Jean Auguste Dominique Ingres Kimdir? Ünlü Fransız Ressamın Hayatı ve Çalışmaları

0
Advertisement

Jean Auguste Dominique Ingres kimdir ve ne yapmıştır? Jean Auguste Dominique Ingres hayat hikayesi, sanatı, eserleri, tabloları hakkında bilgi.

Jean Auguste Dominique Ingres

Jean Auguste Dominique Ingres

Jean Auguste Dominique Ingres Hayatı ve Eserleri

Jean Auguste Dominique Ingres; (d. 29 Ağustos 1780, Montauban – ö. 14 Ocak 1867, Paris, Fransa), Jacques-Louis David’ den sonra Fransa’da yeni-klasik üslubun en önemli temsilcisi sayılan ressamdır. Durgun, berrak ve ustaca dengelenmiş kompozisyonlarıyla romantizme karşı çıkmış, çizgiye, özellikle de dış çizgiye olan tutkusu, yapıtlarına yeni-klasik üslupta ender rastlanan bir duyumsallık kazandırmıştır.

Yetişmesi ve gençliği.

Sanat konusunda ilk derslerini heykelci, portre ressamı, müzikçi ve yerel bir akademinin üyesi olan babasından aldı. Okula altı yaşında başladı, daha sonra Hristiyan İnancı Kardeşliği okuluna gönderildi. Fransız Devrimi başladıktan dört yıl sonra okul kapanınca, Ingres’ın resmi öğrenimi de son buldu. Kişiliğinde kalıcı bir iz bırakan bu olayın doğurduğu eksikliği gidermek için yaşamı boyunca sürekli çalıştı. Aslen Toulouse’lu olan babası Ingres’ı 1791’de bu kentteki bir ressam arkadaşının yanına gönderdi.

Ingres Toulouse Akademisi’nde çizim, figür ve manzara çalışmaya başladı. İlk yılın sonunda, figür çizmede üçüncü oldu. Yaşamını kazanmak için 13 yaşından 16’sına değin opera orkestrasında ikinci keman olarak çalıştı. Müzik, yaşamı boyunca sürdürdüğü bir uğraş olarak kaldı. Ingres 1797 yazının sonlarına doğru gittiği Paris’te J. L. David’in atölyesine girdi. İki yıl sonra da Güzel Sanatlar Yüksekokulunun resim bölümüne kabul edildi. Şubat 1800’de torso çiziminde okul birinciliğini, ekimde ‘de Roma Ödülü ikinciliğini kazandı. Ertesi yıl “Agamemnon’un Elçileri” (1801, Güzel Sanatlar Yüksekokulu, Paris) adlı resmiyle Roma Ödülü birincisi oldu.

Ama Napoléon Savaşları’nın mali yükü altındaki devlet ödül tutarını o yıl ödeyemedi, yerine ona eski bir Kapuçin manastırında atölye verdi ve aylık bağladı. 1804’te Liège kentinden (bugün Belçika’da) aldığı bir siparişle “Birinci Konsül Bonaparte” (Güzel Sanatlar Müzesi, Liège) adlı resmi gerçekleştirdi. Ertesi yıl Rivière ailesinden üç kişinin portreleriyle (Louvre Müzesi, Paris) “I. Napoléon Tahtta” (1806, Ordu Müzesi, Paris) adlı resmini tamamladı.

Olgunluk dönemi.

Ingres aynı yıllarda David’in öğrencisi Anne-Marie-Julie Forestier ile nişanlandı. Kazanmış olduğu ödülün de aynı yıl ödenmesi üzerine ekim ayında Roma’ya gitti. İki ay sonra Pincio Tepesindeki Medici Villası arazisi içinde San Gaetano Pavyonu’nda bir atölyeye sahip oldu. Roma’ya gitmek üzere Paris’ten ayrıldığı sırada resmi Salon Sergisi’nde yer alan yapıtları “tuhaf” ve “devrimci” gibi sıfatlarla ağır eleştirilere uğradı. Ingres bu sonuca üzülmüştü, ama Roma’da kaldığı dört yıl boyunca beklenen sayıda resmi düzenli olarak Paris’e göndermeyi ihmal etmedi. Ödülün süresi sona erince Ingres Fransa’ya dönmeyerek başka bir atölyeye taşındı.

