Yedikule Hakkında Bilgiler

0
Advertisement

İstanbul’da bulunan meşhur Yedikule surları ile ilgili olarak tarihi bilgilerin yer aldığı sayfamız. Yedikule Zindanlarının hikayesi nedir?

İstanbul’u çevreleyen surların bir bölümüdür. Şehrin güneybatı bölgesindeki bu kuleler topluluğu «Yedikule Hisarları», «Yedikule Zindanı» diye de anılır. Söylentiye göre, şimdiki Yedikule’nin bulunduğu yerde, IV. yüzyılda Doğu Roma İmparatoru Büyük Teodosius’un yaptırmış olduğu bir zafer takı bulunmaktaydı. II. Teodosius, o zamana kadar sadece Haliç dolaylarında bulunan sûrları, batıdan gelen hücumlara karşı Marmara’ya doğru uzatmak zorunda kaldı. Bu sırada I. Teodosius’un yaptırmış olduğu bu zafer anıtı da, şehrin bir giriş kapısı olarak, iki yanından sûrlara bağlandı. Eski zafer takının, hâtırası yine de yaşatılıyordu. Sefere giden, seferden dönen imparatorlar; özellikle onun altından geçerlerdi. Kapının kemeri ve cephesi altın yaldızlarla süslüydü. Bu yüzden, İstanbul fethedildikten sonra, Türkler buraya «Yaldızlı Kapı» demişlerdir. II. Teodosius; bu kapıyı yaptırırken, iki tarafına mermerden iki kule koymuştu. Sonraları kule sayısı dörde çıktı. Fâtih Sultan Mehmet, 1470 yılında buraya üç ayrı ve yüksek kule yaptırdı. Bunları, ayrı sûrlarla eski sûra ve dört eski kuleye bağlattı. Böylece, Yedikule büyük bir hisar (kale) haline gelmiş oldu; «Yedikule» diye adlandırıldı.

Yedikuledeki kuleleri; Bizanslılar, barışta erzak deposu olarak kullanırdı. Türkler, önceleri kıymetli silâhların ve devlet hazinesinin saklandığı yer olarak kullandılar. XVI. yüzyıla kadar, kulelerin üstü, kurşun kaplı kubbelerle örtülüydü. Fâtih Sultan Mehmet, Hisarın avlusunda muhafızlar için koğuşlar ve cami yaptırmıştı. Silâhlarla hazinenin Topkapı sarayına naklinden sonra, Yedikule’nin önemi yavaş yavaş azaldı.

İstanbul’un büyük bir semtine adını vermiş olan Yedikule’nin bir özelliği de meşhur zindanıdır. Kulelerden biri, daha Bizanslılar zamanında, mahpuslar, ölüm hükümlüleri ve işkence görecek kiraseler için kullanılmış, burada bu hususlar için özel tertibat, hücreler, kuyular vücuda getirilmiştir. Yedikule zindanı, Osmanlılar zamanında da hapishane vazifesi görmüştür. Ancak âdi hükümlüler buraya gönderilmezdi. Yedikule’ye büyük vezir ve kumandanlar, savaş açılan devletlerin İstanbul’daki elçileri, Tatar Hanları… gibi kimseler hapsedilirdi. Zindan olarak kullanılan kule, giriş kapısının karşısına gelenidir. Bu kulenin dibinde, Marmara denizine kadar uzanan bir kuyu vardır. Öldürülenlerin başlarının bu kuyuya atıldığı söylenmektedir. Yedikule Zindanı, Padişah Genç Osman’ın da boğulmasına sahne olmuştur. Yedikule bugün müze haline getirilmiş bulunmaktadır.

Advertisement

Leave A Reply