Yıldırım Bayezid Kimdir? Yıldırım Bayezid Hayatı ve Dönemi

0
Advertisement

Yıldırım Bayezid kimdir? Yıldırım Bayezid döneminde yaşanan önemli olaylar ve sonuçları. Yıldırım Bayezid’ın padişahlığı, hayatı ve ölümü. Ankara Savaşı ve Sonuçları.

Yıldırım Beyazıd

BAYEZİD I. [Yıldırım] (1360-1403)

Osmanlı padişahlarının dördüncüsü, I. Murat (Hüdavendigâr) ın ikinci oğludur. Annesi Gülçiçek Hatun’dur. Şehzadeliğinde, Germiyanoğlu Süleyman Şah’ın kızı Devlet Hatun’la evlenmiştir (1381 ). Yapılan tantanalı düğün için her yandan elçiler ve hediyeler gelmiş, kızın çeyizi olarak Germiyanoğlu tarafından Osmanlılara Simav, Tavşanlı, Emet (Eğrigöz) dolayları serilmiştir. Bu yerlerin idaresi Sultanönü ile birlikte Bayezid Bey’e bırakılmıştır.

Bayezid ağabeyi Savcı Bey’in isyan ve idamı üzerine büyük şehzade oldu. Babası I. Murat’ın 1386’da Karamanoğlu Ali Bey’e karşı açtığı seferde şaşırtacak bir hızda zaferler kazanmış, büyük yiğitlik göstermiş, bundan dolayı daha o zamandan «Yıldırım» lakabıyla anılmıştır. 1389’da Haçlı Orduları ile yapılan ve zaferle biten Kosova Meydan Savaşı’nda Yıldırım, sağ kanattaki Rumeli askerlerinin başında kahramanca savaştı.

Murat Hüdavendigâr‘ın bu savaş sırasında şehit düşmesi üzerine hükümdarlığa geçen I. Bayezid kardeşi Yakup Çelebi’yi, padişahlık iddiasına kalkışmasın diye devlet erkânının kararıyla boğdurdu. Askere ve ulemaya cülus bahşişi vermek suretiyle ortalığı yatıştırmaya çalıştı.

Yıldırım Bayezid önce Rumeli tarafını güvenlik altına almayı düşündü. Hemen Sırplarla, onları kendisine tabi kılan bir antlaşma yaptı. Sırp Kralı Stefan’ın kız kardeşi Maria Despina ile evlenerek dostluğunu kuvvetlendirdi. Venediklilerle de anlaştı. Bizans’taki taht kavgalarını kendi isteğine göre ayarladı. Bundan sonra Anadolu’ya geçti, batı beylikleri üzerine yürüdü.

Advertisement

Papa IV. Bonifacius 1394 haziranında Türkler’e karşı bir Haçlı Sefçri açtırdı. Macarlar başta olmak üzere Fransızlar, Almanlar, Belçikalılar, Felemenkli’ler, İsviçreli’ler, İngilizler, İskoçyalı’lar, Lombardiyalı’lar, Rodos Şövalyeleri, Ulah, Leh, İspanyol ve Bohemya gönüllüleri Haçlı ordusuna katıldılar. Yıldırım Bayezid 25 eylül 1396’da Niğbolu’da Haçlılar’ı müthiş bir bozguna uğrattı. Bu zafer Türkler’in Rumeli’deki üstünlüğünü ve kuvvetle tutunmalarını sağladı. Yıldırım Bayezid, Haçlılar’ı kışkırtan Bizans imparatoruna karşı kuvvetini göstermek için, Güzelcehisar (Anadoluhisarı) nı yaptırarak İstanbul’u daha esaslı bir şekilde kuşattı ( 1397).

Bayezid’la Timur

Timur’un Hindistan fethiyle meşgul olmasından, Mısır’da da Sultan Berkuk’un ölmesinden ( 1399) faydalanmak isteyen Bayezid, Malatya’yı Memlûkler’den aldı. Bundan sonra Erzincan hakimi Mutahharten üzerine yürüdü. O da Hint seferinden dönüp Azerbaycan’a gelmiş bulunan Timur’a sığındı. Timur yeniden Bağdat üzerine yürüdü, şehri aldı. Bağdat’taki Celâyir hükümdarı Sultan Ahmet ile ona bağlı olan Karakoyunlu devleti hükümdarı Kara Yusuf Bey, Osmanlı hükümdarı Yıldırım Bayezid’e sığındılar. Bunların teslim edilip edilmemesi meselesi Timur’la Yıldırım arasındaki anlaşmazlığın başlangıcı oldu.

