Tarihte Çin

0
Advertisement

Dünyanın hem en eski medeniyetlerinden hem de en eski ülkelerinden birisi olan Çin tarihi ile ilgili bilgiler. Tarihte Çin

Çin haritaÜlkenin bulunduğu yer, bütün dönemler boyunca Çin tarihine etki yapmıştır. Bir defa, verimli vadiler, uçsuz-bucaksız alüvyonlu ovalar, «lös» lü toprak, uygun iklim bu bölgede yüksek bîr medeniyetin kurulmasına yetecek şartların başında geliyordu. Bu gibi şartlar Çin’i büyük bir devlet olmaya hazırlamıştır.

Çinliler’in menşei bugün bile kesin olarak bilinemiyor. Çinliler’in bir tek kavimden geliştiğini kabul etmek her halde hatalı bir düşünce olur. Birçok etnik toplulukların birleşerek zamanla bütün bu bölgeye yayıldıklarını kabul etmek daha akla yakındır.

Çin’de bugün beş ayrı kavim yaşamaktadır. Bunlar Çinli, Mançuryalı, Moğol, Türk ve Tibetliler’dir. Cumhuriyet kurulunca kabul edilen yeni bayrak ayrı ayrı renklerde beş şeritten ibaretti. Bunlardan kırmızı Çinliler’i, sarı Mançular’ı, mavi Moğollar’ı, beyaz Türkler’i, siyah da Tibetliler’i temsil ediyordu.

• İlk Çağlar: Çin tarihinin ilk çağları efsanelerle karışıktır. Bu, M. Ö. 2205 yıllarında kurulduğu sanılan Hı-sia hanedanı zamanına rastlar. Asıl Çin tarihinin ise Şang hanedanı ile başladığı kabul edilmektedir.

Şang Hanedanı (M. Ö. 1765- 1122) yahut (M. Ö. 1523- 1027). — Son arkeolojik araştırmalar Şang hanedanının kurulup yaşamış olduğunu açıkça göstermiş, o çağa ait tunç eşyaya rastlanmıştır. Bu devre ait kemik ve kaplumbağa kabuğu üzerine yazılmış yazılar da bulunmuştur. O devirde Çinliler’in at yetiştirdikleri, araba kullandıkları, sığır, koyun, domuz, köpek, tavuk besledikleri bilinmektedir.

Advertisement

Çu Hanedanı (M. Ö. 1122?-249). — Şang hanedanının uyandırdığı hoşnutsuzluk bu hanedanın yıkılmasına yol açtı. İdaresi 1000 yıla yakın bir zaman süren Çu hanedanı zamanında memleket birçok alanlarda gelişti, sınırlar genişledi. Bu devreye aşağı yukarı Çin’in Derebeylik Çağı denilebilir Toprak asilzadeler arasında bölünmüştü, köylüler ancak işçi olarak çalışıyorlardı. Bilhassa M.Ö. VI. yüzyıldan sonra kültür ve felsefe alanında büyük gelişmeler oldu. Konfüçyüs, Meçyüs, Lao-Tse gibi büyük din ve felsefe adamları bu devrede yetişti.

Çı-in Hanedanı (M. Ö. 249-206). — Kısa süren bu hanedan zamanında derebeyliğe son verildi, memleket 36 eyalete bölündü. Yollar, sulama kanalları yapıldı. Büyük Çin Setti’nin çok önemli bir kısmı da bu devirde yapıldı. Çin’in bugünkü adını da Çı-in hanedanının adından aldığı sanılmaktadır.

Han Hanedanı (M. Ö. 206 – M. S. 220). — Çin’in en parlak devirlerinden biri Han’ların zamanına rastlar. Bu devirde Çin çok kudretli bir devlet haline geldi, sınırlar genişledi. Çinliler gene zaman içinde arka arkaya beş hükümdar sülâlesi değişti. Moğol istilâsına kadar yaşayan Sung hanedanı zamanında felsefe ve sanat alanında ilerleme devam etti. 1215’ten beri Kuzey Çin’i alan Moğollar (Cengiz hanedanı), 1279’da güneyi de almışlardır.