Advertisement

1807’de Paris’e dönmesini isteyen nişanlısının babasına karşı çıkması üzerine nişan bozuldu. Arkadaşı oymabaskı ustası Jacques-Edouard Gatteaux aracılığıyla o sıralarda Roma’nın yönetiminde bulunan Fransız görevlilerle tanıştı. Onlardan aldığı siparişlerle Sta. Trinitâ dei Monti Manastırı için “Akron’u Yenen Romulus” (1812, Güzel Sanatlar Yüksekokulu, Paris) ve “Aeneis’i Okuyan Vergilius” (y. 1812, Augustin Müzesi, Toulouse) gibi resimler gerçekleştirdi. Kurşunkalem portrelerine de bu sıralarda başladı.

O dönemde yalnızca para kazanmak amacıyla yaptığı bu çizimler sonralan çok övgü topladı ve değer kazandı. Çizgileri denetimli, zarif ve güçlüydü. Modeline kişiliğini yansıtacak biçimde poz verdiriyor ve onu en tipik hareketlerini yaparken betimliyordu. Çizimleri modeline yalnızca benzemekle kalmıyor, onun toplumsal düzeyini, hatta milliyetini de ortaya koyuyordu.

Ingres 1813’te Fransa’da tanıştığı Madeleine Chapelle’i evlenmek üzere Roma’ya çağırdı. İlk çocuklarının ölümünden sonra başka çocukları olmadı, ama mutlu bir evlilik sürdürdüler.

1815’te Napoléon’un tahttan düşüşünden sonra Ingres bir dönem devletten iş alamadı. Ama bir süre sonra Roma’ya atanan yeni Fransız elçisinin siparişi üzerine “İsa’nın Aziz Petrus’a Kilisenin Anahtarlannı Vermesi” (Ingres Müzesi, Montauban) adlı resmi gerçekleştirdi. 1816-17 yıllarında Roma’ya gezmeye gelen birçok İngilizin portresini yaptı. 1819 Salon Sergisi’ne katıldığı “Odalık” (Louvre Müzesi, Paris), “V. Philippe Mareşal Bewick’e Madalya Takarken” ve “Roger Angélique’i Kurtarırken” (Louvre Müzesi, Paris) adlı yapıttan da öncekiler kadar sert eleştirilere uğradı.

Ingres bundan duyduğu üzüntüyle eski arkadaşı heykelci Lorenzo Bartolini’nin çağrısını kabul etti ve 1820’de Floransa’ya taşındı.

Dört yıl kaldığı bu kentte arkadaşlanndan aldığı portre siparişleri ile Montauban Katedrali için büyük bir altar panosu (“XIII. Louis’nin Andı”, 1824) ve küçük boyutlu bazı tarihsel resimler yaptı. 1824 sonbaharında “XIII. Louis’ nin Andı”nı Fransa’ya götürmek üzere Floransa’dan ayrıldı. Paris’te soğuk karşılanacağından o kadar emindi ki, karısını Floransa’da bırakmıştı.

Resim, beklenenin tersine, Salon Sergisi’nde olağanüstü bir coşkuyla karşılandı, X. Charles serginin bitiminde Ingres’ı, Legión d’honneur nişanı vererek ödüllendirdi. Ertesi yılın haziran ayında Güzel Sanatlar Akademisi’ne üye seçilen Ingres, yıl sonuna doğru öğrencileri için bir atölye açtı. Kısa sürede yüzden fazla öğrencisi oldu. Sert, titiz, alıngan ve mizah duygusu zayıf bir insan olmakla birlikte öğrencileri ve çevresindekiler ona yakın bir dostluk ve hayranlık besliyordu.

Advertisement

1827’de Güzel Sanatlar Akademisi’nin bir üyesi olarak Fransız Enstitüsü’nde Ingres ile kansına bir daire verildi. Aynı yıl bitirdiği “Homeros’un Tanrılaştırılması” adlı resmi Louvre Müzesi’ne kondu. 1829’da Güzel Sanatlar Yüksekokulu’nda profesör, 1833’te müdür yardımcısı, 1834’te de müdür oldu. Ama Salon Sergisi’ne sunduğu “Aziz Symphorianus’un Şehit Edilmesi” (1834, Saint-Lazare [Autun] Katedrali) fazla ilgi uyandırmayınca, müdür olarak Roma’daki Fransız Akademisi’ne naklini istedi. Bu isteği kabul edildi ve Ocak 1835’te Roma’ya vardığında büyük bir sevinçle karşılandı.

