Karagöz Hacivat Oyununun Özellikleri, Maddeler Halinde Açıklamalar

0
Advertisement

Gölge oyunu Karagöz ve Hacivat’ın özellikleri nelerdir? Maddeler halinde Karagöz oyununun özellikleri, hakkında bilgiler ve açıklamaları

Karagöz’ün Özellikleri

Geriden ışıkla aydınlatılmış bir perde arkasında hareket ettirilen resimlerin gölgelerinden yararlanılarak oynatılan oyuna “gölge oyunu” denir. Birçok milletin kendine özgü gölge oyunu vardır. Türk milletinin gölge oyunu geleneği olan “Karagöz”ün başlıca özellikleri şunlardır:

1. Karagöz oyunu, aslında birçok yeteneğe sahip bir sanatçının tek başına yaptığı sanatsal bir gösterimdir.

Bu gösterimi yapan kişiye “hayalî” ya da “hayalbâz” denir. Hayalî, el mahareti olan; kadın, çocuk, farklı erkek sesleri çıkarabilen; çeşitli etnik unsurların ağız farklılıklarını taklit edebilen; oyunun ritim ve temposunu be-lirleyebilen, oyundaki kişilerin hareketlerini düzenleyebilen ve gölgelerini perde üzerine ustaca düşürebilen; oyun gereçlerinin büyük bir bölümünü hazırlayabilen, bunları deve dersinden ya da mukavvadan kesip boyayan kişidir.

2. Karagöz oyunlarında, doğrudan yazılı bir metne bağlı kalmak söz konusu değildir.

Modern tiyatroda oyunu sahneye koyan yönetmenin amacı, tiyatro metnini, metinde değişiklik yapmadan sahneye aktarmaktır. Karagöz’ün yönetmeni sayılabilecek “hayalî”nin ise yazılı bir metni olduğu gibi sahneye aktarmak gibi bir kaygısı yoktur. Bu oyunların yazılı metinlerinin olmaması, “hayalî”nin Karagöz oyununda her şeyiyle özgür olduğu anlamına gelmez. Karagöz, yüzyıllar içinde kendi geleneğini oluşturmuş bir tiyatro türüdür. Bu oyunların yazılı metinleri yoktur ama ana hatları önceden belirlenmiş fakat dile getirilmesi “hayalî”nin ustalığına bırakılmış sözlü metinleri vardır.

3. Karagöz oyunundaki kişilerinin özelliklerini dikkate aldığımızda bu kişilerin Modern Dönem edebiyat eserleri incelemelerinde kullanılan bir terimle birer “tip” olduğunu söyleyebiliriz.

Bu tiplerin en önemlileri “Karagöz” ile “Hacivat”tır.

Advertisement

Karagöz, öğrenim görmemiş ama ince anlamlı, düşündürücü, şakalı sözler söyleyebilen (nüktedan), ağzına geleni söylemekten çekinmeyen zeki bir tiptir. Hacivat ise biraz öğrenim görmüş, gösteriş meraklısı, kendini beğenmiş, yarı aydın bir tiptir. Karagöz oyununda yer alan diğer tipler, perdeye sadece Karagöz ve Hacivat’la konuşmak için gelir ve konuşmaları bitince perdeden ayrılır. Bu tiplerin en önemlileri şunlardır: Kastamonulu, Kayserili, Bolulu, Eğinli, Arap, Acep, Arnavut, Laz, Kürt, Rumelili, Muhacir, Ermeni, Yahudi, Rum, Beberuhi, Tiryakî, Kekeme, Sarhoş, Tuzsuz Deli Bekir, Çelebi, Köçek, Zenne.

4. İmparatorluklar, içlerinde birçok etnik öğeyi barındıran, zengin kültürel dokulara sahip yapılardır.

Karagöz oyununu, bir imparatorluk olan Osmanlı’nın, hayal perdesine yansımış şekli olarak değerlendirmek mümkündür. Karagöz oyununda, Osmanlı toplumunda yer alan farklı etnik unsurlara yer verilmesi; zaman içinde halk, tekke ve divan şiirinin, halk ve sanat müziğinin, köçek, çengi gibi karakterlerin ve halk oyunlarının bu oyunlarda yer bulması, Osmanlı’nın bir imparatorluk olmasıyla açıklanabilecek bir durumdur.

