Lastik Nedir? Lastik Nasıl Elde Edilir?

0
Advertisement

Lastik nedir? Lastik hakkında bilgiler. Lastik elde edilen bitkiler ve lastik nasıl elde edilir gibi konular hakkında da bilgiler.

lastikLASTİK, bugünkü endüstride en önemli yeri olan maddelerden biridir. Daha çok, Güneydoğu Asya ülkelerinde, Meksika’da, Brezilya’da, Afrika’da, Kolombiya’da, Ekvator’da yetişen birkaç çeşit ağaçtan elde edilir.

Lastiğin esneklik, elektriği geçirmemek, fazla ısıdan, nemden etkilenmemek, sünger kadar yumuşak, fildişi kadar sert şekillere girebilmek gibi özellikleri vardır. Lastikten faydalanan endüstri kollarının başında otomobil, elektrik, giyim, spor malzemesi, oyuncak, savaş malzemesi, yapı malzemesi, hastane malzemesi endüstrileri gelir.

Lastik, doğal olarak elde edildiği gibi yapma (sentetik) olarak da meydana getirilir. Sentetik lastik endüstrisi İkinci Dünya Savaşı sırasında gelişmiştir. 1940’ta yalnız laboratuvar denemelerinde elde edilen sentetik lastik, ondan sonraki altı yıl içinde, yılda 1.000.000 ton lastik elde edilmesini sağlayan büyük bir endüstri olarak gelişmiştir. Bugün, doğal lastikten yapılan maddelerin hemen hemen hepsi sentetik lastikten de yapılabilmektedir.

Doğal lastiği, bundan yüzlerce yıl önce Amazon kıyılarında yaşayan yerliler keşfettiler. Bunlar, lastiği kauçuk ağacından elde ediyorlar, çocuklarına oyuncak top yapmakta, giyeceklerinin, ayakkabılarının dışına sıvıyarak onları su geçirmez hale getirmekte kullanıyorlardı. Avrupalılar’ın, Brezilya yerlilerinden lastiği öğrenmelerinden, bu maddeyi endüstride faydalanılabilecek duruma getirmelerine kadar aradan çok uzun bir zaman geçmiştir.

Lastik Elde Edilen Bitkiler

Advertisement

Lastik, başlıca, ilk defa Brezilya’da yetiştirilen kauçuk ağacından; en çok Meksika çöllerinde yetişen «guayule» ağacından; Orta Amerika’da, özellikle Brezilya’da yetişen «astilloa elastica» ve «manikot» ağaçlarından; en çok Afrika’da yetişen «landolphia» adlı sarmaşıktan; Endonezya’da yetişen «dyera costulata» adlı büyük bir ağaçtan; Afrika’da yetişen «funtumia eiastica» ağacından elde edilir. Bunların arasında, en çok, en saf lastiği veren, kauçuk ağacıdır. «Guayule» ağacı, dünyada kullanılmakta olan ham lastiğin ancak yüzde birini verir, çünkü, ağacın, gövdesiyle kabuğu arasındaki «lateks» adlı sıvıyı elde edebilmek için kesilmesi gerekmektedir. Kauçuk ağacından, ise, kabuklarını soymakla sürekli olarak lateks çıkarılabilir. Endonezya’da yetişen «dyera costulata», en bol lateks veren ağaçlardan biridir. Afrika’ya mahsus olan «funtumia eiastica» ağacı, en iyi cins lastiği veren ağaçlardandır; yalnız, buradaki yerli halk çok ilkel usullerle çalıştığından bu ağacı iyice değerlendiremezler. Avrupa ülkelerinde süs bitkisi olarak yetişen «lastik ağacı» dediğimiz «ficus eiastica» Birmanya’da, Assam’da bîr endüstri bitkisi olarak yetiştirilir, böylece, çok büyük cinsleri elde edilmiştir.

Lastiğin Dünyaya Yayılması

Lastik, çok eskiden, Brezilya’nın Amazon kollarındaki kauçuk ormanlarından alınarak gemilere yüklenir, dünya pazarlarına ulaştırılırdı. 1876’da Henry A. Wickham adlı bir İngiliz, 100.000 kadar kauçuk tohumunu Brezilya’dan alarak İngiltere’ye getirdi. Bunlar, Londra yakınlarındaki Kew Gardens denilen yöreye ekildi. Tohumlardan ancak 3.000 tanesi tuttuysa da bunlar, bugünkü büyük lastik çiftliklerinin kurulabilmesini sağladı. İngiltere hükümeti, sıcak yörelerdeki sömürgelerinin ormanlık yerlerini temizliyerek buralara kauçuk fidanları diktirdi. Bu ağaçların en iyi Seylan’da, Malaya’da, Hindistan’da yetiştiği görüldü. İngilizler’in teşebbüslerini başka büyük devletler de denediler. 1912 yılına gelinceye kadar, Güneydoğu Asya bölgelerinde yetiştirilen ağaçlardan elde edilen lastik, dünya piyasasında iyi kalitesi, ucuzluğu bakımından Brezilya lastiklerinin değerini düşürdü.