Ingres 1841’e değin süren müdürlüğü sırasında yapıyı onarttı, ekler yaptırdı, kitaplığı zenginleştirdi ve arkeoloji dalında yeni bir ders koydu. Pek çok konsere katıldı, hatta bir keresinde piyano çalan genç Charles Gounod’ya kemanla eşlik etti. Çizdiği bir Gounod portresi (1841) bugün Chicago Sanat Enstitüsü’ndedir. Ingres Paris’e dönmeden önce arkadaşı Marcotte için “Odalık ve Köle” (1839, Fogg Sanat Müzesi), Orléans dükü için “Antiokhos ile Stratonike” (1840, Conde Müzesi, Chantilly) ve Çar I. Nikolay için de “Meryem ve Kutsal Ekmek” (1841, Puşkin Güzel Sanatlar Müzesi, Moskova) adlı resimleri tamamladı.

Geç dönemi.

Ingres Paris’te çok iyi karşılandı, onuruna bir şölen verildi, Louis-Philippe’in huzuruna kabul edildi ve Commédie Français’e yaşam boyu ücretsiz giriş hakkı elde etti. “Orléans Dükü” adlı çalışmasını 1842’de dükün ölümünden iki ay önce yapmıştı.

1843’te Ingres, Dampierre Şatosu’nda Luynes dükü için “Altın Çağı” (1862 tarihli küçük bir kopyası bugün Cambridge’deki Fogg Sanat Galerisi’nde) ile “Demir Çağı” adlı iki alegorik pano üzerinde çalışmaya başladı. Temmuz 1849’da karısı öldüğünde resimler hâlâ bitmemişti. Ingres, Dampierre’e geri dönemedi, dük 1850’de onu bu işten aldı. Bir yıl sonra Ingres Güzel Sanatlar Yüksekokulu’ndaki görevinden istifa etti.

1852 ilkbaharında arkadaşlarının önerisiyle Marcotte’un bir akrabası olan 43 yaşındaki Delphine Ramel’le evlendi.

Ingres bu evliliğinde de mutlu oldu. 1853’te Paris Belediye Binası’nın İmparator Salonu için “I. Napoléon’un Tanrılaştırılması” adlı bir tavan resmi siparişi aldı. Bu resim Mayıs 1871 Komün yangınında Delacroix’nın resimleriyle birlikte yandı. 1840’ların sonunda ve 1850’lerde pek çok portre yaptı. 1862’de senatör (bir süre önce Legion d’honneur nişanının “officier” unvanım almıştı), 1865’te Belçika Kraliyet Güzel Sanatlar Akademisi üyesi seçildi.

Ingres hiç Yunanca bilmiyordu; Latinceyi de az bilmesine karşın Homeros ile Vergilius gibi antik yazarları çevirilerinden okumuş, onları büyük hayranlık duyduğu Raffaello’nun resimleri kadar iyi tanımıştı. Bitmez tükenmez bir enerjiyle okuduğu kitaplar, Quatremère de Quincy ve Désiré Raoul-Rochette gibi bilim adamlarıyla kurduğu dostluk, eğitimindeki açığı fazlasıyla kapamıştı. “I. Napoléon Tahtta”, “Aeneis’i Okuyan Vergilius” ve “Antiokhos ile Stratonike” gibi resimlerindeki alegoriler, simgeler ve sezindirmeler yakın dönemlerde araştırma konusu edildi. Ingres 87 yaşına ulaştığında bile hâlâ eski ustaları inceliyordu. .Ölümünden bir hafta önce Giotto’ nun bir yapıtını fotoğrafından kopya etmişti.

Ingres atölyesini içindekilerle birlikte Montauban kentine bağışladı. Toplam 4 bin kadar çiziminden başka 1862 tarihli “İsa Bilginler Arasında”, 1835’te resmin üstünde yeniden çalışmak amacıyla atölyesine getirdiği 1813 tarihli “Ossian’ın Düşü”, ilk dönemine ait yağlıboya çıplak çalışmaları, 1807’de Roma’da yaptığı daire biçimli üç manzaradan ikisi, mesleki kitapları, başka sanatçıların resimlerinden oluşan resim koleksiyonu, not defteri, ahşaptan yaptığı küçük modeller ve ünlü kemanı, bugün kentteki Ingres Müzesi’nde sergilenmektedir.

Değerlendirme.

Ingres usta çizgisi, yumuşak geçişli temiz renkleri ve ustaca dengelenmiş kompozisyonları ile büyük başarı kazanmıştır. Resimlerinde, rakibi Delacroix’nın yapıtlarında görülen gergin duygusal içeriğe, yoğun hareketliliğe ve dramatik ışık-gölge kullanımına yer vermemiştir. Döneminde yapılan sert tartışmalar zamanla yumuşamış ve Ingres’ın değeri açıkça ortaya çıkmıştır. Bugün, Batı resminin en önemli ustalarından biri olduğu ve Auguste Renoir ile Pablo Picasso gibi sanatçıları etkilediği tartışmasız kabul edilmektedir.

