Lev Troçki Kimdir? Sovyet Politikacı Komünisitin Hayatı ve Devrimleri

0
Advertisement

Sürekli devrim mottosunu ömrü boyunca savunmuş olan ünlü Sovyet komünist kuramcısı Troçki hayatı ve yaşadıkları hakkında bilgiler.

Troçki

Lev Troçki

TROÇKİ, (Rusça TROTSKİY) Leon (Lev) Davidoviç Bronstein, Sovyet politikacı, komünist kuramcı ve eylemci (Güney Ukrayna/Yanovka Köyü 1879 – Mexico City/Coyoacan 1940).

Yahudi kökenli çiftçi bir ailenin beşinci çocuğu olarak dünyaya geldi. Odessa’daki teyzesinin yanına okumaya gönderildi. Başarılı öğrenciliğinin yanı sıra, sosyalist düşüncelere ilgi duydu. Yasadışı bir gazetenin yayınına katıldı. (1897); ertesi yıl tutuklandı.

Bu dönemde tanıştığı Aleksandra Sokolvskaya ile evlendi. Sürüldüğü Sibirya’dan “Troçki” adıyla edindiği sahte pasaportla Londra’ya kaçmayı başardı (1902). Lenin ve Plehanov ile yakın dostluk kurdu; “İskra” dergisine yazılar yazdı. Belçika ve Fransa’da çeşitli toplantılara katıldı; ikinci evliliğini N. Sedova ile yaparak (1903) Cenevre’ye yerleşti. Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi’nin (RSDİP) Londra’daki ikinci kongresinde Menşevikler grubunda yer aldı (1903). Öteki Sovyet liderleriyle arasının açılmasına neden olan “sürekli devrim” kuramını bu yıllarda benimsedi.

1905 Devrim eylemi üzerine yurduna dönüp yeni kurulan İşçi Temsilcileri Sovyeti’nin başına geçti, genel grevin gerçekleştirilmesine çalıştı, boşa giden devrim çabaları sonunda tutuklanınca (aralık) ömür boyu hapisle cezalandırıldı, sürekli devrim görüşünü açıklayan ilk eserini bu dönemde yazdı. (İtogi Perspektivy / Sonuçlar ve Olasılıklar). Sibirya’dan ikinci kez kaçarak (1907), yine İngiltere’ye sığındı. 5. Kongre’de kişisel görüşlerini açıklama fırsatını kullandı. Viyana’ ya yerleşti. Almanya Sosyal Demokrat Partisi’nin yayın organlarına yazılar verdi, kendi gazetesini kurdu: Pravda (Gerçek) 1908.

Advertisement
Birinci Dünya Savaşı Sonrası

Birinci Dünya Savaşı çıkınca sınır dışı edildi, Paris’e geçti (1914). Savaşı destekleyen Parvus ile ilgisini çekip aynı görüşte birleştiği Lenin’in yanında yer aldı, savaş karşıtı sosyalistlerin toplantılarında bulundu (1915).

İspanya sürgünlüğü tutuklamayla sonuçlanınca ABD’ye gitti (Ocak 1917), Buharin ve Kolontay’ın çıkardıkları Novy Mir (Yeni Dünya) gazetesinde çalışmaya koyuldu. Ekim 1917 Devrimi’nin başlangıcını oluşturan Şubat 1917’den itibaren ön planda ve etkin görevler almakla gecikmedi. Ağustos 1917 toplantısında (RSDİPB’nin 6. Kongresi) merkez komiteye seçildi. Eylül başında Petrograd Sovyet Komitesi başkanlığına getirildi.

7 Kasım’da geçici hükümetin dağıtıldığını duyurdu. Lenin ile birlikte iktidarın Sovyetlere geçtiğini yaydı. Lenin başkanlığında örgütlenen Halk Komiserleri Konseyi tarafından dışişleri komiserliğine getirildi (8 Kasım 1917). Resmi barış görüşmelerinin başlama kararı karşısında (19 Şubat 1918) dışişleri komiserliğinden ayrıldı (3 Mart 1918), Kızıl Ordu’nun örgütlenmesi görevini üstlendi.İç Savaş’ın kazanılmasında önemli rol oynadı.

