Advertisement
İçinde ve anlamında güven, güvenmek kelimesi geçen atasözleri deyimler ve açıklamaları. Güvenmek hakkında atasözleri deyimler ve anlamları.

Arka resim kaynak: pixabay.com
Güven İle İlgili Atasözleri Deyimler ve Anlamları Açıklamaları
ATASÖZLERİ
- *** açma sırrını dostuna, dostunun dostu vardır o da söyler dostuna
bir sır en yakın dosta bile söylenmemelidir. - *** güvenme (inanma) dostuna, saman doldurur postuna
dost sandığın birtakım kimseler sana kolaylıkla kötülük edebilirler. - *** güvenme varlığa, düşersin darlığa
varlıklarına güvenerek ölçüsüz harcamalarda bulunanlar daha sonraları sıkıntıya düşebilirler. - *** nefesine güvenen borazancıbaşı olur
başarabileceğinize eminseniz büyük işlere girişiniz. - *** sütten ağzı yanan yoğurdu (ayranı) üfleyerek yer (içer)
bir olaydan gerekli dersi alan, sonra uyanık davranır. - *** g*tüne güvenen borazancıbaşı
başarabileceğinize eminseniz büyük işlere girişiniz.
Güvenme Varlığa Düşersin Darlığa:
ANAFİKİR : Paramızı ölçülü kullanmasını bilmeliyiz.
Kimi varlıklı kişiler, ellerindeki varlıklara tükenmeyecekmiş gözüyle bakar, gerekli gereksiz yerlerde harcamaya, har vurup harman savurmaya kalkar. Oysa hazıra dağların dayanmadığını bilip, ya elindeki varlığı arttırmaya, ya da düşünceli harcamaya çalışması; belli bir miktarını da çalışamaz duruma geldiğinde veya ummadığı bir durumla karşılaştığında harcamak üzere bir kenarda biriktirmesi gerekir. Böyle davranmayanlar, zor duruma düştüklerinde ellerinde hiçbir varlık bulamayacakları gibi, çevrelerinde de hiçbir dost bulamaz, yalnız kalırlar.
DEYİMLER
- *** bileğine güvenmek
gücüne veya hünerine güvenmek. - *** (birine, bir şeye) güveni olmak
güvenmek, inanmak. - *** güven duymak (beslemek)
güvenmek, inanmak. - *** güven kazanmak
kendisine inandırmak. - *** güven vermek
güven duygusu uyandırmak, itimat telkin etmek. - *** güvence altına almak
koruma sorumluluğunu üstlenmek. - *** güvence vermek
1) bir anlaşmada taraflardan biriyle ilgili olarak sorumluluğu yüklenmek, inanca vermek, teminat vermek, garanti vermek; 2) bir sorumluluk karşılığı olarak para vb. ortaya koymak, inanca vermek, teminat vermek, garanti vermek. - *** güvenceye bağlamak
güvence altına almak. - *** güvendiği dağlara kar yağmak (güvendiği dal elinde kalmak)
yardım ve yarar beklediği kimse, yer veya şeyden iyilik gelmemek. - *** güveni sarsılmak
güveni kalmamak. - *** sırtından bıçaklamak
ihanet etmek: “Arkadaşların birbirini sırtından bıçaklaması doğru değil. Bunu ancak düşmanlar yapabilir.” -S. Dölek. - *** güvenmelik vermek
bir kimseye pazarlığında anlaşılmış bir paranın küçük bir bölümünü önceden vermek, kapora vermek. - *** güvenoyu almak
hükûmetin tutumu milletvekilleri tarafından onaylanmak. - *** güvenoyu vermek
hükûmetin tutumu ile ilgili olarak milletvekilleri tarafından olumlu oy kullanılmak. - *** güvensizlik duymak
güvenmemek: “Dikkatle dinlemiyordu bu haberleri. Aksine gittikçe artan bir güvensizlik duyuyordu söylenen sözlere.” -N. Cumalı. - *** kesesine güvenmek
parasına güvenmek. - *** ihanete uğramak
aldatılmak, sadakatsizlik görmek: “Nerede sadakat beklersek orada ihanete uğrarız.” -A. Ş. Hisar. - *** yumruğuna güvenmek
isteklerini yaptırmak için yalnızca bedensel gücüne güvenmek. - *** çiğ süt emmiş
iyiliğini gördüğü insana kötülük yapan kişiler için kullanılan bir söz.
Yorum yapılmamış
Seven kalp daima gençtir