Yaşlılar haftası ile ilgili şiirler. EN değerli hazinelerimiz olan yaşlılarımız için yazılmış en güzel yaşlılar haftası şiirleri.
Yaşlılar Haftası İle İlgili Şiirler
Yaşlılar Haftası
İnsan yüce yaratılmış
Duyularla donatılmış
Çocukluk ve gençlik derken
Ve saçları ağartılmış.
Sevgi insanın özünde
Dürüst olmalı sözünde
Artık sonuna gelirken
Dünya görünmez gözünde
Hayat karşısına çıkar
Bazen ömür yakar, yıkar
Ağır ağır ilerlerken
Gün gelir dünyadan bıkar
Gençlik kıymetin bilmeli
Büyükleri dinlemeli
Yaşlılarla konuşurken
Ona saygı göstermeli
Yaşlıları Severim
Sımsıcak gülüşlerle kucak açar herkese,
Yüzleri buruş buruş yaşlıları severim.
Nasıl özlem duyarlar yumuşacık bir sese,
Elleri kırış kırış yaşlıları severim.
Bin bir sevinç sığdırır meraklı bakışına,
Her zaman ilgi duyar hayatın akışına,
Sırt çevirmez yaşamın düzüne yokuşuna,
Dosta ömür adamış yaşlıları severim.
Yılları nasıl geçmiş, yaşamış mı doyunca
Nice fidan büyütmüş hepsi kendi boyunca.
Nasıl da mutlu olur bir ‘teşekkür’ duyunca,
Sevgilere susamış yaşlıları severim.
Hep dünleri anlatır, geçmişi çok özlemiş.
Yüreğinde kim bilir ne sevdalar gizlemiş.
Bilinmez ki kimlerin yollarını gözlemiş.
Anılarla yaşamış yaşlıları severim.
Koşup sarmak isterim bükülmüş bellerini,
Tutup öpesim gelir üşümüş ellerini.
Usanmadan dinlesem o tatlı dillerini,.
Yüzleri buruş buruş yaşlıları severim.
Elleri kırış kırış yaşlıları severim……..
2003-Ankara
(Sevda Köşe Başında`dan)
Yaşlılığa Dair
Doğan herkes
Çocuk,genç,orta yaşlı
Daha sonra da
Yaşlı olmak zorundadır
Çocukluğumuzu anlamadan,
Gençliğimizi bilmeden,
Yaşlılığımızı yapamadan yaşarız
Hepsinin eksiği varmış gibi gelse de
Ayrı olmalı hepsinin,
Çocukluğun,gençliğin,
Hatta yaşlılığın
Yaşlanmamak elimizde değil,
Geriye dönmek imkansız O halde?
Her yaşın hakkını vermeli
Gerektiği gibi yaşamalıyız
Yaşlanman yaşlı olmaktansa,
Yaşlanınca bile genç kalmasını bilmeliyiz!
Nuray ZARALI
D E Ğ İ Ş İ M
Sıcacık gülüşlerle kalbe akan sevgiyiz
Farkın farkıyla başlar bu yaşam yolculuğu
Her evrenin sonunda değişimin rengiyiz
Sağlıkla alâkadar, bu yaşam yolculuğu.
Bebeklik gerilerde bellek dolma zamanı
Ekmek elden su gölden, kim tutar harcayanı
Kendine güven duyma, büyüme heyecanı
Benliğe neler katar, bu yaşam yolculuğu.
Cemrelerle uyanıp; al goncalar dererim
Sevgiliyle kol kola, yoktur hiçbir kederim
Ne aile ne yaşlı, nerden olsun haberim
Ne çok heyecan sunar, bu yaşam yolculuğu
Olgunluk denilen şey acılarla savaşmak
Gül koklamak yerine dikenine ulaşmak
Kolay değil elbette dert engelini aşmak
İnsan nefsini tartar, bu yaşam yolculuğu
Bir tükenişe doğru azalır verilenler
Bellek yavaş ritimde, teklemekte bedenler
Göründükçe son peron, artmakta terk edenler
Ne acılardan geçer, bu yaşam yolcuğu.
