30 Ağustos Zafer Bayramı İle İlgili Şiirler, Türkün Zaferini Anlatan Şiirler

0
Advertisement

30 Ağustos Zafer Bayramı’nın anlam ve önemini anlatan şiirler. 30 Ağustos Zafer Bayramı konulu şiir örnekleri. 30 Ağustos hakkında şiirler.

30 Ağustos Şiirleri

30 Ağustos Zafer Bayramı İle İlgili Şiirler

30 Ağustos

Hasmın diş geçiremez artık senin etine,
Çünkü seni koruyan çelik kanatların var.
O havada dolaşır, iner ve çıkar, yine.
Yurda zarar verecek birer tehlike arar.

Bu azim, iradeyle artık korkma yarından,
Tuttuğun her iş böyle sonuna varacaktır.
Her yıl göğe katılan çelik kanatlarından
Bugün gurur duyacak göğsün kabaracaktır.

Ey, arkadaş kutla, büyük zafer gününü,
Madem ki sen Türksün ve yurdun malısın.
Bir zafer ibda eden günün büyüklüğünü,
Ta içinden, etinden, kanından duymalısın.
Ferin Ragıp Tuncer


30 AĞUSTOS

Ağustosun sonunda
Gürledi top sesleri,
İleri atıldı birden
Türk’ün cesur askeri.

Advertisement

Başta Mustafa Kemal
Kovaladık düşmanı,
Birkaç günün sonunda
Pişman ettik Yunan’ı.

Otuz ağustos günü
Zafer oldu Türk’lüğün,
Bu öyle bir tarih ki,
Önemi çok bu günün.

Bayram oldu bu tarih
Yüce Türk Milletine,
Böylesi yaraşırdı
Kahraman Milletime.
Atilla Çakıroğlu


30 AĞUSTOS

Bu tarihte kazandık
O muhteşem zaferi,
Muzaffer oldu ordu
Başta Büyük Önder’i.

Gurur ile kutlarız
Hep bu yüce bayramı,
Öyle büyük zafer ki,
Yok ettik tüm düşmanı.

Başta Mustafa Kemal
Destan yazdı ordumuz,
Büyük zafer günüdür
Otuz Ağustos’umuz.
Atilla Çakıroğlu

Advertisement

30 AĞUSTOS

Bu günü adın gibi iyi bil, daima an,
Türk adında bir millet yok dendiği zaman.
Tarihler dize geldi ve şaştı bütün cihan,
Doğdu eşsiz bir güneş, o kurtardı vatanı.

Parlayınca kılıçlar, ufuklar kızıllaştı,
Ordu bir sel olarak bütün setleri aştı.
Türk, istiklâl uğrunda kahramanca savaştı;
Bu 30 Ağustos’tur iyi bil, iyi tanı.

Çınlasın kulağında Dumlupınar zaferi,
Zaferi zaferle tat, çalış hiç kalma geri.
Hedefin yükseliştir, ey Türk genci, ileri!
Eşsizliğe dönmeli, bu vatanın her yanı.

Ramazan Gökalp ARKIN


30 AĞUSTOS

Her yıl bugün oluyor 30 Ağustos,
İçime bir ordu havası dolar.
Saçlar dimdik, gözler çelik, yüzler pos,
Bayrak imil imil, geçer ordular…

Geçer tunç adımlar, demir göğüsler,
Geçer mehmetçikler, geçer subaylar,
Hepsinin alnında zaferden süsler,
Geçer hayalimden bir bir alaylar.

Geçer toplar, geçer atlar, yağız, al,
Geçer dağlar, geçer yollar, şehirler…
Yangınlar üstünde ince bir hilal,
Yaralılar düşe kalka geçerler.

Çılgın bir istekle bu şan akını
Afyon’dan İzmir’e kadar çağıldar.
Unutmuş at gemi, kılıçlar kını,
Can canı unutmuş zafere kadar.

Ne var bu dünyada sana yakışan
Afyon’dan İzmir’e kadar çağıldar.
Sen Mehmetçik, söyle büyük kahraman;
Sana zafer kadar yakışan ne var?

Her yıl bugün oluyor 30 Ağustos,
İçime bir ordu havası dolar.
Saçlar dimdik, gözler çelik, yüzler pos,
Bayrak imil imil , geçer ordular…

Ahmet Kutsi TECER

Advertisement

30 AĞUSTOS KAHRAMANI MEHMETÇİK’E

İman dolu bir âbidesin , koca bir setsin,
Tarih seni söyler, sen ezelsin, sen ebetsin.

Her yer o büyük kudretinin yadını saklar,
Ondan kızarır böyle ufuklarda şafaklar.

