9 İnanılmaz ve Beklenmedik Savaş Zamanı Dostlukları

0
Advertisement

İnanılmaz ve beklenmedik 9 savaş zamanı dostluklarının kısa hikayelerinin yer aldığı sayfamız. İnsan savaş zamanı da olsa insandır ama yine de yırtıcıdır.

9 İnanılmaz ve Beklenmedik Savaş Zamanı Dostlukları

9 İnanılmaz ve Beklenmedik Savaş Zamanı Dostlukları

Arkadaş edinmek, çoğu insan için özellikle de savaşın ortasındayken pek de önemli bir şey olmasa gerek. Ne de olsa, kafalarının üzerinde dolanan mermilerle düzgün bir konuşma ile arkadaşlık yapmayı birinden nasıl bekleyebilirsiniz ki? Yine de en beklenmedik arkadaşlık hikayelerinden bazıları savaşın çılgınlığı arasında ortaya çıktı. Daha da tuhaf olanı, bu arkadaşlıkların bazılarının, birbirlerini yok etmek yerine, “Neden tekrar kavga ediyoruz?” Diye düşünen ve daha sonra birbirlerinin ellerini sıkmak için ilerleyen düşman askerlerini içermesidir.

9 – Fransız ve Alman Askerleri Birbirlerine Serenat Yaptılar

Fransız ve Alman Askerleri Birbirlerine Serenat Yaptılar
Askerlerin silahlarını bıraktıkları ve Noel tatilinde kimsenin olmayan ve kimseye de ait olmayan toprakların ortasında ve kendi siperlerinde birbirleriyle yan yana kutlamaları ilk defa 1870’de Fransa-Prusya Savaşı sırasında gerçekleşti.

Paris’in hemen dışında, Noel Arifesinde, gece boyunca çarpışan Fransız ve Alman askerlerinin başından geçen bir olay. Genç bir Fransız asker silahsız olarak ve Almanların görüş alanına girerek ve Fransızların “O Holy Night” Türkçesi “O Kutsal Gece” şarkısını söylemeye başladı.

Her iki taraf da kısa sürede ateş etmeyi kesti ve adamı dikkatle dinledi. Parçasını bitirir bitirmez, aklı başında bir Alman asker de siperlerden dışarı çıktı ve Martin Luther’in “Yeryüzündeki Cennetten Geliyorum” (From Heaven Above To Earth I Come) şarkısını söyledi. Bu keskin an, her iki taraf için de birbirlerine ateş etmeyi bırakmaları için yeterli oldu. O gün olan bu olay ise bize kaçınılmaz olarak o soruyu sorduruyor : Neden tüm savaşları şarkı ile bitiremiyoruz?

Advertisement

8 – Alman ve Amerikan askerlerinin beraber yediği Noel yemeği

Alman ve Amerikan askerlerinin beraber yediği Noel yemeği
ABD kuvvetlerinin şimdiye kadar savaştığı en kanlı çarpışmalardan biri olduğu göz önüne alındığında, Bulge Savaşı’nı Noel ile uzaktan bile ilgili bir şeyle ilişkilendirmek zordur. Yine de, ilham verici bir dostluk hikayesi bu vahşi savaşın tamda ortasında gerçekleşti ve bir grup Alman ve Amerikan askeri u hikayenin başrollerinde idi. Olasılıksız gibi gözüken o an büyük ölçüde bir Alman kadını olan Elisabeth Vincken sayesinde yaşandı.

Noel Arifesinde, Elisabeth Vincken ve 12 yaşındaki oğlu Fritz, Ardennes ormanının ortasında silahlarını içeriye sokmamaları şartıyla kayıp olan üç Amerikan askerini evine aldı. Bir süre sonra, sığınmak isteyen dört Alman askeri daha kapısını çaldı. Çelikten sinirlere sahip olduğunu düşündüğümüz Elisabeth, Alman askerlerini de silahlarını kulübenin dışında bırakmaya ve içerideki Amerikan askerleri ile kavga ya da çatışmaya girmemeleri konusunda ikna etti.

