Bernardo O’Higgins Kimdir?

0
Advertisement

Bernardo O’Higgins kimdir ve ne yapmıştır? Bernardo O’Higgins hayatı, biyografisi, askeri ve politik kariyeri hakkında bilgi.

Bernardo O’Higgins

Bernardo O’Higgins; (d. 20 Ağustos 1776/78?, Chillán, Şili, La Plata Genel Valiliği – ö. Ekim 1842, Peru), Güney Amerikalı devrimci önder ve Şili’nin ilk devlet başkanıdır (1817-23). Şili’nin İspanya’ dan bağımsızlığını kazanmasıyla sonuçlanan savaşta Şili ordularına komuta etmiştir.

Gençlik Yılları

İrlanda asıllı İspanyol subayı Ambrosio O’Higgins’le Chillánlı ünlü bir aileden gelen Isabel Riquelme’nin evlilik dışı oğluydu. Babası önce Şili valisi, ardından da Peru genel valisi oldu. On iki yaşında Lima’da ortaokula başlayan O’Higgins dört yıl sonra İspanya’ya gitti. On yedi yaşındayken yükseköğrenim için İngiltere’ye gönderildi. Başta Latin Amerika’nın bağımsızlığı için mücadele eden Venezuelalı devrimci önder Francisco Miranda olmak üzere, Londra’da tanıştığı Latin Amerikalı siyaset adamlarının etkisiyle koyu bir milliyetçi oldu. Geleceğin devrimci önderlerinden bazılarıyla birlikte Miranda’nın Londra’da kurduğu bir Mason locasına katıldı. 1799’da İngiltere’ den İspanya’ya geçti. İspanya’dayken ilişki kurduğu Latin Amerikalı din adamlarının da bağımsızlıktan yana olmalan inancının güçlenmesinde etkili oldu. Şili’ye dönüşünde babasından miras kalan, Chillán yakınlarındaki büyük çiftliğin başına geçen (1803) O’Higgins, 1806’da kent meclisine girdi.

Siyasi Hayatı

İspanya’nın 1808’de I. Napoléon ordularınca işgal edilmesi bu ülkenin Latin Amerika’ daki sömürgeleri üzerindeki denetimini büyük ölçüde yitirmesine yol açtı ve Latin Amerika’nın dört bir yanında ulusal bağımsızlık yolunda ilk adımlar atılmaya başladı. Santiago’nun ileri gelenlerinden oluşan bir ulusal cunta 18 Eylül 1810’da Santiago’da genel validen yetkilerini devraldı. 1811’de de Şili’nin ilk kongresi toplandı. Aynı yıl Kongre üyeliğine seçilen O’Higgins, iki yıl boyunca Şili’nin çalkantılı siyasal yaşamında önemli rol oynadı.

Peru genel valisinin Şili’yi yeniden İspanya’nın egemenliği altına sokmak amacıyla başlattığı istiladan (1814) birkaç ay sonra milis kuvvetleri albaylığından savunma kuvvetleri başkomutanlığına yükseldi. Çok geçmeden de çarpışmaların sürdüğü Concepción ilinin valiliğine atandı. Ama savaşın kötüye gitmesi üzerine komutanlıktan alındı. Şilili yurtseverler Ekim 1814’te Rancagua’da Peruluların önderliğindeki birlikler karşısında kesin bir yenilgiye uğradılar. Şili yenilgiyi izleyen üç yıl boyunca kralcıların işgali altında kaldı.

Advertisement

İşgal sırasında aralarında O’Higgins’in de bulunduğu binlerce Şilili Andlar’ı aşarak Arjantin’e sığındı. Şili’yi geri almak amacıyla üç yıl boyunca hazırlık yapan O’Higgins, Ocak 1817’de Arjantinli general José de San Martin’le birlikte, Arjantin askerleriyle Şilili sürgünlerden oluşan bir ordunun başında ülkesine döndü. İspanyollar 12 Şubat 1817’de Chacabuco’da kesin olarak yenilgiye uğratıldı ve Şili’nin büyük bölümü kurtarıldı. O’Higgins zaferden sonra geçici olarak devlet başkanlığına getirildi.

Siyasetten Sonrası

O’Higgins altı yıl boyunca sürdürdüğü bu görevi sırasında etkin bir yönetim aygıtı kurdu, ülkede barışı ve düzeni sağladı. Olumsuz koşullara karşın bir ulusal donanma kurmayı ve kralcılarla savaşmak üzere Peru’ya büyük bir askeri sefer düzenlemeyi başardı. Ama siyasal konularda başarılı olamadı. Başlattığı reformlarla tutucu kiliseyle aristokratları karşısına aldı. Daha sonra işadamlarını da kendisinden uzaklaştırdı. Saygınlığını tehdit altındaki bir ülkenin askeri önderi olmasına borçlu olan O’Higgins, savaş tehlikesinin ortadan kalkmasıyla kitlelerden gördüğü desteği yitirdi. Ocak 1823’te başkanlıktan istifaya zorlandığında, Latin Amerika’nın bir bütün olarak bağımsızlığını öngören Arjantin kaynaklı milliyetçilik anlayışı, gelişen Şili milliyetçiliği karşısında 1817’de sahip olduğu çekiciliği büyük ölçüde yitirmişti.

1823’ten ölümüne değin Peru’da, evlilik dışı oğlu Pedro Demetrio O’Higgins’le birlikte sürgünde yaşayan O’Higgins klasik bir 19. yüzyıl liberali ve İngiliz anayasal sisteminin hayranıydı. Çağdaşı bazı Şilili önderler kadar tutucu olmamakla birlikte, demokrat da değildi. Ölümünden sonra hükümetlerin ve tarihçilerin değişen siyasal eğilimlerine bağlı olarak çok farklı biçimlerde değerlendirildiyse de, Şili Cumhuriyeti’nin kuruluşunda oynadığı öncü rolü nedeniyle ülke tarihinde tartışılmaz bir yer edindi.


Leave A Reply