateş söner.

Yanan madde içinde hidrojen varsa, yanma olayı sonunda hidrojen oksijenle birleşerek su buharı oluşturur. Çünkü su, bilirsiniz, oksijenle hidrojenden oluşur.

Bütün canlıların yaşaması için vazgeçilmez olan havanın işte böyle ateşle de sıkı ilişkisi vardır. Havasız ateş de olmaz. Canlıların yaşaması için vücuttaki yanma da vazgeçilmez bir olaydır.

VÜCUDUMUZDA DA BİR YANMA VAR!

Bildiğimiz gibi, bütün canlılar solunum yapamazlarsa ölürler. Solunum da ancak taze havayla olabilir. Bu bakımdan, hava bulunmayan yerde canlı da bulunmaz. Havanın vücutta sağladığı yanma olayı canlıların beslenmesine yarar.

Canlılara enerji veren işte bu yanma sonunda açığa çıkan ısı enerjisidir. Canlılar ısı enerjisini mekanik enerjiye çevirerek hareket ederler, yaşarlar, büyürler. Demek ki solunum yoluyla, ya da denizlerde yaşayan hayvanların başka yollarla aldıkları hava besinlerin yanması işini sağlar. Bu açıdan hayvanlarla bitkiler arasında bir ayrım yoktur. Bitkiler de solunum, beslenme görevlerini havayla yerine getirirler.

Yanma olayı sonunda karbondioksit gazının açığa çıktığını görmüştük. Canlıların vücudunda da yanma olduğu için, solunumla oksijen alır, dışarı karbondioksit veririz. karbondioksit canlıları boğan bir gazdır. Buna zehirli gaz da denir. Oturduğumuz yerleri sık sık havalandırarak, biriken karbondioksidi atmamız, yerine temiz hava almamız gerekir. Sağlığımız için bu çok önemlidir.

Advertisement


Leave A Reply