Durumunu gözetip say yaşlıyı hürmetle
Esirgeme yardımı, hoş davran merhametle
Gençliği baki sanma; yaşlanırsın hayretle
Senden de hesap sorar, bu yaşam yolculuğu
Güldamlası saygıyla hatırlatır bugünü
Tatlı söz sıcak gülüş, esirgemez gönlünü
Yaşlıyı sevin dostlar, kutlandırın ömrünü
Ömrün yettiği kadar, bu yaşam yolculuğu.
Gülşen Şenderin
Yaşlılarız Biz
Bizde sizler gibi doğduk büyüdük
Önce emekledik sonra yürüdük
Yıllar gençliğimizi götürdü şimdi çürüdük
Acıma değil, sevgi bekliyoruz…
Kimimiz hakimdik, kimimiz savcı
Dostlarımız vardı, hepsi kardeş bacı
Şimdi unutulmuş olmak çok acı
Bizi unutmayın diyenlerdeniz biz…
Dostlarımız bizi aramaz oldu
Tükendi bir ömür, rengimiz soldu
Hava karardı, vakit akşam oldu
Bir tatlı söze hasretiz biz…
Gün oldu cephelerde savaştık
Allah Allah diyerek dağları aştık
Şimdi unutulduğumuza şaştık
Masallardaki, bir varmış bir yokmuşuz biz…
Bir çoğumuzun oğlu, kızı var
Yaşladık şimdi kim arar kim sorar
Nafile üzülmek, ağlamak sabaha kadar
Gözlerimiz yollarda bekliyoruz biz…
Çocuktuk, gençtik yaşlandık
Bizi arayıp sorarsınız sandık
Terk edilmişliğin ateşine yandık
Bizi unutmayın diyenlerdeniz biz…
Ahmet Mansuroğlu
Ah Yaşlılık…
Aynalar yansıtır kar beyaz sakalı,
Çamur banyosunda makyajı pahalı…
Keli güneş gibi kırıtır havalı,
Zaman tünelinde gezinirce sanki…
Belinde ağrılar ayağı son gazi,
Horca kullanılmış, bir subay gibi Nazi…
Yinede umuttur, hüzündür fantezi!
Kulağında çınlar, gençliktir şok yankı…
İçine bir girsen hazan yağmurları,
Dışını bir görsen çifte at mahmurları,
Alaycı bakışlar, oynar su samurları!
Oynatmak ne mümkün taşıdığı tankı…
Safet Kuramaz
Yaşlılara Haftası Şiirleri
Bir zamanlar o da bir bebekti
Hokka burunlu, al yanaklı,
Bir ömre bedel.
Şu gördüğün kavrulmuş el,
Pamuk gibiydi.
Eskiler içindeki bu kambur vücut,
Mis gibi kokan zıbınlar, fırfırlı elbiseler giydi.
Annesi ona Gül kızım derdi,
Sevip okşamak için sıraya girerlerdi.
Ya babası?
Getirdiği çikolatayı muzipçe cebinde saklardı
Onu ağlatmayı herkese yasaklardı.
Kızı incisi, emeliydi
Çok mutlu olmalı, hayatı sevmeliydi.
Ah! Hızla geçti yıllar işte
Seksen beş yıllık koca bir ömrü
İçiverdi bir dikişte.
Annesinin kiraz dudaklı, kalem kaşlısı
Şimdi huzurevinin en yaşlısı.
Gençler ondan kaçıyor. Neden?
Ruh aynı ruh, beden aynı beden.
Soruyor, gözleri nemli:
Görüntü bu kadar mı önemli?
Oysa şimdi anlatacak ne öyküleri var
Bir yıkılsa aradaki şu duvar! Çare yok.
Böyle gelmiş bu, böyle gidecek.
Şimdi bir zamanki tatlı bebek,
Saatler boyu pencerenin önünde
Birbirinin aynı günleri tüketmekte,
Bir an önce yanına alması için
Tanrı Dualar etmekte.
Ümit Kilislioğlu Özger