Yerşekillerinin Üretim Tüketim ve Dağıtıma Etkisi

0
Advertisement

Üretim, tüketim ve dağıtıma Yerşekillerinin etkisi nasıldır? Yerşekillerinin etkisi hakkında bilgi.

Yerşekillerinin Üretim Tüketim ve Dağıtıma Etkisi

yersekilleri

İklim, su durumu, bitki örtüsü, toprak özellikleri, nüfus ve yerleşme, tarım, hayvancılık, ulaşım, turizm, akarsuların akış hızları ile enerji potansiyelleri ve doğal kaynaklı afetler (heyelan, çığ, vb.) ekonomi üzerinde etkilidir.

Yükselti, havanın soğumasına, yağışın belli bir seviyede artmasına etki eder. Kar yağışı ve karın yerde kalma süresini etkiler. Donlu günlerin artmasına neden olur. Yüksek yerlerde tarım ürünlerinin çeşidi ve miktarı azalır tarım ürünlerinin olgunlaşma süresi uzar.

Örneğin Erzurum-Kars Platosu’nda yükselti fazla olmasına ve kış şartlarının çok zor geçmesine bağlı olarak bir çok tarım ürünü yetiştirilemediği gibi, bu durum ulaşım faaliyetlerini de olumsuz etkilemiş, yörede bazı ekonomik faaliyetlerin yapılmasını daha da güçleştirmiştir. Yörede ekonomik faaliyetler yükselti ve iklimin olumsuz etkisinden dolayı tarım ve hayvancılık olmuştur. Ulaşımın faaliyetleri gelişemediği için sanayi faaliyetleri de gelişememiştir.

Advertisement

Yükseltiye bağlı olarak bitki örtüleri de değişir. Alçaklarda yağış isteği az olan soğuğa dayanıksız geniş yapraklı bitkiler yer alırken, yükseklerde yağış isteği fazla olan ve soğuğa dayanıklı iğne yapraklı ağaçlardan oluşan bitkiler yetişir. Dağların zirvelerine yakın kesimler soğuk olduğu için buralarda alpin çayır katmanı ortaya çıkar.

Yüksek yerlerde ormanlık alanlar ve göller turistik öneme sahiptir.

Yerşekillerinin engebeli olduğu dağlık sahalarda yol yapımı ve bakım maliyetleri yüksektir. Bu yerlerdeki yollar üzerinde virajlar, köprü ve tünellerin sayısı fazladır.

Bu durum yol yapım masraflarını arttırdığı için ekonomik açıdan ülkemizi olumsuz etkilemektedir.

Ülkemizde yol yapım masraflarını en fazla olduğu yerler Doğu Anadolu, Karadeniz, Akdeniz Bölgeleri ve İç Anadolu Bölgesi’nin doğuşudur. Özellikle Akdeniz ve Karadeniz Bölgeleri’nin iç bölgelere bağlanabilmesi için geçitler en uygun yerlerdir.

Ülkemizin önemli geçitleri: Belen (Hatay’ı Çukurova’ya bağlar), Gülek Boğazı (Çukurova’yı İç Anadolu’ya bağlar), Sertavul Geçiti (Mersin’i İç Anadolu’ya Bağlar), Çubuk geçiti (Antalya’yı iç kesimlere bağlar) ve Zigana-Kop Geçitleri (Trabzon’u Doğu Anadolu’ya bağlar)

Advertisement

Kışın aşırı kar yağışları ulaşımı zorlaştırır. Ulaşımın bu şekilde doğal koşullardan etkilenmesi üretim, tüketim, dağıtım faaliyetlerini doğrudan etkiler.

Yüksek yerlerde yoğun kar yağışları araçların yolda kalmasına ve dağıtım faaliyetlerinin etkilenmesine yol açmaktadır.

Yükselti nedeniyle tarım ve yerleşmeye uygun olmayan bu alanlar nüfus dağılımına olumsuz etki eder.

Örneğin Hakkari Bölümü, karın yerde kalma süresinin fazla olması, yükseltiyle birlikte ekonomik faaliyetleri olumsuz etkilemektedir. Devlet, bu tür yerlere sanayi faaliyetlerini götürebilmek için özel sektöre vergi indirimi, kredi desteği sağlamaktadır. Ancak ulaşımın hem yükselti hem de iklimin olumsuz etkisiyle kötü olmasına bağlı olarak ekonomik faaliyetler gelişememiş, buna bağlı olarak bölümden göçler artmıştır.