Ondan sonraki olaylar ve karşılıklı ağır mektuplar dolayısiyle, savaş kaçınılmaz bir hal aldı. En sonunda iki hükümdar Ankara’da Çubuk Ovası’nda karşılaştılar. Osmanlı ordusundan bir kısım askerlerin, eski beylerinin bulunduğu Timur tarafına geçmeleri, savaşın sonucu üzerinde büyük tesir yaptı. Bayezid sonuna kadar kahramanca dövüştüyse de üstün kuvvetler karşısında yenildi, 28 temmuz 1402’de esir düştü.

Bundan sonra Timur, Bayezid’i yanına aldı, kaçırılması için yapılan bir teşebbüsten sonra onu kapalı bir tahtırevanda taşıtarak Batı Anadolu’ya yürüdü. Uzunca bir müddet Kütahya’da kaldı. Sonra Denizli üzerinden Aydın’a geldi. Tire’de kışladı. Bayezid, hastalığı dolayısıyla, Akşehir’de bırakılmıştı. Timur, 2 aralık 1402’de Kıyı İzmir’ine vararak burasını iki haftada ele geçirdi. Bu arada Foça ve Sakız’ı da haraca bağladı. Aldığı yerleri eski beylerine vererek, Semerkant’a dönmek üzere Aydın’dan ayrıldı. Bayezid’in hastalığı gittikçe artıyordu. Ayrıca, durumunu da bir türlü gururuna yediremiyor, büyük acı çekiyordu. En sonunda bu hale dayanamayarak, 8 mart 1403’te Akşehir’de öldü.

Timur, Yıldırım’ın na’şını tahnit ettirip, hükümdarlara layık defin töreniyle muvakkaten Akşehir’deki Şeyh Mahmud-i Hayrani türbesine koydurdu. Yıldırım’la birlikte esir aldığı oğullarından Mustafa Çelebi’yi kendi yanında alıkoydu. Musa Çelebi’ye de Bursa ve çevresini vererek babasının cenazesini Bursa’ya götürmesine müsaade etti.

Advertisement

Yıldırım Bayezid’in Şahsiyeti

Bazı tarihi kaynaklarda Bayezid’ın gururlu, kibirli, sinirli, inatçı bir adam olduğu, sonradan zevke ve içkiye düştüğü belirtilmektedir. Bununla beraber, son derece cesur, azim ve irade sahibi, kendine güvenen, çok büyük bir ordu idarecisi ve yüksek bir hükümdar olduğunda da hepsi birleşirler.

Yıldırım Bayezid, kazandığı zaferlerden elde ettiği ganimetlerle devlet hazinesini zenginleştirmiş, bu sayede cami, medrese, imaret, han, kervansaray, köprü ve darüşşifa gibi birçok hayır müesseseleri meydana getirmiştir. Bursa, Kütahya ve Bolu’daki Ulucami’lerle Edirne’deki Yıldırım külliyesi bunların başında gelir.

Onun adil, haksever, halkın şikayetlerini ve isteklerini dinler bir padişah olduğu da bilinmektedir. O devirde «Kadıyülkuzat» unvanı ile Başkadı olan Bursa Kadısı Şemsettin Fenari, Bayezid’in cemaatle namaz kılmayı bıraktığını ileri sürerek, mahkemede, onun şahitliğini kabul etmemişti. Yıldırım, buna rağmen onu azletmedi, hatta kendisine daha çok saygı gösterdi. Buna karşılık muhtekirleri diri diri yakmak istemiştir ki bütün bunlar şahsiyetinin sağlamlığını gösterir. Emir Buhâri’ye kızını vermesi ilim ve din adamlarına karşı gösterdiği itibara delildir. Mısır ve Suriye tarihçileri Bayezid’in çağdaş İslam hükümdarlarının en hayırlısı ve en büyüğü olduğunu yazarlar.

Yıldırım Bayezid küçük yaşlardan başlayarak ömrünün sonuna kadar cenkten cenge koşmuş, her yana hızla yetişerek doğuda, batıda sürekli başarılar kazanmıştır. Anadolu beyliklerinden herbirini ayrı bir politika ile kazanarak Selçuklu sultanlarının hakiki halefi olduğunu ispat etmiş, Anadolu birliğini kurmuştur. Zamanında, Osmanlı sınırları doğuda Fırat’a, batıda Tuna’ya kadar genişlemiş bulunuyordu. Türklerin Balkanlardaki eşsiz ve rakipsiz hakimiyetini de o sağlamış, Osmanlı devletinin siyasi ve askeri kudretini kat kat artırmıştır. Fakat Bizans’ın son günlerini yaşamakta olduğu bir sırada çıkan Timur olayı bütün planlarını altüst etmiştir. Böylece, Ankara Savaşı sonunda, bir yandan Anadolu’nun siyasi birliği yıkılmış, bir yandan da Bayezid’in oğulları arasındaki saltanat kavgaları memleketin huzurunu kaçırmıştır. Bu arada İstanbul’un alınması ve İmparatorluğun Yıldırım Bayezid devrindeki gücüne erişmesi elli yıl gecikmiştir.