Şaşırtıcı bir şekilde iki tarafta birbirlerini öldürmeye kalkmadan aynı masada o akşam Noel yemeğini de aynı masada paylaştılar. Almanlar, yaralanan Amerikan askerlerinden birine de yardımcı oldular. Ve bu hikaye daha da güzelleşiyor, Almanlar ertesi gün Amerikalılara kendi hatlarına dönebilmeleri için küçük bir harita ve pusula vererek ayrıldılar.

7 – Ruslar ve Almanlar Kurtlarla Mücadele Ediyor

Ruslar ve Almanlar Kurtlarla Mücadele Ediyor
Rus ve Alman askerleri, I. Dünya Savaşı sırasında Doğu cephesinde birbirlerini öldürmeye çalışmakla meşgulken, büyük ve vahşi kurtlar şeklinde yepyeni ve farklı bir üçüncü güç ortaya çıkmıştı. Yaşam alanlarını tahrip eden ve doğal avlarını azaltmaya devam eden anlamsız insan savaşı nedeniyle, hayvanların yemek bulmakta ki çaresizlikleri sebebi ile kurtlar insanlara ve insanların ellerinde hayvanlara saldırmaya başlamıştı. (Kurtların yerden göğe kadar haklı olduklarına inanıyoruz)

Kurtların bu açlığı onları devriye atan ya da siperlerde yer alan askerlere saldırmaları ile sonuçlandı. İlk başta Ruslar ve Almanlar, saldırıdaki kurtlarla kendi başlarına savaşmaya çalıştı. Kurt sürülerine ateş ettiler, zehirlediler ve el bombaları attılar ancak bunların hiç biri işe yaramadı. Çünkü bir grubu öldürdükleri anda bir başkası ortaya çıkmaktaydı. Sonunda, hem Alman hem de Rus kuvvetleri birbirleriyle savaşmayı bırakıp ilk önce kurt tehdidine odaklanmayı kabul ettiler.

Uzun ve zorlu bir savaştan sonra, “Kurt Savaşı” nı kararlı bir şekilde insanoğlu kazandı. Kurt Savaşı sonrası malumunuz üzere yeniden kendi aralarında savaşmaya devam ettiler.

Advertisement

6 – 1862 Fredericksburg Muharebesi Esnasında Yaşananlar

1862 Fredericksburg Muharebesi Esnasında Yaşananlar
Amerikan İç Savaşı sırasında gerçekleşmiş bir olaydır. Tarihe 1862 Fredericksburg Muharebesi olarak geçen bu olayda her iki tarafın kuvvetleri Rappahannock Nehri’nin karşı taraflarında toplandılar. Kaçınılmaz bir şekilde çıkacak çatışma için hazırlanıyorlardı. Neyse ki, soğuk Kasım rüzgârı nedeniyle ortaya çıkan elverişsiz koşullar altında savaş ertelendi. Bu süre zarfında, nehrin kendi tarafını devriye gezen askerler birbirlerini tanımaya ve arkadaş olmaya başladılar.

Diğer tarafın alması için oyuncak kağıt teknelere yerleştirdikleri tütün ve kahve gibi malları birbirlerine göndermeye başladılar. Sonunda, bazı kişilerin gazete alışverişinde bulunmak ve meslektaşları ile sohbet etmek için nehri geçtiği günler geldi. Bu defa yaşadıkları can sıkıntısıyla savaşmak için her iki tarafın askerleri beyzbol gibi oyunlar oynamaya ve nehir kıyısında boks müsabakaları düzenlemeye başladılar. Ancak bu garip barış durumu 11 Aralık tarihine kadar srdü. 11 Aralık’ta tarihin en kanlı savaşlarından biri bu insanların birçoğunun ölümüne sebep oldu.

5 – Uzun Ömürlü Dost Olan Yahudi-Amerikan Sniper ve Alman Pilotu

Uzun Ömürlü Dost Olan Yahudi-Amerikan Sniper ve Alman Pilotu
Max Gendelman ve Karl Kirschner arasındaki inanılmaz kalp ısınan dostluk hikayesi, çok kanlı Bulge Savaşı sırasında oldu. Savaştan önce Milwaukee’de doğan ve dindar bir Yahudi olarak yetişen Gendelman Almanlar tarafından yakalanarak esir edildi. Nihayet Lind’deki bir esir kampına gönderilmeden önce iki kez kaçmaya çalıştı. Alman diline hakim ve ALmancasının akıcı olması nedeniyle, Gendelman esirler ile ALmanlar arasındaki gayri resmi irtibat noktası haline geldi. Sonunda birliğinden kampın yanındaki çiftliğinde kalan Alman pilot Karl Kirschner ile tanıştı.

