Bağdat Nerededir? Irak’ın Başkenti Bağdat Şehrinin Tarihçesi

0
Advertisement

Bağdat şehri nerededir? Mezopotamya’nın en güzel şehirlerinden birisi olan Irak’ın başkenti Bağdat şehrinin özellikleri ve tarihçesi hakkında bilgiler.

Bağdat şehrinden bir görünüm.

Bağdat şehrinden bir görünüm.

Bağdat; Irak’ın başkentidir; aynı adı taşıyan yönetim biriminin merkezidir. Mezopotamya Vadisi’nde, Ortadoğu’nun merkezinde, Tahran’ın 690 km güneybatısında, Beyrut’un 805 km doğusundadır. Dicle Irmağı tarafından ortadan ikiye bölünen kentin el-Ruşafah adı verilen doğu kıyısındaki bölümü, daha büyük eski kesimini oluşturur. Batı kesimi ise el-Karkh olarak adlandırılır. Kentin her iki yakası karayolu ve demiryoluyla birbirine bağlanır. Ülkenin en büyük ticaret, endüstri, ulaşım ve kültür merkezi olan Bağdat, 1920’lere kadar geleneksel bir doğu kenti görünümündeyken, bu tarihten sonra, hızlı bir bayındırlaşma sürecine girdi.

Kentin çağdaşlaşmasında, petrolden sağlanan gelirin rolü büyük oldu. Ortadoğu’ nun merkezinde bulunduğundan, hava, kara ve demiryolu trafiği oldukça yoğundur. Bağdat-Haydarpaşa Demiryolu ve Bağdat Havaalanı, ülke içi ve uluslararası ulaşımda önemli rol oynar. Kentte beş tarih ve bir doğa tarihi müzesi vardır. Abbasiler tarafından yaptırılan saray da günümüzde müzeye dönüştürülmüştür.

Kentte, Yine, Abbasiler ve Osmanlılar döneminden kalan çok sayıda tarihsel eser bulunur. Uluslararası Bağdat Üniversitesi’ne bağlı 14 fakültede 10 binin üzerinde öğrenci öğrenim görür. Bağdat Güzel Sanatlar Akademisi de önde gelen yüksek öğrenim kurumları arasındadır. Petrol işleme-arıtma, tekstil, çimento, besin ve tütün endüstri etkinlikleri başkentte toplanmıştır. Altın, gümüş işleyen atölyelerin, deri tabakhanelerinin yanı sıra, bakır eşya, halı, kilim keçe günümüzde de el emeğine dayalı olarak üretilir.

Eski Bağdat Resimleri

Eski Bağdat Resmi

Bağdat Şehrinin Tarihi:

Abbasi Halifesi Ebu Cafer el Mansur’un 762’de Abbasilerin başkenti olmak üzere Bağdat’ın yapımına karar verdi. İlk dönemlerde Darül Selam (Barış Kenti) Medinetül Selamı (Selamet Kenti) adı verildiyse de daha sonraları Bağdat adı yerleşti.

Yuvarlak bir plana göre yapılan kent, çevresinden derin hendeklerle Dicle Irmağı’na bağlanıyordu. Ayrıca yüksek taş surlar ve daha içeride pişmiş topraktan 30 m yükseklikte ikinci bir duvarla çevriliydi. Kent 4 kapıyla imparatorluğun Kufe, Basra, Horosan, Şam kentlerine açılan yollara bağlanıyordu. Halifenin sarayı kentin merkezinde yer alıyordu. Ordu için de ayrı bir yer yapıldı. 773’te biten bu kesime daha sonraları Rasafa dendi. Böylece Halife el Mansur, Horasan Ordusu ile Arap Ordusu arasında olabilecek çatışmaları da engellemiş oldu. Rasafa, kente bir köprü ve köprü kapısıyla bağlanıyordu. Harun ür-Reşit döneminde büyük bir gelişme gösteren kent, onun ölümünden (809) iki yıl sonra oğulları Menmun ve Emin arasında çıkan çatışmada 14 ay mahsur kalarak yakıldı, yıkıldı. Mutasım döneminde ise (833-842) merkez olmaktan çıktı.

Advertisement

Ancak 890’lardan başlayarak Bağdat eski önemine yeniden kavuştu. 945’te halifeliğin zayıflamasından yararlanan Büveyhoğulları Bağdat’a girerek egemen oldular. Büveyhoğullarının emrindeki Türk askerlerinin ayaklanmasıyla kent Türklerin eline geçtiyse de Büveyhoğulları yeniden egemenlik sağladılar. Halife el-Kaim’in daveti üzerine Selçuklu Sultanı Tuğrul Bey Bağdat’a girdi ve kentte Türk egemenliği bu kez fiilen başlamış oldu. Bu dönemde kent gelişmesini sürdürdü, özellikle 1227′ de 37. Abbasi Halifesi el-Muntansır kendi adı ile anılan ve ilk İslâm üniversitesi sayılan Muntansariye’yi yaptırdı. 34.836 m^2’lik bir alanı kaplayan bu yapı geniş bir merkez avlu ve bu avlunun etrafını çevreleyen yüzlerce odadan oluşur. Bu binada bulunan su saati dönemin baş eserleri içindedir.

1258’de İlhanlılar kenti ele geçirdiler. Yağmalanan kent giderek önemini yitirdi. Beylikler döneminde Celayiroğullarının (1340), 1387’de ve 1420’de Timur’un eline geçti. Büyük ölçüde yıkılan kent, 1410’dan sonra Karakoyunluların merkezi oldu. 1508’de Safevilerin eline geçen Bağdat, 1534’te Kanuni Sultan Süleyman’ın seferiyle Osmanlı İmparatorluğu’na bağlandı. 1623’te ise yeniden Safeviler kente egemen oldular. 1625’te ve 1630’da Osmanlılar kenti ikinci kez kuşattılarsa da ancak IV. Murat’ın da katıldığı Bağdat Seferi’nde (1638) yeniden Osmanlılara bağlandı. Osmanlılar Bağdat’ı eyalet sistem içinde geniş yetkili bir beylerbeyi aracılığıyla yönettiler. 18. yüzyılda yönetim daha özerk biçime kavuşturuldu. Çok kez Bağdat valileri bağımsız hareket etmek istediyse de bu girişimleri merkezce çeşitli biçimlerde geçiştirildi. 11 Mayıs 1917’de İngilizlerin eline geçmesine karşın, Lozan Barış Antlaşması’na kadar hukuken Osmanlı yönetiminde kaldı. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Milletler Cemiyeti İngiltere’ ye Irak üzerinde manda hakkı tanıdı. İngiltere 1928’de, Irak’ta Faysal yönetiminde bir krallık kurdu. Bağdat ise başkent oldu. 1932’de ise Cumhuriyet haline gelen Irak’ın başkenti olmayı sürdürdü. Körfez Savaşı’nda (1991) büyük yıkıma uğradıysa da kısa zamanda yeniden onarıldı (1992).


Leave A Reply