Yıldırım Bayezıt Dönemi

Yıldırım Bayezit, Osmanlı padişahı (1360 – Akşehir 1403). Padişahlık dönemi: 1389-1402.

Babası I. Murat, annesi Gülçiçek Hatun’dur. Çocukluğu Edirne ve Bursa’da geçti. 1381 ‘de Ger-miyanoğlu Süleyman Şah’ın kızıyla evlendi. Devlet Hatun’un çeyiz olarak getirdiği Eğrigöz, Simav ve Tavşanlı’ nın yönetimiyle görevlendirildi. I. Murat’ın Karamanoğlu Ali Bey’e karşı giriştiği seferdeki hızı ve çabası yüzünden Yıldırım unvanını aldı. Kosova Savaşı’nda Yıldınm Bayezit, ordunun sağ kanadım yöneterek savaşın kazanılmasında etkili oldu (27 Ağustos 1389). Savaş sırasında şehit düşen babasının yerine aynı gün tahta çıktı. Kardeşi Yakup’u boğdurtması üzerine çıkan hoşnutsuzluktan gidermek amacı ile askere Osmanlı tarihinde ilk kez “cülus bahşişi” dağıttı. Sırplarla bir anlaşma yaparak onları devletine bağladı; Sırp Kralı Stefan’ın kız kardeşi Maria Despina ile evlendi. Venediklilerle anlaşma yaptı. Bizans imparatoruna isteklerini kabul ettirdi. Sırp kralının oğlu ve askerleriyle birlikte Anadolu’ya geçti. Bizans’a bağlı bulunan Alaşehir’i aldı. Manisa’yı ele geçirerek Aydın üzerine yürüdü. Karşı koymayan Aydınoğlu İsa Bey’e, Tire’ yi ikta olarak verdi. Germiyanoğlu topraklarına girdi.

Kayınbiraderi Yakup Bey’i İpsala’ya gönderdi. Menteşe İli’ni topraklarına kattı (1390). Aynı yılın sonbaharında Karamanoğlu Ali Bey’in üzerine yürüdü. Konya’yı aldı; Beyşehir ve Akşehir Osmanlı Devleti’ ne bırakıldı, Çarşamba Suyu iki devlet arasında sınır kabul edildi (1391). Yıldırım Bayezit’in Anadolu’daki uğraşlarından yararlanarak İstanbul surlarını onartmaya başlayan Bizans imparatoru, Yıldırım’ın uyarısı üzerine yaptırdığı bölümleri yıktırmak zorunda kaldı. Bu olaydan hemen sonra ölen İmparator V. İoannes’in yerine geçen II. Manuel, Yıldırım Bayezit’in isteklerini kabul etmeyince İstanbul kuşatıldı ve yedi ay süren kuşatma imparatorun İstanbul’a bir Türk mahallesi kurulması, bir cami yapılması ve bir kadı atanmasını kabul etmesi üzerine kaldırıld1 (1391). Daha sonra Karamanoğlu ile birlik kuran Candaroğlunu cezalandırmak üzere Kastamonu üzerine yürüdü ise de Eflak Voyvodası Mircea’nın Tuna’ya geçtiği ve Osmanlı topraklarına girdiği haberinin ulaşması üzerine Rumeli’ye geçerek Eflaklıları Karinabat yakınlarında Arkuş Ovası’nda bozguna uğratarak voyvodayı tutsak aldı. Bosna’ya kadar da akınlar düzenledikten sonra Anadolu’ya döndü.

1392’de yeniden Candaroğlu Süleyman Paşa’nın üzerine yürüdü, onu yenerek idam ettirdi. Ülkesini Osmanlı Devleti’ne bağladı. Macaristan sınırında önemli olaylar patlak verince, Rumeli’ye geçmek zorunda kaldı. Birleşerek Bulgaristan içlerine girmiş olan Macar Kralı Sigismund ile Eflak Voyvodası Mircea’yı yeniden Tuna’nın gerisine çekilmek zorunda bıraktı. Aynı yıl Arnavutluk içlerinde Draç’a kadar bir akın düzenletti. Kadı Burhanettin ile savaşmak üzere Anadolu’ya geçti, Merzifon’a kadar ilerlediği bölgede etkinliğini artırarak Bursa’ya döndü. Doğuda Timur’un giderek büyüyen gücü bir tehlike oluşturuyordu. Batıda ise, özellikle Venedik Cumhuriyeti’nin öncülüğünde yeni bir Haçlı seferinin hazırlığı yapılıyordu. Bulgar Kralı Şişman’ın Macarların yanında yer alması üzerine, Yıldırım Bayezit, oğlu Süleyman Çelebi’yi görevlendirerek Tırnova’yı ele geçirtti.