Genç Alman pilot, Gendelman’a gardiyanlardan nasıl kaçılacağını öğretti ve onu satranç oynamak ve kahve içmek için çiftliğine getirdi. Bunu birkaç kez tekrarladılar. Yine böyle bir misafirlikte Nazi Almanyası’ndan kaçışlarını bizzat Karl Kirschner planladı ve uyguladı. Onlara eşlik eden başka bir Amerikalı mahkumla birlikte, Gendelman ve Kirschner, Alman Kirschner’in onları başka bir hapishaneye transfer ettiği yalanı ile Amerika ordusunun bulunduğu noktaya kadar gittiler. Kendisine yapılan yardımı unutmayan Max Gendelman Kirschner’in ABD’ye taşınmasına yardım etti. Her iki adamında yaşamları boyunca iyi arkadaşlar olduğunu söylememize gerek yok sanırım.

4 – Bir Yahudi Kadının Bir SS Görevlisiyle Aşk İlişkisi

Bir Yahudi Kadının Bir SS Görevlisiyle Aşk İlişkisi
Edith Hahn Beer Avusturya’nın Viyana kentinde doğan bir Yahudi idi. Naziler iktidara geldiğinde hukuk okuyordu. Zulüm kısa süre sonra sınır dışı edilmesine yol açtı saçma bir sebep ile suçlanarak tutuklandı. Bir yıl sonra, sözde onu memleketine geri götüren bir trenden kaçmayı başardı. Edith Hahn Beer, mucizevi bir şekilde bir hemşirenin kimliğini kendi üzerine alarak sahte kimlikle yaşamaya başladı. Kısa süre sonra 1942’de Münih’e tayin oldu. Burada, bir sanat galerisinde, Werner Vetter adlı bir SS subayı ile tanıştı. Sadece bir haftalık tanışıklıktan sonra Werner Vetter evlilik teklifinde bulundu.

Edith Hahn Beer, savaş sırasında evlenmenin uygun olmadığını savunarak evlenmek istemedi ve daha da fazla dayanamayarak Yahudi olduğunu itiraf etti. Neyse ki, Vetter ou gerçekten çok sevmişti ve onu SS’lere teslim etmedi. Bunun yerine kendi sırrını açıkladı: Bir çocuğu vardı ve boşanmanın ortasındaydı. Ancak asla evlenmediler. Savaştan sonra SS subayı olan Vetter bir çalışma kampına gönderildi. Cezasını çektikten sonra ise karısından boşandı. Ancak Edith Hahn Beer o dönemde artık avukatlık yapmaya başlamıştı ve onunla evlenmedi. Edith Hahn Beer gerçekten Vetter’i sevmişmiydi onu bilemeyiz ama bilinen bir şey varsa o da hayatının her anında Vetter’e müteşekkir oldupunu belirtmesidir.

3 – Vahşi Doğada Kaybolan İngiliz ve Alman Pilotlar

Vahşi Doğada Kaybolan İngiliz ve Alman Pilotlar
İngiliz Kraliyet Donanması ve Luftwaffe’nin pilotları, Norveç’in soğuk ve sert vahşi doğasının ortasında hayatta kalmak için beraber mücadele ederken kendilerini bulmuşlardır. Bu olanaksız senaryo, 27 Nisan 1940’ta meydana geldi; üç İngiliz pilot, bir Alman bombardıman uçağı ile savaştı. Bir süre sonra, Alman bombardıman uçağı ve İngiliz uçaklarından biri, Grotli adı verilen bir köyün yakınına inmek zorunda kaldılar. İngiliz havacıları Kaptan Richard Partridge ve Teğmen Robert Bostock, barınak olarak kullandıkları küçük bir kulübe buldular. Bir süre sonra da Alman Teğmen Horst Schopis tarafından komuta edilen Alman ekibinden hayatta kalan üç askerde İngilizlerin yer aldığı bu kulübeye sığınmak zorunda kaldılar.

