En ünlü seri katillerden biri olan Karındeşen Jack aslında kimdi? Cinayetleri ve yapılan araştırmalar onun hakkında ne diyor?
Karındeşen Jack ilk seri katil değildi. Bununla birlikte, dünya çapında medya çılgınlığını uyandıran ilk davaydı. 100 yıldan fazla bir süre sonra bile, herkes takma adını bilir ve bu saldırıların etrafındaki gizem incelenir.
Ve milyon dolarlık soru şu: Karındeşen Jack kimdi? Bunu kesin olarak kimse bilemez! Ancak profiline ve en olası şüphelilere bir göz atabiliriz.
Bir Katilin Profili.
Henüz bilmiyorsanız, Karındeşen Jack, 1888’de bir dizi korkunç seri cinayet işleyen kimliği belirsiz bir kişiydi. İmzası, tamamı kadın olan kurbanların sakatlanmasını veya parçalanmasını içeriyordu. Sadece alkolik fahişeleri hedef alıyor gibi görünmesi nedeniyle, yetkililer onun muhtemelen kolay av arayan bir erkek olduğunu düşündüler.
Parçaları bir araya getirdiklerinde, çocukken annesi tarafından istismara uğradığı veya terk edildiği anlaşıldı. Sadece kadınları öldürmesinin en olası nedeni buydu. Cinayetlerin zamanına göre, tespit edebileceğimiz birkaç ekstra ayrıntı var. Cinayetler genellikle hafta sonları ve yalnızca 12.00 ile 06.00 saatleri arasında gerçekleşti.
Bu gerçekler iki anlama geliyor: Muhtemelen bir işi vardı, ancak bekardı ve aile bağı yoktu.
Vakalar nasıl birbirine bağlandı?
Karındeşen Jack cinayetleri sırasında, zaten aynı bölgede kadınlara karşı yüksek miktarda şiddet yaşanıyordu. O günlerde Londra’nın Doğu Yakası gecekondu bölgesi olarak kabul edildi. Whitechapel’de özellikle yoksulluk çeken bölgede çok sayıda saldırı ve cinayet meydana geldi.
Nisan 1888 ile Şubat 1891 arasında 11 cinayet dizisi meydana geldi. Hepsi korkunç yöntemlerle işlendi, ancak özellikle beşi birbirine bağlanabildi. Bu kadınlar, Karındeşen Jack’in kanonik beşi olarak kabul edilir. Diğer kurbanlar doğrulanamadı.
Diğer beş kadın, çete şiddeti eylemleri olarak kabul edildi. Benzer şekilde, bu suçlardan da kimse yakalanmadı, bu nedenle Karındeşen Jack’i bu cinayetlerde göz ardı etmek imkansız. Bununla birlikte, kanonik beşin hepsi aynı detayı paylaştı: boğazları kesilerek öldürüldüler.
Dördü için başka korkunç yaralar ve sakatlıklar açıldı. Ama diğeri için, sadece bir yırtık vardı. Bu beşinin bir bağlantısı olmasına rağmen, Jack’in başka kurbanları olup olmadığını anlamanın hala kesin bir yolu yok.
Bir Manyağı Arayış
Karındeşen Jack’in aranması sırasında 2.000’den fazla kişi görüşüldü, 300’den fazla kişi soruşturuldu ve 80 kişi gözaltına alındı. Katilin insan anatomisi bilgisine sahip olduğu ve bu nedenle potansiyel olarak bir kasap olabileceği veya tıbbi alanda çalışabileceği, kurbanların üzerindeki yaralarla belirlendi.
Sonuç olarak 76 kasap ziyaret edildi ve son 6 ayı kapsayan tüm çalışanların muayenesi yapıldı. Dava, yetkililerin delil ve başarı eksikliği nedeniyle dosyayı resmi olarak kapattığı 1892 yılına kadar açık kaldı.
Olağandışı Şüpheliler
Bugün, Karındeşen Jack’in gerçek kimliğiyle ilgili 100’den fazla hipotez var. Karındeşen Jack hakkında çalışanlara “Karınbilimciler” denir. Teorileri Winston Churchill’in babası, Alice Harikalar Diyarında’nın yazarı Lewis Carroll ve Kraliçe Victoria’nın torunu gibi insanlardan oluşuyor.
Hatta bazıları Karındeşen Jack’in aslında Karındeşen Jill olduğunu bile düşünüyor. Özellikle, 1890’da sevgilisinin karısını ve çocuğunu Karındeşen’e benzer bir tarzda katlettiği için yakalanan ve idam edilen bir Mary Pearcey.
Ne yazık ki, bu teorilerden herhangi birini belirlemek için dava hakkında hayatta kalan yeterli adli kanıt yok. Ancak, büyük olasılıkla ilk 5’e kadar daraltabiliriz.
Montague John Druitt miydi?
Bir numaralı şüpheliden başlayarak! Montague John Druitt’in onu mahkum eden herhangi bir bilimsel veya somut kanıtı yoktu, ama hayatının zaman çizelgesi ürkütücü bir şekilde yakındır. Druitt, Whitechapel’deki cinayetlerin bulunduğu yerden sadece birkaç mil uzakta yaşıyordu ve aynı zamanda Karındeşen Jack cinayetlerinde de aynı bölgede görüldüğü bildirildi.
Oxford’dan gelen iyi eğitimli bir adam olmasına rağmen, birçok kişi onun “cinsel açıdan deli” olduğuna inanıyordu ve bu da kadınların öldürmesinde bir etken olacaktı.