Bir hamlede bir şimşek olup ufka gerildin,
Süngünle nihayet koca bir tarihi şildin.

Bir şanlı zafer taşır her köşe, her yer,
Göğsünde yanıp söndü bu dağlar, bu denizler.

Alnın senin Allah’a bakan bir granittir,
Dünya bilir azmin ne yavuzdur, ne yiğittir.

Süngünde parıldar vatanın toprağı yer yer,
Azmin nice bin yıl koca dünyayı sürükler.

Sarsılmayan imanına gökler bile dardır,
Bir kal’a ki tunçdan başı Allah’a kadardır.

Haşim Nezihi OKAY


ATATÜRK KURTULUŞ SAVAŞI’NDA

Sana borçluyuz ta derinden,
Çünkü yurdumuzu sen kurtardın,
Hasta, yorgun düşmüştük
Yaralarımızı iyice sardın

Yiğittin, inanç doluydun, yapıcıydın
Sanatkardın, denizler kadar engin
Kimsenin görmediğini görürdü
Sevgiyle bakan gözlerin

Dedin ki: Bu millet, bu büyük millet
Yüzyıllar boyu geri kalmış
Bu yurt, bu güzel yurt, bizim yurdumuz
Her yanından yaralar almış

Advertisement

Dedin ki: Bir güzel savaşmalı
Kurmak için yeniden
Bilgiyle, inançla, coşkunlukla
“Öğün, çalış, güven”

Sana borçluyuz ta derinden
Işığısın bu yurdun
Dilimizi, ulusallığımızı öğrettin bize
Çünkü cumhuriyetimizi sen kurdun

Hürriyeti sen yaydın içimize
Halkçıyız dedin halk içinden
İnançta hür yetiştirdin bizi
Borçluyuz sana ta derinden

Devrimlerle yüceltti, çok yüceltti
Bu milleti temiz ellerin
Sana borçluyuz ta derinden
En büyüğü Mustafa Kemallerin
Cahit Külebi


CAN YOLDAŞIMA MEKTUPLAR

Atlılar gördüm
Yağız atlar… duru atlar… kır atlar…
Ta ötelerden gelir gibiydi.
Atlıların ayaklarında zaman
Ezilir gibiydi.

Nal sesleri vardı zamanda
Uzak yakın.
Geceden sabaha doğru sesler
Akın akın
Artar, eksilir gibiydi.

Bir avuç asker gördüm
Delik deşik bağırları.
Al kan değil yaralarından akan
Kara sarı
Zehir gibiydi.

Tel örgülerde diken dikendi kader
Sakarya, Sakarya değildi artık.
Serpilivermiş ovaya üçer beşer
Mehmetler… Savaş,
Süngülerine esir gibiydi.

Gazi’yi gördüm
Bir tümseğe dayanmış sağ ayağı,
Başında bir kara kalpak.
Kocatepe’de kalkan parmağı,
Akdeniz’i gösterir gibiydi.

Bir vatan şahlanmıştı balam
Devir, tarihe hükmeden devir gibiydi.
Bu millet ölür mü, ölür müydü hiç?
Baksan ki Gazi’nin gözlerinde
Ölmekle yaşamak bir gibiydi…
Jülide Gülizar ERGÜVEN


AYIN ALTINDA KAĞNILAR GİDİYORDU

Ayın altında kağnılar gidiyordu.
Kağnılar gidiyordu Akşehir üstünden Afyon’a doğru.
Toprak öyle bitip tükenmez,
dağlar öyle uzakta,
sanki gidenler hiçbir zaman
hiçbir menzile erişmiyecekti.
Kağnılar yürüyordu yekpare meşeden tekerlekleriyle.
Ve onlar
Ayın altında dönen ilk tekerlekti.

Advertisement

Ayın altında öküzler
başka ve çok küçük bir dünyadan gelmişler gibi
ufacık, kısacıktılar,
ve pırıltılar vardı hasta, kırık boynuzlarında
ve ayakları altından akan
toprak,
toprak
ve topraktı.
Gece aydınlık ve sıcak
ve kağnılarda tahta yataklarında
koyu mavi humbaralar çırılçıplaktı.

Ve kadınlarımız
Şimdi ayın altında
kağnıların ve hartuçların peşinde
harman yerine kehribar başaklı sap çeker gibi
aynı yürek ferahlığı,
aynı yorgun alışkanlık içindeydiler.
Ve on beşlik şarapnelin çeliğinde
ince boyunlu çocuklar uyuyordu.
Ve ayın altında kağnılar
yürüyordu Akşehir üstünden Afyon’a doğru.
Nazım Hikmet


Leave A Reply