Her iki tarafın pilotları gergin bir andan sonra birbirlerinin ellerini sıkarak gergin atmosferi yok ettiler. Çünkü buna mecburlardı açlık ve soğuk ile birlikte mücadele etmeleri gerekiyordu. Bir süre sonra, her iki taraf da daha fazla yiyecek ve yardım bulma umuduyla en yakın bölgeye gitmeyi kararlaştırdılar. Maalesef bu olay bir trajedi ile sonlandı. Bu değişik asker grubuna rastlayan bir Norveç devriyesi yanlışlıkla Alman havacılarından birini öldürdü. Alman Teğmen Schopis ve kalan Almanlar esir alınırken, Partridge ve Bostock İngiltere’ye iade edildi. Schopis ve Bostock 1977’de savaşın bitiminden sonra tekrar bir araya geldiler ve birbirlerine karşı hiçbir kötü duygu taşımadıklarını söylediler.

2 – İspanya İç Savaşı’nın “Sessiz” Cepheleri

İspanya İç Savaşı’nın “Sessiz” Cepheleri
Hem Faşist hem de Cumhuriyetçi taraf, İspanya İç Savaşı sırasında adamlarının birbirleriyle savaşmasını sağlamak için çok uğraşmış olmalılar. Sonuçta, askerlerin düşman tarafta dahi olsalar iyi arkadaş oldukları bir durumda nasıl bir savaş yürütmeleri gerekiyordu? Savaşın “sessiz cephelerinde” düşman askerleri arasında çok sayıda kardeşlik olayı yaşandı. Her iki tarafın savaşçıların çoğu İspanyol arkadaşlarına zarar vermek istemiyorlardı ve bunun yerine sık sık açık havada buluşup sanki bir savaş yaşanmıyormuş gibi davrandılar.

Bir olayda, birkaç yüz Cumhuriyetçi, Faşist tarafın savaşçıları ile gazete alışverişinde bulundu. Ayrıca birbirlerini yaklaşan ataklar konusunda sık sık uyardılar ve karşı taraftan tanıdıkları birinin hayatta kalması ve savaştan sonra iyi olması durumunda toplanma sözü dahi verdiler. İspanyolların birbirlerine karşı göstermiş oldukları genel esneklik buydu; birkaç sertlik yanlısı yabancı gönüllünün öldürme çabalarından ise her iki taraftaki İspanyolların tiksindiklerini söylemesi bir iç savaşın hangi duygular ile yürütüldüğünü de gözler önüne koymaktadır. Kardeş kardeşe vurmaz, vuramaz.

1 – ANZAC ve Türk Kuvvetleri – Birlikte Öldüler

Çanakkale Savaşı
Birinci Dünya Savaşı’ndaki Çanakkale Savaşımız’da yaşanan bir olay bu listede 6 numarada. Gelibolu Savaşları esnasında gerçekleşen bu olayda Mayıs ayının ortasında yaşanan korkunç bir çatışma ile çatışma alanı ölüler ile dolmuştu. Ancak sıcağın gitgide bastırması ile ölülerin çürümeye başlaması ve ortalığı keskin ölü kokusunun yayılmasını önlemek adına her iki tarafta kendi ölülerini almak için savaşa ara vermek zorunda kaldı.

Advertisement

İki taraftan da askerler ortada bir araya geldi ve ölüleri gömmek için birlikte çalıştı. Her iki tarafın savaşçıları aynı yerde bu işle meşgul olduğundan yavaş yavaş birbirleri ile tanışmaya ve kontak kurmaya başladılar. Hatta olay birbirlerine hediye vermeye kadar gitmiş. İşleri bittiğinde, her iki tarafta birbirlerine şans diledi ve kendi konumlarına geri döndüler.

Çanakkale Savaşı esnasında yaşanan o kadar çok olay var ki. Bu savaşta cereyan eden olayların etkisi günümüzde hala devam etmektedir. Her yıl ANZAC’ların torunları ülkemize gelerek Çanakkale Savaşı esnasında ölen atalarını anmaya devam etmektedirler.

Çanakkale Savaşı için enfes bir kaynak olan Turgut Özakman’ın Diriliş – Çanakkale 1915 kitap özetine buradan ulaşabilirsiniz.


Leave A Reply