Druitt olduğuna inanılmanın en büyük sebebi, Druitt’in cesedinin Karındeşen Jack’in muhtemel son kurbanından sadece yedi hafta sonra bulunmuş olmasıdır. Thames Nehri’nin dibinde bulundu, ölümü intihardı. Montague’nin son cinayetinden sonra tamamen delirip intihar etmesi mümkün mü?
Carl Feigenbaum muydu?
Uzmanlar Jack’in 20’li yaşların ortalarından 30’lu yılların ortalarına kadar olduğuna inanırken, bu sonraki şüpheli bir istisnadır. Carl, beş ana cinayetin her gecesi Whitechapel yakınlarında çalıştığı belgelenen 54 yaşında bir Alman denizciydi. Bölgeye demirlenirken, olasılığı arttırmak için genellikle yakındaki genelevlerde görüldü.
Daha da kötüsü, bir psikopat olduğu biliniyordu ve kadınları sakat bıraktığını itiraf etti. Kendi avukatı bile müvekkilinin Karındeşen Jack olduğuna ikna olmuştu! Carl, 1890 civarında Amerika’ya göç etti ve burada bir kadını öldürmekten suçlu bulundu ve doğruca elektrikli sandalyeye gönderildi.
Karınbilimciler, Amerika’daki Karındeşen cinayetleri ve Carl’ın kurbanıyla ilgili pek çok önemli benzerlik olduğunu söylüyorlar.
Francis Craig miydi?
Son zamanlarda, birçok insan Karındeşenin aslında kurbanlardan birinin kocası olduğuna inanmaya başladı. Francis Craig, cinayetlerde polis mahkemelerini ve cinayetlerin işlendiği Doğu Yakası’ndaki suçlarla ilgili soruşturmaları takip eden bir muhabirdi. Bazıları Craig’in şizotipal gibi bir kişilik bozukluğu olduğunu öne sürdü.
Karındeşen Jack’in ilk cinayet mahallinden sadece birkaç dakika uzakta yaşadı, bu da ona bölgesinde öldürme kolaylığı sağlıyor. Craig, fahişe olarak takma adı olduğuna inanılan Elizabeth Davies ile evlendi – Karındeşen Jack’in son kurbanı Mary Jane Kelly.
Karınbilimciler, Craig karısının fahişe olarak çalıştığını öğrendiğinde cinayetini planlamaya başladığını söylüyor. Diğer dört kadını sadece işin içinde olduğunu örtbas etmek için öldürdü.
Walter Sickert miydi?
Walter Sickert fahişelerin resmini yapmakla ünlüydü. Bazıları onun eserlerine Karındeşen Jack cinayetleri hakkında ipuçları ve semboller eklediğini söylüyor. Profesyoneller, benzerliklerin gerçek suç mahallerine çok benzediğini, sadece gerçek katilin bu resimleri yapabileceğini iddia ediyorlar.
Ona karşı diğer suçlamalardan daha az kanıt olsa da, resimlerinin benzerlikleri görmezden gelinemeyecek kadar fazla.
Aaron Kosminski miydi?
Polonyalı berber Aaron Kosminski’yi Karındeşen olarak gören saygın birçok polis memuru var. Rus doğumlu Kosminski, 1880’lerin başında Londra’ya taşındı ve cinayetler sırasında Whitechapel’de kuaför olarak çalışıyordu. Aslında, cinayet eğilimleri olan kadın düşmanı olduğu biliniyordu ve 1889’da bir akıl hastanesine gönderildi.
Cinayetler sırasında Aaron birincil şüphelilerden biriydi. Ancak hiçbir zaman kesin kanıt yoktu, bu yüzden tutuklama imkansızdı. Aaron’u cinayetlere her zaman bağlayan bir şey, kurbanlardan biri olan Catherine Eddowes’un olay yerinde bulunan bir şal. Şal kanla kaplıydı ve aslında Catherine’e ait olduğu düşünülüyordu.
Bununla birlikte, bir araştırmacı, o kalitedeki bir şalın, o zamanın Londralı bir fahişe tarafından alınması için çok pahalı olduğunu iddia ediyor. Anlamı: şal, Karındeşen Jack’e ait olabilir. Daha sonra kumaşın Rusya’da yapıldığı anlaşıldı. Polonya’da yaşayan Kosminski zamanında Rusya’nın kontrolü altındaydı ve Rus mallarının burada ticareti normaldi. Ek olarak, şalın üzerinde Aaron’un mitokondriyal DNA’sı bulundu.
Bununla birlikte, herhangi bir kanıtlama durumunda bu pek bir şey ifade etmez, çünkü bu tür bir DNA muhtemelen diğer birçok insanınkiyle eşleşecektir.
Peki bunu kim yaptı?
Yukarıdaki bilgilere dayanarak, en olası şüpheli kim olduğunu düşünüyorsunuz?
Druitt’in son kurbandan kısa bir süre sonra kendini öldürdüğünü görmezden gelmek zordur, ancak diğer adamlara yönelik tüm kanıtlar düşünülünce katili söylemek kolay görünmüyor. Son cinayetten sonra Karındeşenin ölümü, hapsedilmesi veya göç etmesi nedeniyle cinayetlerin durduğuna inanılıyor.
Muhtemelen bu soruya hiçbir zaman kesin bir cevabımız olmayacak, ancak yine de araştırmak büyüleyici.
Karındeşen Jack her kimse çoktan ölmüştür ve sadece o, gerçeğin tamamını bilecektir.
