Afrika’da yaşamış olan kafatası avcıları kimlerdir, özellikleri, yaşam şekilleri, hikayeleri. tarihleri hakkında bilgi.
Afrika Kafatası Avcıları
Eskiden Afrika ülkelerinin çoğu Avrupa devletlerinin sömürgesi iken, oralara yapılan geziler üzerine türlü romanlar, kitaplar yazılmıştı. Bunlarda yamyamlar, kafatası avcıları gibi korkunç yaratıklar, az çok gerçeğe dayanmakla birlikte, pek büyültülerek anlatılır: Romanın kahramanı sık ağaçlarla kaplı Orta Afrika ormanlarında yamyamların eline düşer. Yamyamlar onu kazana atıp kaynatmak üzereyken, adam bir yolunu bulup kurtulur. Diyelim, sigarasını yakmak için çakmağını çakar. Yamyamlar parmakları arasından ateş çıkaran bu adamda olağanüstü bir güç bulurlar. Kendisine hayran kalırlar, hattâ tapınırlar. Bunun üzerine, onu serbest bırakırlar, ya da kendilerine başkan seçerler.
Bu arada, kafatası avcılarının pek meraklı, heyecanlı, aynı ölçüde korkunç davranışları da anlatılırdı. Hikâyeye göre, bu maymun azmam korkunç yaratıklar avladıkları insanların kafasını keserler, yüzüp kafatasını çıkarırlar, bunları kutsal bir şey olarak saklarlar. Böylece, kim daha zengin bir kafatası koleksiyonu yaparsa o bütün kabilenin büyük saygısını kazanır.
Bugün Dünya Afrika’ya artık vahşi, yamyam gözüyle bakmıyor. Yalnız, en ileri Afrika ülkelerinde bile, şehirlerden uzak köşelerde, ormanlar içinde, yarı vahşi hayat süren birtakım kabile, aşiret ahalisi yok değildir. Bunlar arasında da artık yamyam, kafatası avcılarına rastlanmıyorsa da, eskiden kalma gelenekler, bir ölçüde, gene sürüp gidiyor.
Bu arada, kafatası avcılarıda, eski bir gelenek olarak, kimi yerde bugün de görülüyor. Yalnız, bunlar yabancıları öldürüp kafataslarını almak yerine, kendi ölülerinin kafataslarını biriktirmeye meraklı görünüyorlar. Belki eskiden, romanlarda anlatıldığı gibi, dedeleri gerçek birer kafatası avcısıydı. Bugünküler ise, bu merakı kabilelerinin bir geleneği olarak sürdürüyorlar. Çünkü onların inançlarına göre, bir insan sevdiği, saydığı bir kimsenin vücudundan bir parçayı üzerinde taşırsa onun gibi olur.