ÖBÜR ÖNEMLİ YAPITLARI.

Resim. “François-Marcus Granet” (y. 1806, Granet Müzesi, Aixen-Provence), “Valpinçonlu Yıkanan Kadın” (1808, Louvre Müzesi, Paris), “Oidipus ile Sfenks” (1808, Louvre Müzesi, Paris), “Bay Marcotte” (1810, Ulusal Sanat Galerisi, Washington, D.C.), “Paolo ile Francesca” (1819, Güzel Sanatlar Müzesi, Angers), “Şistine Şapeli” (1820, Louvre Müzesi, Paris), “Kont Gouriev” (1821, Ermitaj, Leningrad), “Bay Leblanc” (1823, Metropolitan Sanat Müzesi, New York), “Bayan Leblanc” (1823, Metropolitan Sanat Müzesi, New York), “Bay Louis-François Bertin” (1832, Louvre Müzesi, Paris), “Bayan d’Haussonville” (1845, Frick Koleksiyonu, New York), “Bayan Rei-set” (1846, Fogg Sanat Müzesi, Cambridge), “Pınar” (1856, Louvre Müzesi, Paris), “Kendi Portresi, Yaş 79” (1859, Fogg Sanat Müzesi, Cambridge), “Türk Hamamı” (1862, Louvre Müzesi, Paris).

Çizimler.

“Lucien Bonaparte Ailesi” (1815, Fogg Sanat Müzesi, Cambridge), “Aziz Symphorien için Bir Atlı Çalışması” (1827, Nelson Sanat Galerisi ve Atkins Güzel Sanatlar Müzesi, Kansas kenti, Missouri), “Bayan Désiré Raoul-Rochette” (1830, Cleveland Sanat Müzesi), “Bay Étienne-Jean Delécluze’ûn Portresi” (1856. Fogg Sanat Müzesi, Cambridge).


Kaynak – 2

Jean Auguste Dominique Ingres Kimdir? Jean Auguste Dominique Ingres hayatı, biyografisi, eserleri, tabloları hakkında bilgi.

Jean Auguste Dominique Ingres;Fransız ressamıdır (Montauban 1780-Paris 1864). 1796’da Paris’e geldi, bir yıl sonra ünlü ressam Jacques Louis David’in (1784-1825) öğrencisi oldu. 1801’de Roma Ödülü’nü kazandı. 1806 -1820 arasında Floransa’da çalıştı. Antik Çağ sanatını ve özellikle Raffaello‘ nun eserlerini inceleyerek üslubunu oluşturdu.

Advertisement

Portrelerin yanı sıra büyük boyutlu dinsel, mitolojik ve tarihsel resimler yaptı; Augustus’a Aeneası’ı-Okuyan Vergilius (1812; Toulouse, Musee des Augustins); Homeros’un Tanrısallaşması (1827; Paris Louvre). Bunların dışında ten rengini büyük bir ustalıkla yansıttığı çıplak resimleri gerçekleştirdi: Valpençon’lu Yıkanan Kadın (1808; Paris, Louvre), Büyük Odalık (1814; ay.y.), 1824’te Paris’te Salon’da sergilenen XIII. Louis’in Adağı (Montauban, Katedral) büyük bir başarı kazanınca Floransa’dan Paris’e döndü, çok sayıda resim siparişi aldı ve bir okul kurdu.

1825’te akademi üyeliğine seçildi. 1834’te yeniden Roma’ya giderek buradaki Fransız Akademisi’ni 1841’e kadar başarıyla yönetti. Paris’e döndüğünde ününün doruğuna ulaşmıştı. Fransa’da klasikçiliğin ve akademik geleneğin en ünlü temsilcilerinden biridir. Bir desenci olarak da 19. yüzyıl Fransız sanatçılarının en önemlilerinden sayılır.

Öteki eserleri:

Demoiselle Riviera (1805; Paris Louvre), La Belle Zelie (1806; Rouen,Musee des Beaux-Arts), Madame de Senonnes (1814; Nantes, Mus. de Beaux-Arts), Madame d’Haussonville (1845; Paris, Louvre), Venüs Anadyomene (1848, Chantilly, Conde Müzesi), Türk Hamamı (1862; Paris, Louvre).


Leave A Reply