Orta Amerika’nın Erken Dönem Tarihi

0
Advertisement

Orta Amerika kıtasının erken dönem tarihi ve evrimi ile ilgili olarak genel bilgilerin kısaca verildiği sayfamız.

Bu bölgeye ilk insanlar, Pleyistosen’in son katında (Wisconsin) geldiler. Orta Meksika’daki Valsequillo ve Tlapacoya’da bulunan kabaca yontulmuş aletlerin, İÖ 40 bin – 20 bin yıllarına ait olduğu ileri sürülür. Bu varsayımla, Kuzey Amerika yoluyla Asya’dan Orta Amerika’ya gelen insanın, buraya ulaştığında henüz büyük hayvan avcılığında uzmanlaşmış bir kültür ve teknolojiye sahip olmadığı düşünülebilir.
Orta Amerika
Buzulların çekilmesinden sonra artan kuraklık ve değişen hayvan varlığı da, Orta Amerika’da yaşayanları, büyük hayvan avcılığından başka geçim yolları bulmaya zorlamış; bu halklar küçük hayvan avcılığına ve yabani bitki toplayıcılığına yönelmişlerdir. Bu değişimi en iyi açıklayan bulgular, Puebla’nın Tehuacân Vadisinde elde edilmiştir.

Erken El Riego (İÖ 7000 – 5000) ve Coxcatlân (İÖ 5000 – 3400) dönemlerinde Tehuacân Vadisinde yaşayanlar, yılın bir bölümünü küçük av kamplarında, bir bölümünü de bitki ve tohum toplama merkezi olarak kullandıkları daha büyükçe geçici köylerde geçiren mevsimlik göçebelerdi. Bu bitkiler arasında çeşitli otlar, agaveler ve kaktüs meyveleri vardı. Mısır bu dönemde, bir olasılıkla İÖ 5000 dolayında yabanıl bir ottan evcilleştirildi. Avokado, biber, horozibiği ve kabak da bu dönemde yetiştirilen öteki ilkel bitkilerdi. Abeja döneminde (İÖ 3400 – 2300) tarımı yapılan bitkiler yabani bitkilere oranla çoğaldı ve avcılığın önemi azaldı. Yabani bir bitkiyle döllenerek elde edilen melez bir mısır türü ilk kez bu dönemde ortaya çıktı; kabak ve fasulye geliştirilmeye başlandı. Dönemin sonuna doğru yerleşmeler daha kalıcı nitelik kazandı. Gene Abeja döneminin son yüzyılları sırasında Yerliler, öğütücü araçların yanında taştan kaplar yapmayı da başardılar. Purron döneminde (IÖ 2300 – 1500) ise önceki taş kapların benzeri olan ilk çömlekler yapıldı.

Oluşum dönemi. İÖ 2000’e gelindiğinde Orta Amerika’daki bazı köy toplulukları tümüyle ya da büyük ölçüde tarımla geçiniyordu. Bu köyler çoğunlukla Orta Amerika’nın güneyinde bulunduğuna göre, tarım büyük olasılıkla ilk kez güney bölgelerinde başladı. Ama Orta Amerika tarımcılığının çıkış noktası olarak Tehuacân Vadisi gibi tek bir yer aramak, bir basitleştirme olur. Kesin” olan, mısırın ilk önce yüksek kesimlerde evcilleştirilmiş olduğudur. Ama mısırın genetik gelişme sürecinin önemli bölümünü, kıyı düzlükleri gibi başka çevrelere taşınması ve melezleştirilmesi oluşturmuştur.

Oluşum döneminin orta evresinde, basit tarımcı köylerden, siyasal-dinsel merkezler ya da çekirdekler çevresinde örgütlenmiş olan daha karmaşık toplumlara geçildi. Son evrede ise, törensel bir merkez ve çevresindeki uydu köyler biçiminde ortaya çıkan karmaşık toplumlar, Örta Amerika’nın büyük bir bölümüne yayıldı. Bu dönemde bir başka önemli gelişme, hiyerogliflerin ve karmaşık takvim hesaplarının ortaya çıkması oldu. Gerçek kent ya da kent merkezi de bu dönemde belirdi. Kalabalık kent yaşamı ilk kez Meksika’da, 1,5 km2’den daha geniş bir alana yayılan Teotihuacân kentinde görüldü. Bu kent daha sonra 10 katı aşan bir büyüme gösterdi ve Kolomb öncesi Amerika’nın en önemli kenti oldu.