5 Müzik, Karagöz oyunlarının vazgeçilmezlerinden biridir.

Her tipin perdeye gelişinde ve oyunun sonunda, bazı oyunlarda da sahneye çıkan köçeklerin oynadıkları oyunlar sırasında müzikal öğelerden faydalanılır.

6. Karagözcülük geleneği, usta-çırak ilişkisi içinde yaşarlığını yüzyıllarca devam ettirmiştir.
7. XVI. yüzyıldan itibaren günlük hayatımızın bir gerçeği olarak karşımıza çıkan Karagöz oyununun nasıl ortaya çıktığıyla ilgili pek çok rivayet vardır.

Bunların en bilineni şudur:

Orhan Bey Bursa’yı fethettikten sonra kendi adına bir cami yaptırmaya başlar. Irgatbaşı Hacı Evhadüd-din (Hacivat) zarif ve bilgili bir adamdır. Asıl adı Sa-makoflu Bali Çelebi olan Karagöz ise okumamış, halktan biridir. Ancak her ikisi de nüktedan ve hazır cevap kimselerdir. Bunların karşılıklı şakalaşmaları, kendilerini seyreden işçileri de oyalamaktadır. Cami inşaatını kontrol etmeye gelen Orhan Bey, işlerin ilerlemediğini görür. Hızlı çalışılmasını emretmesine rağmen öbür gelişinde de işlerin ağır gittiğini görünce bunun nedenini sorar ve öğrenir. Karagöz’le Hacivat’ı dinlemek ister. İki arkadaş Orhan Bey’e camiyle birlikte bir de hamamın yapılması gerektiğini anlatan bir “Hamam muhaveresi” oynasalar da padişah bundan pek bir şey anlamaz.

Advertisement

Orhan Bey, daha sonraki gelişinde de işlerin yürümediğini görünce iki arkadaşın başlarının vurulmasını emreder. Bunu işiten Hacivat iki yumruğunu sıkıp sakalının altında birbirine vurarak “Taş üstünde taş kalmasın!” diye beddua eder. Ölümü hiçe sayan Karagöz ise sağ elini şöyle bir sallayıp “Adam, sen de…” deyip boynunu cellada uzatır. Bundan dolayı Hacivat’ın iki yumruğu çenesinin altındadır, Karagöz’ün de bir eli durmadan hareket etmektedir.

Orhan Bey, yapının hızla ilerlemesinden memnundur. Ancak bir gelişinde bir işçinin aynı taşı yukarıya kadar çıkardığını, yerine koymadan tekrar aşağıya taşıdığını görür. Sebebini sorduğu zaman Hacivat ile Karagöz’ün hamam konulu muhaverelerini hatırlar. Meğer işçinin yıkanması gerekiyormuş; o haliyle de bir ibadethâneye taş konulmasına razı değilmiş.

Hemen emir verilir, bir hamam ile medresenin yapımına başlanır. Karagöz ile Hacivat’ı haksız yere öldürttüğünü düşünen Orhan Bey üzülmeye başlar. Üzüntüsünü halk da öğrenir. Vaktiyle diğer arkadaşlarıyla birlikte Karagöz ile Hacivat’ın da gittikleri dergâhın şeyhi “Küşterî” de bunu işitir. Hemen eski arkadaşlarının ölmediğini yayar. Beyin huzuruna davet edilir. Sarığından bir perde yapar, arkasından da mum yakar. Sonuçta gölge oyunu iki ölünün perde gerisinde şekillendirilip seslendirilmesiyle başlamış olur. Şeyh Küşterî de “hayalîlerin piri olur.

8. Karagöz, kesintisiz biçimde oynanan dört bölümden oluşur:

Mukaddime (giriş), muhavere (söyleşme), fasıl, bitiş.

Mukaddimede önce perdeye “göstermelik” adı verilen çiçek, ağaç, gemi gibi süsler konur, sonra da “nâreke” denilen kamıştan yapılmış bir düdüğün sesi olan “nâreke zırıltısı” ile bu göstermelik kaldırılır.

KARAGÖZ OYUNUNUN KARAKTERLERİ


Leave A Reply