İçinde ve anlamında Gül, gülmek geçen deyimler nelerdir? Bu deyimlerin anlamları ve açıklamaları. Gülmek hakkında deyimler ve anlamları.
Gülmek İle İlgili Deyimler
***ağzını bırakıp kıçıyla (bir tarafıyla) gülmek
alay ederek karşısındakine gülmek.
***bıyık altından gülmek
birinin durumuna belli etmemeye çalışarak gülümsemek: Sanki yarım ağız söylediğimi anlamış gibi bıyık altından gülerek şöyle bir süzüyor beni. -A. Ümit.
***bir göz gülmek
hem gülüp hem ağlamak.
***(birine) içinden gülmek
sezdirmeden eğlenmek.
***(birinin) sakalına gülmek
ciddi gibi görünen sözlerle alay etmek.
***(birinin) yüzünü güldürmek
birini mutlu etmek, birine iyilik etmek: Bu zaferle Mustafa Kemal, ordumuzun yüzünü ağartmış, milletimizin yüzünü güldürmüştür. -E. C. Güney.
***gevrek gevrek gülmek
1) kendine güvenip karşısındakini küçümsemek: Diğer dükkânların satılmayan mallarını ben sanki ne yapayım diye gevrek gevrek gülerek kendi kendine hak verirdi. -A. Ş. Hisar. 2) neşeli ve kendine güvenli biçimde gülmek.
***gözlerinin içi gülmek
çok sevindiği yüzünden, gözlerinden belli olmak: Zayıf bir kızı severdim / Gözlerinin içi gülerdi -N. Cumalı.
***güler misin, ağlar mısın!
hem gülünecek hem üzülecek nitelikteki şaşırtıcı olaylar karşısında söylenen bir söz.
***gülerken ısırmak
iyilik yapar görünüp kötülük yapmak.
***gülmekten kırılmak (katılmak, yarılmak)
aşırı derecede gülmek: Ahali gülmekten kırılıyordu. -R. N. Güntekin.
***gülü tarife ne hacet, ne çiçektir biliriz
birinin uygunsuz özellikleri sayılırken bunların öteden beri bilindiğini anlatmak için söylenen bir söz.
***gülüp geçmek
umursamamak, aldırış etmemek, üzerinde durmamak: Bizi şimdi böyle görse yine sadece gülüp geçer miydi? -O. C. Kaygılı.
***gülüp oynamak (söylemek)
neşeli, sevinçli, keyifli, güzel vakit geçirmek.
***hâline köpekler bile güler
tkz. çok kötü bir duruma düşenler için kullanılan bir söz.
***için için gülmek (gülümsemek)
belli etmeden, gizli gizli gülmek: Belki tramvayda, vapurda yan yana giderken, o ona için için gülmüştür, belki de alay etmiştir. -N. Hikmet.
***katıla katıla gülmek
aşırı derecede gülmek: Bir kahveye yolu düşmüş, kahvede oturanların hepsi katıla katıla gülüyorlarmış. -B. R. Eyuboğlu.
***katmerli katmerli gülmek
üst üste ve ara vermeden aşırı derecede gülmek: Harun sarhoşluğun sinirliliğiyle yine göbek ve gerdan titreterek katmerli katmerli gülmeye başladı. -H. R. Gürpınar.
***kıkır kıkır gülmek
içinden gelerek sesli sesli bir biçimde gülmek: Kapalı panjurların ardında, ayıp şeyler anlatıp kıkır kıkır gülüyorlar. -A. İlhan.
***ölüyü güldürmek
çok güldürmek: Nadide Hanım, ilahi kadın nereden de bulur? Vallahi ölüyü güldürür, derdi. -R. N. Güntekin.
***pis pis gülmek
başkalarını kızdıracak, sinirlendirecek biçimde gülmek.
***yüze gülmek
1) yalandan dost görünmek; 2) sevimli, alımlı görünmek.
***yüzü gülmek
1) sevinci yüzünden belli olmak: Otele gidip lavabolu odayı görünce yüzüm güldü.-F. Otyam. 2) feraha kavuşmak: Şehirlilerle köylüler arasındaki alışveriş şartları düzenlendikten sonra hepsinin yüzü gülmeye başladı. 3) temiz, tertipli duruma gelmek.
***yüzüne gülmek
1) dostmuş gibi görünmek: Köylünün yüzüne gülüp arkadan jurnalliyormuş. -E. Işınsu. 2) dostluk göstermek, ilgi göstermek, alakalanmak: Köyde, ondan başka yüzümüze gülen, bize yol gösteren olmadı. -Ö. Seyfettin. 3) temizliği, yeniliği dolayısıyla ferahlık vermek: Banyo, tuvalet, vesair kısımlar, o ne temizlik, o ne genişlik, insanın yüzüne gülen o ne ferahlıktı. -H. R. Gürpınar.
***yüzünüze güller
hlk. iğrenç bir şey anlatılırken söylenen bir söz: Yüzünüze güller, büyüklerin pisliğini temizlemek bile bizde forsla, pistonla oluyor. -H. Taner.