Moğol Hanedanı (1279-1368). — Moğollar, yahut resmi adına göre «Yüan Hanedanı», uzun müddet hükümran olmadıysa da, bu çağ son derece parlak geçti. Kubilay, bugünkü Pekin’in yerinde bulunan Hanbalık’tan sadece Çin’i değil, bütün Moğol İmparatorluğunu idare ediyordu. Bu imparatorluğun batı sınırları o devirde Akdeniz’e, Polonya’ ya kadar uzanıyordu. Marko Polo’nun Çin seyahati de bu devreye rastlar. Kubilay’dan sonra Moğol hanedanının yıldızı yavaş yavaş sönmeye başladı, sonunda Ming’ler tarafından idareden uzaklaştırıldı.

Ming Hanedanı: (1368-1644). — Saf Çin’li olan bu sülâle zamanında da imparatorluk en parlak devirlerinden birini yaşadı. Bilhassa üçüncü imparator Yung Lo zamanında Pekin’de büyük saraylar, tapınaklar yapıldı. Ming’ler zamanında Kore ve Annam istilâ edildi. Çin kültürü gelişti, Avrupalılar’ la temaslar çoğalmaya başladı. Bu arada Hıristiyan misyonerler’de Çin’e geldi. Fakat zamanla zayıflayan Ming hanedanı kuzeyden gelen Mançular tarafından iktidardan uzaklaştırıldı.

• Modern Çağ: Çin’in modern (bugünkü) çağ denilen son tarih devresi XVII. yüzyılda başlar. Bu devre Mançular’la başlamış, Cumhuriyet’e kadar gelmiştir.

Advertisement

Çı-ing Hanedanı: (1644-1911). — Çin’i cumhuriyetin ilanına kadar idare eden Mançular kendilerine Çı-ing Hanedanı adını verdiler. Bu idarenin ilk zamanlarında memlekette önemli gelişmeler görüldü.

Çin XIX. yüzyıldan beri, Batılılar’la temasa başladı. Hollandalı, Fransız, İngiliz ve Amerikalılar Makao ve Kanton’a sokuldular. Çinliler yabancılara karşı çok çekingen davranıyor, onları «Yabancı Şeytan», «Barbar» gibi adlarla anıyorlardı. Batılılar da, her ne pahasına olursa olsun, Çin’le ticaretten vazgeçmek istemiyorlardı.

Afyon Savaşı ve İsyanlar. — İngilizler’in Çin’e sattıkları malların başında afyon geliyordu. Afyon Çin’de geniş ölçüde yayılmış, halk tarafından tehlikeli bir şekilde kullanılmaya başlanmıştı. Hükümet bu satışı durdurmak istiyordu. 1839’da Kanton’daki İngiliz afyon stokları yakıldı, yok edildi, İngiliz tüccarları hapsedildi. Bunun üzerine çıkan savaş 1842’de İngilizler’in zaferiyle bitti. Çin hükümeti hem savaş tazminatı vermeyi, hem yok edilen afyonların parasını ödemeyi kabul etti. Ayrıca, boş Çin limanı İngiliz ticaretine açılıyordu, Hong Kong Adası İngilizler’e bırakılıyordu.

XIX. yüzyılın ikinci yarısında memlekette iki isyan çıktı. Bunlardan birincisi İngiliz ve Amerikalılar’ın yardımı ile bastırıldı. Boxer İsyanı dîye anılan ikinci isyan ise yabancılara karşı yapılmıştı, el altından Çin İmparatoriçesi tarafından idare ediliyordu. Bu isyan da milletlerarası bir ordu tarafından bastırıldı.