Haçlı Ordusu

Pek çok Avrupa ülkesince asker ve silah bakımından desteklenen Haçlı Ordusu, Osmanlıların üzerine yürümeye başladı. Tuna’yı geçen Haçlı kuvvetleri, Macar kralının komutasında Niğbolu önlerine geldi. Yıldırım Bayezit komutasındaki Osmanlı Ordusu ile yapılan meydan savaşında Haçlılar büyük bir bozguna uğradılar (25 Eylül 1396). Macar kralı da kaçarken bataklıkta öldü. Bu zaferde elde edilen ganimetlerle Yıldırım, İstanbul kuşatmalarında önemli rol oynayan Anadoluhisarı’nı (Güzelce) yaptırdı. Argos’un Türklerin eline geçmesiyle sonuçlanan (1397) Mora akınından sonra Anadolu’ya dönen Yıldırım, Timur, tehlikesiyle uğraşmak zorunda kaldı. İran ve Azerbaycan’ı işgal eden Timur, Anadolu ve Suriye’yi korkutmaya başladı.

Karamanoğlu Ali Bey’in Timurtaş Paşa’yı tutsak aldığını haber alan Bayezit, Konya’da yenilgiye uğrattığı Ali Bey’i Timurtaş Paşa’yı teslim etti. Karamanoğullarının tüm toprakları Osmanlı İmparatorluğu’na katıldığından Alaattin Ali Bey’in yerine vali atanan Mehmet, bir çeşit Osmanlı valisi durumuna geldi (1397). Ertesi yıl Samsun üzerine bir sefer düzenleyerek Giresun’a kadar olan yöreyi ele geçiren ve Trabzon Rum İmparatorluğu’nu haraca bağlayan Yıldırım, oğlu Mehmet’i Amasya’ ya vali atadı. Böylece Anadolu’nun orta kesimi Osmanlıların eline geçti ve bölgede Osmanlı etkinliği arttı. Timur’un Hindistan’da olması ve Memlûk Sultanı Berkûk’un da ölmesi nedeniyle Malatya’yı da ele geçirdi. Timur’un Bağdat’ı ele geçirmesi üzerine Ahmet Celayir ile Kara Yusuf Bey, Yıldırım Bayezit’in yanına kaçtılar; Yıldırım’ın beyliklerini ellerinden aldığı Anadolu beyleri de Timur’un yanında yer aldılar. Timur Sivas’a geldi ve Ağustos 1400’de kenti yıkıma uğrattı.

Arkasından da Malatya’yı ele geçirerek, Suriye’yi işgal etmeye başladı (1401). Timur, Bağdat’ta iken Yıldırım Bayezit, Kemah ve Erzincan’ı ülkesine kattı. Tüm istek ve önerilerinin Yıldırım Bayezit tarafından geri çevrildiğini gören Timur, kentleri, yakıp yıkarak Anadolu’ nun tarım ürünlerine el koyarak Ankara üzerine ilerlemeye başladı, kent kuşatıldı. Yıldırım Bayezit’in Ankara’ya yaklaştığını haber alınca da Çubuk Çayı kıyısında ordugâh kurdu. Timur’u Tokat’ta bekleyen Yıldırım, Ankara Ovası’na yetişti. Yorgun askerlerini dinlendirmeden savaşa soktu. Timur’ un üstün kuvvetlerle ve dinlenmiş askerlerle giriştiği savaşta Yıldırım büyük bir yenilgiye uğradı ve Timur’ un eline tutsak düştü. Bir süre Timur’ un yanında kaldı. Batı Anadolu’ya hareket eden Timur, kışı Tire’de geçirdi. Bu ağır yenilgiyi onuruna yediremeyen Bayezit Akşehir’de öldü. Cenazesi Bursa’ya getirilerek türbesine gömüldü. Ülkesinin bayındırlığına önem veren Yıldırım Bayezit, Bursa, Edirne, Kütahya ve Bolu’da külliyeler yaptırdı.

Advertisement

İlk okuma yazma bilen padişah olarak saray okulunu açtırdı. Ülke yönetiminde merkeziyetçi bir görüşle Anadolu birliğini sağlamayı amaç edinmişti.


Leave A Reply