Lastik Nasıl Elde Edilir

Lastik, ağaçların kabukları ile gövdeleri arasında bulunan, süt gibi bir sıvı olan «lateks» ten çıkarıldığı için, lastiğin elde edilmesindeki ilk işlem, ağaçlardan bu maddenin alınmasıdır. Lastik çiftliklerinde çalışan işçiler, lateks toplamaya, günün çok erken saatlerinde, güneş etrafı ısıtmaya başlamadan önce koyulurlar, çünkü lateks, güneşte sertleşir. Lateksi çıkarabilmek için ağacın kabuğu üzerinde boylamasına birkaç oluk açılır. Bu oluklar, ağacın dibinde açılan büyük bir olukta birleşir. Büyük oluğun altına yerleştirilen bir kabın içine ağaçtan akan lateks dolar. Her gün küçük olukların alt kenarından ince bir parça daha keserek lateks akıntısı tazelenir. Toplanan lateks büyük bir kaba doldurulur.

Bu maddeden lastiğin elde edilmesi için başlıca üç çeşit usul vardır:

Advertisement

1. — Kalay bir kaba doldurulan latekse aynı ölçüde su katılır. Bunun içine «asetik asit» konur. Asetik asit, latekstekî lastiğin pıhtılaşmasını sağlar. Katılaşan lastik, sıvı halindeki lateksten ayrılarak sıkıştırılır, yıkanır, kurutularak satışa hazır duruma getirilir.

2. — Lateks çelik bir kaba doldurulur. Buradan, ince bir boruyla, hızla dönen bir tekerleğe gönderilir. Tekerlek, dönerken ağır olan lateks dışarı doğru fırlar, daha hafif olan lastik tekerleğin üzerine yapışarak kalır. Ote yandan verilen sıcak hava bu lastik parçalarını kurutarak katılaştırır.

3. — Lastik elde etmede kullanılan usullerin en eskisidir. Bir kütük latekse daldırılır, sonra kozalaklarla yakılmış bir ateşin üzerine tutularak lateksin uçması sağlanır. Lateks uçunca, kütüğün üzerinde ince bir lastik tabakası kalır. Bu kütük gene latekse daldırılarak aynı işlem üst üste yeniden yapılır. Böylece kütüğün üzerinde bir lastik kümesi birikir. Bu, çubuklar halinde kesilerek satışa çıkarılır.

Lastiğin Kimyasal Özellikleri

Lastiğin kimyasal yapısını ilk olarak 1826 da İngiliz bilgini Michael Faraday buldu. Lastik, karbonla hidrojenden meydana gelmiştir ve (\displaystyle {{C}_{5}}{{H}_{8}})n genel formülü ile gösterilen bir hidrokarbondur. 1860’da Grenville Williams adlı bir başka İngiliz bilgini, lastiğin kimyasal yapısı ile ilgili birtakım özellikler buldu. Buna göre lastik, ısının yardımı ile çok küçük parçacıklara (moleküllere) ayrılabilir. Williams bu lastik moleküllerine «isopren» adını vermişti. İsopren moleküllerinin 5 karbon atomu ile 8 hidrojen atomundan meydana geldiğini Faraday bulmuştu; bunların özel bir yapısı olduğunu da Williams keşfetti. Bu yapı, zincir biçimi sıralanan 4 karbon atomu ile, bunların çevresinde bulunan 5 hidrojen atomundan, ayrıca çevresinde 3 hidrojen atomu bulunan ayrı bir karbon atomundan meydana gelir. Zincir sırasının dışında olan bu ayrı karbon atomu, çevresindeki 3 hidrojenle birlikte «metil grubu» diye adlandırılır. Lastiğe esneklik özelliğini kazandıran işte bu zincir biçimindeki kimyasal yapısıdır.

Lastiğin Vulkanizasyonu

«Vulkanizasyon» lastiğin kükürtle ısıtılarak sertleşmesini sağlayan bir işlemdir. Eskiden lastiğe böyle bir işlemin uygulanabileceği bilinmiyordu. Vulkanize edilmemiş lastik yazın sıcakta yumuşayarak yapışkan bir hal alıyor, kışın ise soğuktan sertleşiyordu. Esneklik özelliği sıcaklıkla değiştiğinden, lastikten bugünkü gibi geniş ölçüde faydalanılamıyordu. 1839’da, Charles Goodyear adında bir Amerikalı, evinin mutfağında, lastiği kükürtle karıştırarak bir deney yaparken bu lastik – kükürt karışımını tesadüfen sıcak sobanın üzerine dökmüştü, böylece sert, dayanıklı bir madde ortaya çıktığını gördü. Sobanın üzerine dökülen karışımın, soğuduktan sonra, hava ısısındaki değişmelerle etkilenmediğini gören Goodyear, tesadüfen keşfettiği bu işleme «vulkanizasyon» adını verdi, çünkü «Vulkan», eski Romalılar’ın ateş tanrısıydı.

Vulkanizasyon usulü keşfedildikten sonra derhal bütün lastik fabrikalarında uygulanmaya başlandı. Böylece, iyi cins lastik elde edilebildiğinden, lastik, endüstride önemli bir yer aldı. Lastiklerde, genel olarak, kükürt miktarı % 5 kadardır. Kükürt miktarı artırıldıkça lastiğin sertliği de artar. En sert lastikte % 35 kükürt vardır. Buna «ebonit» adı verilir.


Leave A Reply