Rauf Orbay Kimdir? Asker, Siyaset ve Devlet Adamımızın Hayatı Hakkında Bilgi

0
Advertisement

Rauf Orbay kimdir ve ne yapmıştır? Asker, siyaset ve devlet adamımız Rauf Orbay’ın hayatı, biyografisi, eserleri ve siyasi kariyeri hakkında bilgi..

Rauf Orbay

Rauf Orbay

Rauf Orbay; (d. 1881, İstanbul – ö. 16 Temmuz 1964, İstanbul), asker, siyaset ve devlet adamıdır. Kurtuluş Savaşı’nda yer almış, başbakanlık yapmış ve Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın (TpCF) kurulmasında önemli rol oynamıştır.

Trablusgarp valiliği ve Heyet-i Ayan üyeliği yapmış Muzaffer Paşa’nın oğluydu. Trablusgarp Askeri Rüştiyesi’ni, Bahriye Mektebi’ni (sonradan Deniz Harp Okulu) ve Mühendishane-i Bahri-i Hümayun’u bitirerek Osmanlı donanmasına katıldı. Yemen harekâtında ve Sisam Ayaklanması’nın bastırılmasında (1908) görev aldı. 1909’da Tuna Uluslararası Suyolu Komisyonu’nda Osmanlı temsilcisi olarak bulundu. Trablusgarp Savaşı’na (1911-12) katıldı. Balkan Savaşı’nda Hamidiye kruvazörüyle Karadeniz ve Akdeniz’de düzenlediği vur kaç baskınlarıyla ün kazandı ve deniz savaşlarındaki başarılarından dolayı “Hamidiye kahramanı” olarak anılmaya başladı. I. Dünya Savaşı’nda (1914-18) Afganistan’ ın Osmanlı Devleti yanında yer alması için olağanüstü temsilci olarak Kâbil’e gönderildi. Görevini tamamlayamadan, Enver Paşa tarafından Genel İran Cephesi komutanlığına atandı. İstanbul’a döndüğünde kaymakamlığa (yarbay) yükseltildi ve Bahriye Nezareti Erkân-ı Harbiye reisliğine getirildi. Türk ve Rus tutsakların değişimi amacıyla 1917’de Danimarka’da toplanan komisyonda, miralay (albay) rütbesiyle Türk delegasyonuna başkanlık etti. Brest-Litovsk Konferansı’nda (1918) Osmanlı delegesi olarak bulundu. 14 Ekim 1918’de kurulan Ahmed İzzet Paşa hükümetinde bahriye nazırı olarak görev aldı. Mondros Mütare-kesi’ni (30 Ekim 1918) imzalayan Osmanlı delegasyonunun başkanlığını yürüttü.

Askerlikten 8 Mayıs 1919’da ayrıldı ve Mustafa Kemal’in (Atatürk) ardından Anadolu’ya geçti. Amasya Tamimi’nin (21 Haziran 1919) hazırlanmasına katkıda bulundu. Erzurum Kongresi’nde (23 Temmuz-7 Ağustos 1919) Heyet-i Temsiliye’ye seçildi. Sivas Kongresi’nde (4-11 Eylül 1919) başkan yardımcılığını üstlendi. 12 Ocak 1920’de toplanan son Heyet-i Mebusan’a Sivas mebusu olarak katıldı. Mecliste Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti adına Felah-ı Vatan Grubu’nu kurdu. Sivas Kongresi kararlarının ana hatlarıyla yer aldığı Misak-ı Milli’nin kabul edilmesinde büyük rol oynadı. 16 Mart Baskını (1920) sonrasında İngiliz işgal kuvvetlerince tutuklanarak Malta’ya sürüldü.

Lord Curzon’un yeğeni Binbaşı Rawlin-son’la değiştirilerek 16 Mart 1921’de serbest bırakıldıktan sonra 11 Kasım’da Ankara’ya gitti. Sivas mebusu olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) katıldı ve nafıa vekilliğine getirildi. 21 Kasım’da TBMM başkan yardımcılığına seçildikten sonra her iki görevi birlikte yürüttü. 12 Temmuz 1922’de başvekillik görevini üstlendi. Bu görevdeyken başlayan Lozan Barış Konferansı’nın (1922-23) ön hazırlıklarını yönetti. Mecliste Mustafa Kemal’e karşı muhalefeti oluşturan İkinci Grup içinde yer aldığından ve İsmet Paşa (İnönü) ile anlaşmazlığa düştüğünden 4 Ağustos 1923’te görevinden ayrıldı. Halifeliğin kaldırılmasının gündemde olduğu günlerde İstanbul’da Halife Abdülmecid Efendi ile görüştüğü için sert eleştirilere hedef oldu. Halk Fırkası’ndan (sonradan Cumhuriyet Halk Partisi) ayrılan mebuslarla birlikte TpCF’yi kurdu (17 Kasım 1924).

Kâzım Karabekir‘in başkanlığını, Ali Fuat Paşa’nın da (Cebesoy) genel sekreterliğini üstlendiği TpÇF, TBMM’de etkili bir grup oluşturarak İsmet Paşa’yı başvekillikten çekilmeye zorladı. Ama çok geçmeden Şeyh Said Ayaklanması’nın (1925) kışkırtıcıları arasında gösterilerek kapatıldı (3 Haziran 1925). Baskıların yoğunlaştığı bu dönemde tedavi amacıyla Avusturya’ya giden Hüseyin Rauf, Haziran 1926’da İzmir Suikastı girişimiyle ilgili görülerek gıyapta yargılandı ve 10 yıl ağır hapis cezasına çarptırıldı. Uzun süre yurtdışında kaldıktan sonra 1935’te Türkiye’ye döndü ve Ali Fuat Cebesoy aracılığıyla Atatürk tarafından Ankara’ya çağrıldı. Hakkındaki suçlamanın kaldırılmaması üzerine yeniden İstanbul’a döndü. İsmet İnönü‘nün cumhurbaşkanı olmasından sonra, cezalandırılmasının adli bir hata olduğu sonucuna varıldı. 1939’da Kastamonu milletvekili seçildi. 1942’de Londra büyükelçiliğine atandıysa da bakanlıkla anlaşmazlığa düşerek 1944’te görevinden ve devlet memurluğundan ayrıldı. İsmet İnönü’nün yeni bir parti kurma önerisini geri çevirerek yaşamının geri kalan bölümünü siyasetten uzak geçirdi. Cemal Kutay’ın, Rauf Orbay’ın anılarından ve belgelerinden yararlanarak hazırladığı Osmanlıdan Cumhuriyete Yüzyılımızda Bir İnsanımız: Hüseyin Rauf Orbay (1881-1964) adlı beş ciltlik bir yapıt 1992’de yayımlanmıştır.

Advertisement

Leave A Reply