Hitit Uygarlığı Hakkında Bilgi, Hitit Kültür ve Medeniyeti Hakkında Bilgi

0
Advertisement

Anadolu’da parlak bir medeniyet kurmuş olan Hititler ile ilgili bilgiler. Kadeş Savaşı, Hitit Yazısı hakkında bilgiler.

Hitit Medeniyeti

Hitit Uygarlığı Hakkında Bilgi

HİTİTLER M. Ö. 1900-1200 yıllarında Anadolu ve Suriye’de yaşamış bir kavimdir. Başkentleri Hattuşaş (bugünkü Boğazköy) idi.

Hititler’in Anadolu’ya doğudan geldikleri sanılıyor. Eski Mısırlılar’ın, Asurlular’ın, Babilonyalılar’ın rakipleri olan Hititler Anadolu’da büyük bir medeniyet kurmuşlardır. Yakın zamanlarda yapılan kazılarda birçok arkeolojik eserler ele geçirilmiştir.

Hitit Devleti’nin «Eski Krallık Devri» diye bilinen ilk çağı M. Ö. 1650 yılına kadar sürmüştür. Anadolu’ya yerleşen Hititler M. Ö. 1900 yılından başlayarak bu bölgede derli toplu bir devlet kurmak için çalışmalara giriştiler, en sonunda İmparator Labarnaş Hitit birliğini kurmayı başardı. M. Ö. 1810’da kral I. Mürşil zamanında bütün Anadolu Hitit devletinin sınırları içine alınmış oldu. Murşil daha sonra, Mezopotamya’ya yürüyerek Hamurabi sülalesine son verdi. Ancak, onun ölümünden sonra ülkede bazı kargaşalıklar çıktı. Yüzyıl kadar süren kargaşalıkların sonunda Kral Telepinuş ülkeyi yeniden düzene sokmayı başardı.

Hitit GüneşiTelepinuş’un ölümünden sonra M.Ö. 1650 yılında başlayan, iki yüzyıl süren devre «Karanlık Devir» diye bilinir. Hititler’in bu devresi hakkında hiçbir belge ele geçmemiştir. M.Ö. 1450 yıllarında Hititler’in yeniden kendilerini topladıkları görülür. Başkenti gene Hattuşaş olan bir birlik kurdular. Hititler’in en parlak çağı olan M. Ö. 1200 yılına kadar süren bu devreye «Yeni Krallık Devri» denir.

Advertisement

Hititler’in en ünlü hükümdarı Subbiluliyuma bu devrede yaşamıştır. Subbiluliyuma komşusu Mitanni devletinin sınırlarını küçülttüyse de, Asurlular’la doğrudan doğruya komşu olmak istemediği için, bu devleti büsbütün ortadan kaldırmadı. Ayrıca, Halpa’yı (Halep’i) işgal etti. Subbiluliyuma’nın ölümünden sonra (M.Ö. 1346) yerine II. Murşil geçti. O da bazı istila hareketlerinde bulundu. Ondan sonra tahta Muvatalliş geçti.

Kadeş Savaşı

Öte yandan, Mısırlılarla Hititler’in arası gittikçe gerginleşiyordu. Bu gerginliğin en büyük sebebi Suriye’ydi. Her iki taraf Suriye’yi ele geçirmek istiyorlardı. Bu gerginliğin sonunda, 1295’te Kadeş Savaşı oldu. O sırada Mısır’da II. Ramses firavundu. Savaşın, iyi bir asker olduğu bilinen Ramses’in kuvvetleri lehine sonuçlandığı Mısır kaynaklarından anlaşılmaktadır. Ancak, daha sonra Mısırlılar da kuzey Suriye’den çekilmişlerdir. Böylece, aralarında bir anlaşma yapıldığı sanılıyor.

Bundan sonra, Hitit ülkesinde gene çeşitli isyanlar oldu, birkaç hükümdar değişti. Mısırlılar’la süregelen savaşlar Hititleri zayıf düşürmüştü. En sonunda, M.Ö. 1200 yılında, Balkanlar’daki Dorlar’ın baskısından kaçan Frikler, başkent Hattuşaş da dahil olmak üzere, bütün Anadolu’yu işgal ederek Hitit devletine son verdiler.

Hitit Yazısı

Hititler iki çeşit yazı kullanmışlardır. Bunlardan biri hiyeroglif, biri de çivi yazısıdır. Çivi yazısının okunabilmesi sayesinde Hititler hakkında karanlık kalan birçok noktalar açıklanmıştır. Ancak, hiyeroglifle yazılmış Hitit metinleri henüz okunmadığı için karanlık kalmış bazı noktaların aydınlatılması mümkün olamamıştır. Hitit tarihîni açıklı-yan birçok tabletler bugün İstanbul’daki Eski Eserler Müzesi’ndedir.

Hititler’in dinleri çok tanrılıydı. Tapınaklarında tanrı heykelleri bulunurdu. Tapınaklarında tanrı heykelleri bulunurdu. Tapınırken çok temiz bulunmaları şarttı.

Güneş Tanrıçası Arinna bütün tanrıların başıydı. Kral da onun baş rahibi sayılırdı. Arinna’nın üç çift gözü olduğuna inanılırdı. Güneş Tanrısı ile beraber gökteki bütün tanrılar iyi, Yeraltı Tanrıları ise kötü Tanrılardı. Bütün tanrılar insanlar gibi öfkelenirler, severler, intikam alırlar veya mükafat verirlerdi. Her şahsın, ayrıca bir de koruyucu tanrısı vardı.

Advertisement

Hititler askerliğe büyük bir önem verir, ordularını daima savaşa hazır durumda bulundururlardı. Ordu arabalı askerler ve yayalar olmak üzere, iki sınıf askerden meydana gelirdi. Savaş arabalarında üç kişi bulunurdu. Yayalar ise daha engebeli topraklarda faydalı olurlardı.


Leave A Reply