Çin-Japon Savaşı ve Cumhuriyet. — İlk Çin – Japon savaşı 1894’te başladı. Savaşa Kore’de çıkan bir isyan yol açtı. Her iki memleket de Kore’ye asker göndererek isyanı bastırdılarsa da, sonradan birbirleriyle savaşa başladılar. Çin büyük kayıplara uğradı, donanması yok edildi, birçok şehirler Japonların eline geçti. 1895’te biten savaş sonunda Çin hem Kore’nin bağımsızlığını tanımak, hem de Formosa Adası’nı Japonya’ya vermek zorunda kaldı.

Bütün bu olaylar Mançu hanedanını iyice zayıflatmıştı. 1911’de Sun Yat-sen’in başkanlığındaki Milliyetçiler, imparatorluğu devirdi, 1912’de cumhuriyet ilân edildi.

• I. Dünya Savaşı’nda Çin: I. Dünya Savaşı Çin’de yeni ıstıraplara, karışıklıklara yol açtı. Her fırsatta bu memleketten toprak koparmaya bakan Japonlar Çin’den bir miktar toprak almayı başardılar. Çin 1917′ de dünya savaşına katıldıysa da faal bir rol oynayamadı, fakat savaştan sonra Cemiyet-i Akvam (Milletler Cemiyeti) ne girdi.

1925’te Sun Yat-sen’in ölümü Üzerine Çang Kay-şek Milliyetçilerin önderi oldu. 1928’e kadar süren savaşlar sonunda Çang Kay-şek’in orduları birçok yerleri, bu arada Pekin’i de ele geçirdiler. Yeniden birleşen Çin’in başkenti Nan-kîn’e getirildi.

• Japonya ile Savaş: 1931’de yeniden bir Çin – Japon savaşı başladı, Japonlar Mançurya’yı alarak orada kukla bir devlet kurdular. Bu savaş yıllarca sürdü, II. Dünya Savaşı’nın bir kısmı halinde devam etti. Japonlar Yang-Çe Nehri havzasını, Hanko’yu ele geçirdiler. Hür Çin’in başkenti Çung-King oldu.

Japon istilâ hareketinin sonucu olarak doğu eyaletlerinden büyük bir göç başladı. Birçok fabrikalar sökülerek Yang-Çe Nehri boyunca batıya taşındı. Tarihî Çangtu şehri Çin’in önemli eğitim merkezlerinden biri haline geldi. Üniversite ve kolejler kuruldu. Japonya’nın başlıca liman ve demiryollarını kontrol etmesi Çin’in dış ticaretini baltalamıştı. Çin’liler batı devletleriyle teması sağlamak için batıya yöneldiler. Birmanya yolu yapıldı. Japonya’nın A. B. Devletleri’ne hücumu üzerine Çin Mihver Devletleri’na karşı savaş açtı. Müttefikler Çin’e yardım etmeye başladılar. 1943’te Çang Kay-şek, Roosevelt ve Churchill’le görüştü. Bu görüşmede Japonya’nın aldığı bütün toprakların Çin’e geri verilmesi kararlaştırıldı. 1945’te savaşın kazanılması ile de Japonya, Çin ve Mançurya’dan tamamen çekilmek zorunda kaldı.

• Komünistler ve İç Savaş: Daha Sun Yat-sen zamanında komünizm Çin’de yayılmaya başlamıştı. Sun, Ruslardan yardım istemiş, Ruslar Çin subaylarını yetiştirmeye başlamışlardı. Bunun sonucu olarak 1920-21’de bir komünist partisi kuruldu, komünizm durmadan gelişmekte devam etti.

Advertisement

II. Dünya Savaşı biter bitmez komünist birlikler Kuzey Çin’deki birçok kilit noktalarını ele geçirdiler. Böylece Milliyetçilerle Komünistler arasında bir iç savaş başladı. A. B. Devletleri’nin ara bulmaya çalışmasına, Milliyetçiler’e yaptığı yardımlara rağmen, savaşlar devam etti, nihayet 1949’da başkent Nankin komünistlerin eline geçti. Milliyetçi Çin hükümeti Formosa Adası’na çekilmek zorunda kaldı.


Leave A Reply