Dağlık ve engebeli arazilerin olduğu yerlerde tarım arazileri dar, parçalı ve dağınık olduğu için dağınık yerleşim tipi ortaya çıkar.

Ülkemizde dağınık yerleşmelerin en yaygın olduğu yer Doğu Karadeniz’dir. Bu alanlarda arazinin dar ve parçalı olması bağlı olarak halkın geçimini sağlaması çok zor olmaktadır. Ayrıca bu tür yerlere devletin hizmet götürme ihtimali de zorlaşmaktadır.

Arazinin dar ve parçalı olduğu bu alanlarda makineli tarım neredeyse yapılamamaktadır. Bu alanlarda insana duyulan ihtiyaç her zaman fazla olmuştur.

Yüksek dağlarda dar ve derin vadiler, ırmakların enerji potansiyellerini ve aşındırma güçlerini artırır. Bu tür alanlarda hidroelektrik santrali kurmak en uygundur. Ülkemizde enerji potansiyelinin en fazla olduğu bölge Doğu Anadolu Bölgesi’dir. Ülkemizin üç büyük hidroelektrik santrali olan Atatürk, Karakaya ve Keban barajları bu bölge içinde veya yakınındadır. Buna karşılık hidroelektrik enerji potansiyelimizin en az olduğu bölge ise Marmara Bölgesi’dir.

Dağlık yüksek ve engebeli sahalar iklim şartlarının olumsuz olması, ulaşım sıkıntısı, fabrika kurulacak arazi sıkıntısı nedeniyle sanayi tesislerinin kurulmasına pek uygun olmayan yerlerdir.

Dağların kıyıya paralel uzanışı kıyı ile iç kesim arasında iklim farklılığı, bitki örtüsü farklılığı, yetiştirilen tarım ürünü farklılığı olmasına yol açar. Kıyıya paralel olarak uzanan dağlar iç kesimlerle ulaşımın zor olmasına, kıyılarda korunaklı liman ve körfezlerin az olmasına, limanların hinterlandlarının dar olmasına yol açmaktadır. Örneğin Toros Dağları’nın denize bakan güneyinde Akdeniz iklimi hakim iken, kuzeyinde karasal bir iklim hakimdir.

Toros Dağlarını’nın güneyinde turunçgil, muz, zeytin gibi kış ılıklığı isteyen tarım ürünleri yetişirken, kuzeyinde arpa, buğday, şekerpancarı gibi getirişi az ürünler yetiştirilir.

Advertisement

Akdeniz kıyısında dağlar kıyıya yakın ve paralel olduğu için liman, koy, körfez sayısı azdır. Bu durum limanların hinterlandının dar olmasına neden olmaktadır.

Arazinin eğimli bir yapıda olması tarım alanlarının genelde k parçalı, dar ve dağınık olmasını ortaya çıkartır. Bu durum da tarımı olumsuz etkilemektedir. Eğimin çok fazla olduğu alanlarda erozyon, çığ, heyelan gibi doğal afetler görülmektedir. Bu da ekonomiyi olumsuz etkiler.

Bütün bunlara karşılık; alçak ve düz yapıdaki kıyı ovaları vadi olukları ve deltalar tarımsal açıdan son derece elverişli ortamlar hazırlar. Ovalık düz alanlar ulaşımın kolay ve ucuz olduğu, üretimin yoğun olduğu ve tarımsal hammaddelerin kolay sağlandığı alanlardır. Geçim kaynakları iyi olmasından dolayı nüfus ve yerleşme yoğundur. Bu yüzden sanayi tesislerinin kurulmasına da uygun alanlardır.

Ülkemizde eğimin fazla olması, killi tabaka özelliği ve kar erimelerine bağlı olarak heyelan olayını en fazla yaşandığı bölge Karadeniz’dir. Ancak Orta Karadeniz’de özellikle eğimin az olmasına bağlı olarak heyelan, çığ olayları fazla görülmez. Bundan dolayı Orta Karadeniz’de ulaşım faaliyetleri ve buna bağlı olarak ekonomik faaliyetler Doğu Karadeniz’den daha iyi durumdadır.


Leave A Reply