Savaş sonrasında ekonomi çalışmalarına yöneldi; Lenin’in Yeni iktisat Politikası (NEP) benimsenince (1921, 10. Kongre), savaş komünizminin yönetmelerini elden bırakmak isteyen Troçki, bu konuda da Lenin’e karşı çıkmak durumunda kaldı. 1922 sonrasında yürüttüğü bu karşıtlılık tutumu (Stalin, Kamenev, Zinovyev’e karşı) ana görüşü olan sürekli devrim kuramına dayanıyordu.

13. Kongre’de (Mayıs 1924). “Tek ülkede sosyalizm” ilkesinin sözcüsü olan Stalin, Troçki’nin parti düzenini disiplinini bozmakla suçladı; kendini savunan Troçki (Pokolenie Oktyabrya; Ekim Devriminin Öğrettikleri), çoğunluk kararıyla görevlerinden uzaklaştırıldı; Merkez Komite’den çıkarıldı; 1927 Ekim Devrimi yıl dönümünde partiden atıldı.

Önce Alma-Ata’ ya (Ocak 1928), sonra yurt dışına sürgüne gönderildi (1929, Türkiye). İstanbul’da (Büyükada) Hayatım adlı eserini yazdı (Moyaz Jizn) 1930, yaşadığı devrin olaylarını anlattığı İstoriya Russkoy Revolyutsii (Rus Devrimi Tarihi) 3 cilt, 1932, Stalin’in baskısıyla sınır dışı edilmeden önce Fransa’da iki yıl yaşadı (1933-1935). Bir süre Norveç’e sığındı, iki eserini de burada hazırladı: İhanete Uğrayan Devrim, Stalinskaya Şkola Falsifikatsii (Stalinci Sahtecilik Okulu) 1937.

Advertisement

Sonra oturma izni verilmeyince Meksika’ya gitmeyi yeğledi, başkent yakınındaki villasında hiç vazgeçmediği görüşlerini yazıp yayımlama işini sürdürdü. Bolşevik-Leninciler diye anılmasını sağlayan 4. Enternasyonali örgütledi (1938), J. Mornard takma adıyla bilinen Roman Mercador tarafından çekiçli saldırısı sonucu başından ağır yaralandı (19 Ağustos 1940), ertesi gün öldü. Mihail Gorbaçov döneminde, saygınlığı geri verildi (1988). Stalin tarafından öldürtüldüğü kesinlik kazandı.

Lev Troçki

Kaynak: commons.wikimedia.org

Kaynak 2

Lev Troçki; (1879-1940) 1917 Sovyet devriminin önderlerinden komünist kuramcı ve eylemcidir.

1917-24 arasında Dışişleri ve Savaş Komiserliği yapmış, Le-nin’in ölümünü izleyen iktidar mücadelesinde Stalin’e yenik düşerek sürgüne gönderilmiştir. Yurt dışında Stalin’e karşı yürütülen bir muhalefete önderlik etmiş ve Stalinist bir ajan tarafından öldürülmüştü!.

Troçki sürekli devrim kuramı çerçevresinde geliştirdiği Marksist bir düşünce ortaya atmıştır, buna Troçkizm denir. Troçki’nin sürekli devrim kuramı hem Marx’ııı aşamalı ve kesintisiz devrim kuramından, hem de bunun Lenin tarafından geliştirilmiş biçiminden farklı olarak dünya çapında bir çeşit aşamasızlığı öngörüyordu. Troçki’ye göre bir ekonomik sistem tarihsel açıdan ulusal bir sistem olarak değil, bir dünya sistemi olarak görülmeliydi. Yerleşim yeri, nüfus, ulaşabilir kaynaklar ve çevre ülkeleri baskısı gibi bölgesel etmenler her ülkede farklı gelişme hızlarına yol açmakla birlikte, dünya pazarının yasaları ulusal ekonomik gelişmelerin hepsini etkilemekteydi. Bu durumda Sovyet devriminin başarısının sürekliliği başka ülkelerdeki, özellikle de Batı Avrupa’daki devrimlere bağlıydı; dolayısıyla da koşullar ne olursa olsun başka ülkelerdeki devrim girişimleri desteklenmeliydi. Gelişmiş bir ülkede devrimi ancak işçi sınıfı gerçekleştirebilirdi ve işçi sınıfı iktidara geldiğinde tarımda reforma gitmeli, hı/.lı bir ekonomik kalkınmaya, sosyalist bir birikime yönelmeliydi.


Leave A Reply