Tarih Boyunca Doğum

0
Advertisement

Tarih boyunca doğum yöntemleri ve çeşitleri ile ilgili bilgiler. Geçmişte doğumlar nasıl yapılırdı? Doğum yöntemleri tarih boyunca nasıl gelişmiştir.

Doğumun, çok eski devirlerden beri birçok gelenekleri olmuştur. Bilhassa kadının doğum sırasındaki yatış durumu tarih boyunca çeşitli gelişmeler geçirmiş, memleketten memlekete değişmiştir. Eski Mısır’da doğum diz üstü, ya da bir yere oturmuş olarak yapılırdı; Eski Yunanistan’da ise yatarak yapıldığı gibi oturarak da yapılırdı. Roma ve Pompei’de bulunan resimlerde kadın yataktayken vücudun üst kısmının biraz doğrultulduğu görülüyor.

Eski Yunanlı, Mısırlı ve Yahudilerde çok hünerli ebeler vardı. O çağlarda hekim ancak çok güç durumlarda çağırılıyor, yetişinceye kadar da bebek zaten ölmüş oluyordu. Roma’da bazen cerrahlar, zor durumlarda, çocuğu rahimde çevirerek doğum yaptırırlardı.

XVI ve XVII. yüzyıl Avrupa’sında doğum alanında bazı ilerlemeler oldu. Fransa’da, gerektiği zaman, doğum yapan kadının butları, boynun arkasından, ayak tabanlarından geçirilen bir bağla birbirinden ayrılıyordu. Almanya’da XVI. yüzyıldan itibaren özel doğum masaları kullanılmaya başlandı.

Doğum masaları Hollanda ve Belçika’da da kullanılıyordu. Hatta bu masalar Hollanda’da kızların çeyizleri arasında bulunurdu. Başka bir adet de doğumu «canlı doğum masaları» üzerinde yapmaktı. Bunlar erkeklerden olurdu. Aralarında bazıları öyle şöhret kazanmıştı ki, birçok kadınlar onların üstünde doğurmaya can atarlardı. İngiltere’de XVII. yüzyılda yan yatarak doğurma şekli meydana çıktı. Kadın bir yanına yatıyor, ebeye sırtını dönüyordu.

Gene XVII. yüzyılda Fransa’da forsepsi kullanılmaya başlandı. Bunu ilk defa bulan soydan ebe Chamberlen ailesi sırlarını kimseye açmadılar. Yıllar boyunca forsepsi kullanmak yalnız onlara mahsus bir usul olarak kaldı. Forsepsi kullanacakları zaman odadakileri dışarı çıkarır, ondan sonra doğumu yaparlardı. En sonunda 1728’de Hugh Chamberlen bu sırrı açıkladı. Daha sonraları bu alet geliştirildi.

Advertisement

XIX. yüzyıldan itibaren de doğum alanında büyük ilerlemeler kaydedildi, doğumda çocuğun da, annenin ölümü de gittikçe azaldı.

BİZDE DOĞUM GELENEKLERİ

Çok mutlu bir olay sayılan doğumun bizde de özel gelenekleri vardı. Gebelik altıncı ayma gelince, bebeğin ilk eşyası hazırlanmış olurdu. Bunun üzerine ailenin güvendiği bir ebe çağırılır, ebe hanım kundağı yayar, çnun üstüne etek bezini serdikten sonra ayak ve omuzu saracağı yumuşak tülbendi örterdi. Ayrıca, ayak ucuna ara bezi, tülbent, üste de takke konurdu* İstanbul dahil, bazı bölgelerde, hazırlanan kundağın devşirilmesine besmeleyle başlanır, bu arada içine çöreotu serpiştirmek de unutulmazdı. İşi biten kundak bir bohçaya konarak Kıble’ye karşı bir duvara asılır, üstüne Kuran konurdu. Bundan sonra, doğum yaklaşınca ebe gelir, doğumun zamanını tâyin ederdi.

İstanbul’da doğumlar genel olarak «ebe hanım iskemlesi» nde yapılırdı. Bir koltuğa benziyen, oturulacak yerinin bir kısmı oyuk olan bu iskemleyi doğum iyice yaklaşınca ebe getirir, başka gerekli hazırlıkları da tamamlardı. Bu doğum iskemlesi çeşidi bugün Topkapı Müzesi’nde bulunmaktadır.

Doğum sırasında etrafta bulunanlar tekbir getirirlerdi. Doğumun başladığını anlatmak üzere ilk tekbiri ebe hanım alırdı. Bundan sonra, doğan bebek yıkanır, önceden hazırlanan kundağa yatırılırdı.

Advertisement


Leave A Reply