Klasik dönem. Orta Amerika’nın geç oluşum döneminde belirmeye başlamış olan estetik ve dinsel kalıplar bu dönemde biçimlendi. İS 650’de Teotihuacân kentinin yıkılmasıyla Klasik dönem uygarlıklarının çöküşü de başladı. Ticari, siyasal ve dinsel bir metropol olan bu kent, kuzeyden inerek Meksika’yı ele geçiren ve Hidalgo’daki Tula’da kendi başkentlerini kuran savaşçı Toltekler gelmeden önce gerilemeye başlamıştı. 700 – 900 arasında, Orta Amerika’nın güneyi savaşlara ve göçlere sahne oldu; bölgenin eski kültürleri bu karışıklıklardan büyük ölçüde etkilendi. Bu olaylar, bir olasılıkla, Yuta-Aztek kökenli Nahua kabilelerinin daha sonra Meksika’nın ortalarından çıkıp Guatemala ve El Salvador’a yayılmalarıyla bağlantılıydı. Klasik sonrası dönem. Klasik sonrası dönem, dört ana gelişmeyle belirlenir: Klasik döneme özgü eski yerel kültürlerin, ayırt edici sanat ve mimarlık üsluplarının ve dinsel geleneklerin parçalanması tamamlanır; yeni kültürlerde dindışı eğilimler görülür; müstahkem kentler çoğalır ve sanat ürünlerinde savaş temaları ağırlık kazanır; geç oluşum döneminde ilk kez ortaya çıkmış olan kent türü topluluklar daha belirgin hale gelir.

Advertisement

Azteklerin, bugünkü Mexico kentinin yerinde kurulan başkenti Tenochtitlân, bu dönem sonlarında Orta Amerika’ya egemen oldu. Aztek Devleti, Meksika’nın orta ve güney kesimlerinde bir kıyıdan öbürüne yayıldı. Bu yapı, çok sayıda bağımlı ulusu gevşek bağlarla bir arada tutuyordu. Hernân Cortes, Veracruz’dan Tenochtitlân üzerine yürüdüğü sırada, Azteklerin boyunduruğundan kurtulmak isteyen kabileler ona yardım ettiler. Maya topraklarında Tolteklerin denetiminde bulunan Chichen-ltzâ yaklaşık 1200’de üstünlüğünü yitirdi. Daha sonra, Yukateklerin surlarla çevrili Mayapân’ı başkent yapmasıyla birlikte, Mayalar bir ölçüde yeniden canlanacaktı.

Aşağı Orta Amerika (Honduras’ın doğusu, Nikaragua, Kosta Rika ve Panama) Orta Amerika kültür alanının dışında kalır. Bölgenin halkları, dilleri ve kültürleri, Yukarı Orta Amerika’nın kuzeyinden ve Meksika’dan çok, Güney Amerika kıtasının kuzeybatısıyla bağlantılıdır.

Aşağı ve Orta Amerika’da en eski yerleşme belirtileri, Güney Amerika’nın kuzeybatısının kıyı geleneğine bağlı olan yiyecek toplayıcıların ve balıkçıların İÖ y. 4000’de yaşadığı Panama’da görülür. Bundan sonraki iki ya da üç bin yıllık sürede, basit ya da oyulmuş çömlekler yapmayı öğrenmelerine karşın, bu halkların yaşam biçimi çok az değişti. 16. yüzyılda bugünkü Panama’yı, Kosta Rika’yı ve Nikaragua’nın büyük bölümünü içine alan bölgede, Çipça dillerini konuşan kabileler yaşıyordu. Nikaragua’nın batı kıyılarında ise, Çorotega ve Nikarao gibi, Orta Amerika dilleri konuşan kabileler vardı. Altın işlemeciliği ve ziynet eşyası dökümcülüğü. Aşağı Orta Amerika’da özellikle Panama ve Kosta Rika’da yüksek bir nitelik kazanmıştı. Orta Amerika’da daha madenler bile öğrenilmemişken, metal işlemeciliği Güney Amerika’nın And bölgelerinden buraya ulaşmıştı.


Leave A Reply